Güçlükonak eylemiTSK kontrolündeki koruculara yaptırıldı; Okkan'ın şehid edilmesinde Göktaş suçlu; Küçük: Bahçeli'yi 18. kattan atmalı...
Ergenekon davasında tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan eski Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Özcan Tozlu, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın şehit edilmesi olayı ile ilgili Levent Göktaş'ı suçlayıcı ifadelerde bulundu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında eski Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Özcan Tozlu tanık olarak dinlendi. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan'ın şehit edilmesi olayında Levent Göktaş'ın suçlu olduğunu belirten Tozlu, Şırnak'ta 1996 yılında 11 korucunun yakılarak öldürüldüğü 'Güçlükonak katliamı'nın da terör örgütü PKK'nın eylemi olmadığını iddia etti. Tozlu, 16 Mayıs 2001'de Malatya'da CASA tipi askeri uçağın düşürülmesinden TSK mensuplarının sorumlu olduğunu ifade ederek, Levent Göktaş'ın kendisine olayın kaza olmadığını söylediğini anlattı.
Star'a göre; 1997 yılında açığa alınan ve 2001'deki YAŞ kararlarıyla da ordudan atılan Tozlu, yeminli olarak verdiği ifadesinde Orgeneral Çevik Bir'in darbe için hazırlanan 500 sayfalık belgenin altında imzası olduğunu ve bu durumu Başbakan Mesut Yılmaz'a ile bazı siyasilere aktardığını söyledi. Tozlu, "Durumu Levent Göktaş'a aktardım. İbrahim Şahin ile görüşmemi söyledi. Durumu telefonda görüştüğüm İbrahim Şahin'e de söyledim. Bana, 'Çocuk musun telefonlar dinleniyor' diyerek kızdı. Şahin 'Birkaç mason kırıntısına bu ülkeyi yedirmeyiz.' dedi. 45 gün sonra tayinler oldu. Çevik Bir, 1. Orduya alındı 1998 yılında bu şekilde darbe önlenmiş oldu." dedi.
Tanık Tozlu, ailesiyle tatile gittiği Kuzuluk'ta Göktaş'ın yanına uğradığını belirterek, "Göktaş bana 'senden çok memnunuz' diyerek 15 bin dolarlık bir çek verdi. Çeki örtülü ödenekten verildiğini anlattı. Ancak ben bunu almadım. O zaman çeki 13 yaşında olan kızım ile 10 yaşında olan oğluma uzattı. Onlar da almadı. Adama sorarlar bu paranın kaynağı nedir dedim. Benim parayı beğenmediğimi söyledi. Daha sonraki görüşmemizde hesabında 200 bin dolar olduğunu derhal 20 binini almamı söyledi. Beni İskenderun-İstanbul arasında kontronör yapacaklarmış. Ben ordudan uzaklaştırıldığımı belirterek bu işin nasıl olacağını sordum. Hallederiz şekilinde cevap verdi." iddiasında bulundu.
1994 yılında Güçlü Konak Jandarma Komutanlığı yaptığı dönemde bir mescit inşaatına başladıklarını anlatan Tozlu, Tuğgeneral Selahattin Uğurlu'nun kendisini sevmediğini ve bu inşaatı görünce 'Yapacak başka bir şey bulamadın mı?' diye sorduğunu söyledi. Kozlu, "Bu süreç sıkıntılar sürdü. Beni Şırnak Jandarma Tabur Komutanlığı'na alındım. 2 ay sonra Güçlükonak'ta 11 korucu ile 2 köylünün bir minibüs içerisinde kurşunlanıp, yakılması olayı oldu. Şırnak'taki komutanım bana sordu. 'Sen o bölgede çalıştın şu haritayı bir incele saldırı nasıl olmuştur?' diye sordu. Ben de baktım ve eyvah dedim. Çünkü korunaklı bir bölgeydi. Askeri birliklere çok yakındı. PKK'nın burada eylem yapmasına imkan yoktu. Olay TSK kontrolündeki koruculara yaptırılmış. Yenimahalledeki Müsteşarlığa bildirildi. Eylemde roketatar ve ağır silahlar kullanıldı." dedi.
