”Balyoz Planı” davasının tutuklu sanıklarından eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, ”Her iki orgeneralin (Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ) ifadeleri Aytaç Yalman’ın alınamayan ifadesi kadar önemlidir. 2003 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı (Yalman) ve Genelkurmay Başkanının (Hilmi Özkök) haberi olduğu bir darbe teşebbüsü olsaydı bu iki orgeneralin kesinlikle haberi olurdu” dedi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan Örnek, mahkemenin 31 tanık dinlediğini, bunlardan Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen belgelerle ilgili beyanda bulunan 7’sinin, sanıkların aleyhine tek bir kelime dahi etmediklerini söyledi.
Tanık Melek Üçtepe’nin 11, 16, 17 No’lu CD’ler için ”Bizim arşivimize ait değildir. Üzerine arşiv no verilmemiş CD arşive giremez” dediğini hatırlatan Örnek, 11, 16, 17 No’lu CD’lerin üzerinde arşiv numarası olmadığını, tanığın
beyanları dikkate alındığında bu CD’lerin kesinlikle 1. Ordu Komutanlığı’nın arşivine ait olmadığını vurguladı.
Eski Genelkurmay başkanları emekli orgeneraller Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ’un duruşmada tanık olarak dinlenildiğine atıfta bulunan Örnek, ”Her iki orgeneralin ifadeleri Aytaç Yalman’ın alınamayan ifadesi kadar önemlidir. 2003 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı (Yalman) ve Genelkurmay Başkanının (Hilmi Özkök) haberi olduğu bir darbe teşebbüsü olsaydı bu iki orgeneralin kesinlikle haberi olurdu. Ama her ikisi de böyle bir konudan haberleri olmadığını defalarca tekrarlamışlardır” dedi.
Örnek, mahkemenin, sanıkların tezinin ortaya çıkmasına yardımcı olacak tanıklar Mehmet Baransu, TÜBİTAK bilirkişileri, bilirkişiler Ahmet Erdoğan ile Hakan Erdoğan ve Aytaç Yalman’ı çağırmadığını ifade ederek, ”Hem iddianamede, hem de esas hakkında mütalaada Kasım 2002-Ağustos 2003 döneminde bir darbeye teşebbüs hareketinin Aytaç Yalman tarafından engellendiği yazılıdır. Bu konuda
hiçbir yerde bir delil yoktur. Yalman’ın soruşturma aşamasında ifadesi de alınmamıştır. Bu iddia Aytaç Yalman tarafından gerçeklenmediği sürece havada boşlukta duran bir iddiadır.”
”Yalman kasetleri kimden aldı?”
Özden Örnek, davanın tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Ergin Saygun’un mahkemede yapılan sorgulaması sırasında ”seminer ses kasetlerinin Başbakan tarafından Aytaç Yalman’a verildiğini bizzat Aytaç Yalman’dan
öğrendiğini söylediğini” belirterek, ne mahkeme heyetinden bir kişinin, ne de iddia makamının bu konuda bir tek soru bile sormadığını dile getirdi.
Örnek, iddianameye göre, MİT, Emniyet Genel Müdürülüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın soruşturmayı yürüten savcılara, ”Balyoz” davasıyla ilgili kendilerinde basında çıkan bilgilerden başka bir belge veya bilgi olmadığını resmi olarak bildiklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
”Bu dört kurum, devletin istihbarat toplayan yegane yasal kuruluşlardır. Bu kuruluşlar, ’bizde belge yok’ diyorsa Başbakana, bu kasetleri bunların dışında birileri, yani bir çete, yasa dışı bir örgütün vermiş olması lazımdır. Bu
kasetlerin yasal yollardan ele geçirildiğine dair bir tek bilgi, bir tek belge yok. Bavullu adam da yok. Kasetleri Aytaç Yalman kimden almıştır? Eğer kaset içindekiler suç ise neden bu suçlular hakkında bir işlem yapılmamıştır? Seminer o zamanlar suç değildi de 7 sene sonra mı suç oldu? Biz doğru olduğundan eminiz ama hukuki yönden Ergin Saygun’un söyledikleri neden mahkemece teyit edilmiyor?