Gaffar Okkan suikastine ilişkin soruşturmanın yeniden açılmasına neden olan Özcan Tozlu, basına yaptığı açıklamalarda Okkan'ın, Levent Göktaş'ın idaresindeki 7 kişilik Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timi tarafından öldürüldüğünü iddia etmişti. Özcan Tozlu, suikasten bir yıl sonra Ankara'ya ziyarete gittiğinde Göktaş'ın, kendisine suikasti anlattığını söylemişti. Mahkemede de bu iddiasını tekrarlayan Tozlu "Levent Göktaş 'Keşke bu eylemi yapmasaydık' dedi. Ben de 'O polislere acımadın mı. Allah belanı versin' dedim. Göktaş, 'Oğlum Allah'a nasıl hesap vereceğiz' dedi. 3,5 ay sonrada Malatya'da CASA tipi askeri uçak düştü. İçinde Okkan suikastını gerçekleştiren Tim bulunuyormuş" şeklinde konuştu.
Savcı Nihat Taşkın'ın, TSK'dan ne sebeple atıldığını sorması üzerine tanık Özcan Tozlu, disiplinsizlik ve ahlaksızlık, erlerden zorla para toplamak, Bosna-Hersek için para toplamak, kantinde satılması yasak olan bazı eşya ya da gereçleri faturasız olarak satmak gibi 8 benzer konu ile suçlandığını ve 34 ay 28 gün hapis cezası aldığını, hapis cezasının paraya çevrilip ertelendiğini ve bu gerekçeyle de TSK'dan atıldığını söyledi. Suç tarihinin 1 Ocak 1994 olarak gösterildiğini belirten Tozlu, göreve Temmuz ayında başladığını ve üzerine iftira atıldığını iddia etti.
Savcı Taşkın'ın soruları üzerine Tozlu, Göktaş tarafından 3 kez çağrıldığını ve bu nedenle üç kez görüştüklerini söyledi. Tozlu, bir konuşmaları sırasında Veli Küçük'ün, "Devlet Bahçeli'yi parti genel merkez binasının 18. katından atmak lazım." dediğini aktardı.
Daha sonra da Levent Göktaş, kendisi aleyhine suçlamalarda bulunan tanık Özcan Tozlu'ya soru sormak için söz aldı. Göktaş, "İfadenizde 2000 yılında Jandarma tesislerinde buluştuğumuzu söylüyorsunuz. Tarihi hatırlıyor musunuz?" diye sordu. Tozlu ise Mayıs ya da Haziran ayında olabileceğini söyledi. Bunun üzerine Göktaş, Mayıs ayından Eylül ayına kadar Şam'da görevli olduğunu söyledi. Tozlu ise "Tesislerde görevli Astsubay Giray Ozan'ı tanık olarak çağırabilirsiniz. Oraya gelişimde güvenlik nedeniyle ismimi kaydetmemesini istedim. Benim isteğimi yerine getirdi ve ziyaretçi kayıt defterine adımı yazmadı." dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında eski Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Özcan Tozlu tanık olarak dinlendi. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan'ın şehit edilmesi olayında Levent Göktaş'ın suçlu olduğunu belirten Tozlu, Şırnak'ta 1996 yılında 11 korucunun yakılarak öldürüldüğü 'Güçlükonak katliamı'nın da terör örgütü PKK'nın eylemi olmadığını iddia etti. Tozlu, 16 Mayıs 2001'de Malatya'da CASA tipi askeri uçağın düşürülmesinden TSK mensuplarının sorumlu olduğunu ifade ederek, Levent Göktaş'ın kendisine olayın kaza olmadığını söylediğini anlattı.
Star'a göre; 1997 yılında açığa alınan ve 2001'deki YAŞ kararlarıyla da ordudan atılan Tozlu, yeminli olarak verdiği ifadesinde Orgeneral Çevik Bir'in darbe için hazırlanan 500 sayfalık belgenin altında imzası olduğunu ve bu durumu Başbakan Mesut Yılmaz'a ile bazı siyasilere aktardığını söyledi. Tozlu, "Durumu Levent Göktaş'a aktardım. İbrahim Şahin ile görüşmemi söyledi. Durumu telefonda görüştüğüm İbrahim Şahin'e de söyledim. Bana, 'Çocuk musun telefonlar dinleniyor' diyerek kızdı. Şahin 'Birkaç mason kırıntısına bu ülkeyi yedirmeyiz.' dedi. 45 gün sonra tayinler oldu. Çevik Bir, 1. Orduya alındı 1998 yılında bu şekilde darbe önlenmiş oldu." dedi.
Tanık Tozlu, ailesiyle tatile gittiği Kuzuluk'ta Göktaş'ın yanına uğradığını belirterek, "Göktaş bana 'senden çok memnunuz' diyerek 15 bin dolarlık bir çek verdi. Çeki örtülü ödenekten verildiğini anlattı. Ancak ben bunu almadım. O zaman çeki 13 yaşında olan kızım ile 10 yaşında olan oğluma uzattı. Onlar da almadı. Adama sorarlar bu paranın kaynağı nedir dedim. Benim parayı beğenmediğimi söyledi. Daha sonraki görüşmemizde hesabında 200 bin dolar olduğunu derhal 20 binini almamı söyledi. Beni İskenderun-İstanbul arasında kontronör yapacaklarmış. Ben ordudan uzaklaştırıldığımı belirterek bu işin nasıl olacağını sordum. Hallederiz şekilinde cevap verdi." iddiasında bulundu.