Mahkemede ses kasetleri dinlenilirken sayın başkan her sesin sahibini sordu ama kaset kaydında geçmiş olan ’ezan’ sesi hakkında ’bunu kim okuyor?’ diye sormadı. Eğer bu sesler orijinal kayıtsa size haberim var. Kaydın yapıldığı yer ses geçirmezdir. Şimdi bu kayıtlarda ezan sesinin olması nasıl izah edilecek? Acaba Başbakanın verdiği kasetlerden mikrofon kullanarak kayıt yapılırken mi geçti? Yoksa kasetlerin üzerinde oynanırken mi oldu? Seminer üç gün sürdüğüne göre neden başka ezan sesi veya trafik sesi yok? Bu arada Başbakanın eline geçen kasetlerden bir kopya muhakkak Başbakanlık’ta kaldığına göre bu kasetler nerededir? Aytaç Yalman’a verilen kasetler nerededir? Bu kasetler bulunup buraya getirilmeli ve mahkemenin elindekilerle mukayese edilmelidir. Bavullu adam olmadığına göre Baransu’ya bu kasetleri kim vermiştir? Polis mi?”
”Mahkeme ısrarla çağırmadı”
Örnek, Genelkurmay Başkanının emriyle ve onun başkanlığında 15 Temmuz 2003 günü Harp Akademileri Komutanlığı’nda ”Genç Subaylar Rahatsız (Cumhuriyet Gazetesi’nden çıkan haber)” olayı ve 4 Temmuz 2003 çuval krizinden sonraki çıkan durumu görüşmek için bir toplantı yaptıklarını hatırlattı.
Toplantıya kendisi, Çetin Doğan, Halil İbrahim Fırtına, Genelkurmay Başkanı, Aytaç Yalman ve Şener Eruygur’un katıldığını ifade eden Örnek, bu konuyla ilgili 5 Aralık 2009’da ifade verdiğini, ”Ergenekon” sanıkları Muzaffer
Tekin ve Fikret Emek’te birtakım belgeler ele geçirildiğini ve bu toplantıyla ilişkilendirildiğini kaydetti.
”Şimdi biz bu belgeler ile suçlanıyoruz. Suçlayanlar, toplantıya Genelkurmay Başkanının başkanlık ettiğini, soruları onun sorduğunu, bu belgelerin üzerinde benim ismimin yazmasının benimle illiyet bağı kurulmasına yetmeyeceğini görmezlikten geliyor” diyen Örnek, bu konuları açıklığa kavuşturacak tek kişinin Yalman olduğunu, ancak ısrarlı taleplerine rağmen mahkemenin tanık olarak davet etmediğini söyledi.
TÜBİTAK açıklaması
Örnek ayrıca, TÜBİTAK ile ilgili eleştirilerde bulunarak ”Bu kurumun içine siyaset bulaşmıştır. Kendi dergilerinin kapağına evrim teorisi mizansenini koyamamışlardır. Evrim teorisine inanmıyorlarsa bilimsel bir kurum değildir, inanıyorlarsa konmaması için siyasi baskı vardır” dedi.
Duruşma, Örnek’in esas hakkındaki savunmasını yapmasıyla devam ediyor.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan Örnek, mahkemenin 31 tanık dinlediğini, bunlardan Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen belgelerle ilgili beyanda bulunan 7’sinin, sanıkların aleyhine tek bir kelime dahi etmediklerini söyledi.
Tanık Melek Üçtepe’nin 11, 16, 17 No’lu CD’ler için ”Bizim arşivimize ait değildir. Üzerine arşiv no verilmemiş CD arşive giremez” dediğini hatırlatan Örnek, 11, 16, 17 No’lu CD’lerin üzerinde arşiv numarası olmadığını, tanığın
beyanları dikkate alındığında bu CD’lerin kesinlikle 1. Ordu Komutanlığı’nın arşivine ait olmadığını vurguladı.