1994 yılında Güçlü Konak Jandarma Komutanlığı yaptığı dönemde bir mescit inşaatına başladıklarını anlatan Tozlu, Tuğgeneral Selahattin Uğurlu'nun kendisini sevmediğini ve bu inşaatı görünce 'Yapacak başka bir şey bulamadın mı?' diye sorduğunu söyledi. Kozlu, "Bu süreç sıkıntılar sürdü. Beni Şırnak Jandarma Tabur Komutanlığı'na alındım. 2 ay sonra Güçlükonak'ta 11 korucu ile 2 köylünün bir minibüs içerisinde kurşunlanıp, yakılması olayı oldu. Şırnak'taki komutanım bana sordu. 'Sen o bölgede çalıştın şu haritayı bir incele saldırı nasıl olmuştur?' diye sordu. Ben de baktım ve eyvah dedim. Çünkü korunaklı bir bölgeydi. Askeri birliklere çok yakındı. PKK'nın burada eylem yapmasına imkan yoktu. Olay TSK kontrolündeki koruculara yaptırılmış. Yenimahalledeki Müsteşarlığa bildirildi. Eylemde roketatar ve ağır silahlar kullanıldı." dedi.
Gaffar Okkan suikastine ilişkin soruşturmanın yeniden açılmasına neden olan Özcan Tozlu, basına yaptığı açıklamalarda Okkan'ın, Levent Göktaş'ın idaresindeki 7 kişilik Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timi tarafından öldürüldüğünü iddia etmişti. Özcan Tozlu, suikasten bir yıl sonra Ankara'ya ziyarete gittiğinde Göktaş'ın, kendisine suikasti anlattığını söylemişti. Mahkemede de bu iddiasını tekrarlayan Tozlu "Levent Göktaş 'Keşke bu eylemi yapmasaydık' dedi. Ben de 'O polislere acımadın mı. Allah belanı versin' dedim. Göktaş, 'Oğlum Allah'a nasıl hesap vereceğiz' dedi. 3,5 ay sonrada Malatya'da CASA tipi askeri uçak düştü. İçinde Okkan suikastını gerçekleştiren Tim bulunuyormuş" şeklinde konuştu.
Savcı Nihat Taşkın'ın, TSK'dan ne sebeple atıldığını sorması üzerine tanık Özcan Tozlu, disiplinsizlik ve ahlaksızlık, erlerden zorla para toplamak, Bosna-Hersek için para toplamak, kantinde satılması yasak olan bazı eşya ya da gereçleri faturasız olarak satmak gibi 8 benzer konu ile suçlandığını ve 34 ay 28 gün hapis cezası aldığını, hapis cezasının paraya çevrilip ertelendiğini ve bu gerekçeyle de TSK'dan atıldığını söyledi. Suç tarihinin 1 Ocak 1994 olarak gösterildiğini belirten Tozlu, göreve Temmuz ayında başladığını ve üzerine iftira atıldığını iddia etti.
Savcı Taşkın'ın soruları üzerine Tozlu, Göktaş tarafından 3 kez çağrıldığını ve bu nedenle üç kez görüştüklerini söyledi. Tozlu, bir konuşmaları sırasında Veli Küçük'ün, "Devlet Bahçeli'yi parti genel merkez binasının 18. katından atmak lazım." dediğini aktardı.
Daha sonra da Levent Göktaş, kendisi aleyhine suçlamalarda bulunan tanık Özcan Tozlu'ya soru sormak için söz aldı. Göktaş, "İfadenizde 2000 yılında Jandarma tesislerinde buluştuğumuzu söylüyorsunuz. Tarihi hatırlıyor musunuz?" diye sordu. Tozlu ise Mayıs ya da Haziran ayında olabileceğini söyledi. Bunun üzerine Göktaş, Mayıs ayından Eylül ayına kadar Şam'da görevli olduğunu söyledi. Tozlu ise "Tesislerde görevli Astsubay Giray Ozan'ı tanık olarak çağırabilirsiniz. Oraya gelişimde güvenlik nedeniyle ismimi kaydetmemesini istedim. Benim isteğimi yerine getirdi ve ziyaretçi kayıt defterine adımı yazmadı." dedi.