Eski Genelkurmay başkanları emekli orgeneraller Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ’un duruşmada tanık olarak dinlenildiğine atıfta bulunan Örnek, ”Her iki orgeneralin ifadeleri Aytaç Yalman’ın alınamayan ifadesi kadar önemlidir. 2003 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı (Yalman) ve Genelkurmay Başkanının (Hilmi Özkök) haberi olduğu bir darbe teşebbüsü olsaydı bu iki orgeneralin kesinlikle haberi olurdu. Ama her ikisi de böyle bir konudan haberleri olmadığını defalarca tekrarlamışlardır” dedi.
Örnek, mahkemenin, sanıkların tezinin ortaya çıkmasına yardımcı olacak tanıklar Mehmet Baransu, TÜBİTAK bilirkişileri, bilirkişiler Ahmet Erdoğan ile Hakan Erdoğan ve Aytaç Yalman’ı çağırmadığını ifade ederek, ”Hem iddianamede, hem de esas hakkında mütalaada Kasım 2002-Ağustos 2003 döneminde bir darbeye teşebbüs hareketinin Aytaç Yalman tarafından engellendiği yazılıdır. Bu konuda
hiçbir yerde bir delil yoktur. Yalman’ın soruşturma aşamasında ifadesi de alınmamıştır. Bu iddia Aytaç Yalman tarafından gerçeklenmediği sürece havada boşlukta duran bir iddiadır.”
”Yalman kasetleri kimden aldı?”
Özden Örnek, davanın tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Ergin Saygun’un mahkemede yapılan sorgulaması sırasında ”seminer ses kasetlerinin Başbakan tarafından Aytaç Yalman’a verildiğini bizzat Aytaç Yalman’dan
öğrendiğini söylediğini” belirterek, ne mahkeme heyetinden bir kişinin, ne de iddia makamının bu konuda bir tek soru bile sormadığını dile getirdi.
Örnek, iddianameye göre, MİT, Emniyet Genel Müdürülüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın soruşturmayı yürüten savcılara, ”Balyoz” davasıyla ilgili kendilerinde basında çıkan bilgilerden başka bir belge veya bilgi olmadığını resmi olarak bildiklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
”Bu dört kurum, devletin istihbarat toplayan yegane yasal kuruluşlardır. Bu kuruluşlar, ’bizde belge yok’ diyorsa Başbakana, bu kasetleri bunların dışında birileri, yani bir çete, yasa dışı bir örgütün vermiş olması lazımdır. Bu
kasetlerin yasal yollardan ele geçirildiğine dair bir tek bilgi, bir tek belge yok. Bavullu adam da yok. Kasetleri Aytaç Yalman kimden almıştır? Eğer kaset içindekiler suç ise neden bu suçlular hakkında bir işlem yapılmamıştır? Seminer o zamanlar suç değildi de 7 sene sonra mı suç oldu? Biz doğru olduğundan eminiz ama hukuki yönden Ergin Saygun’un söyledikleri neden mahkemece teyit edilmiyor?
Mahkemede ses kasetleri dinlenilirken sayın başkan her sesin sahibini sordu ama kaset kaydında geçmiş olan ’ezan’ sesi hakkında ’bunu kim okuyor?’ diye sormadı. Eğer bu sesler orijinal kayıtsa size haberim var. Kaydın yapıldığı yer ses geçirmezdir. Şimdi bu kayıtlarda ezan sesinin olması nasıl izah edilecek? Acaba Başbakanın verdiği kasetlerden mikrofon kullanarak kayıt yapılırken mi geçti? Yoksa kasetlerin üzerinde oynanırken mi oldu? Seminer üç gün sürdüğüne göre neden başka ezan sesi veya trafik sesi yok? Bu arada Başbakanın eline geçen kasetlerden bir kopya muhakkak Başbakanlık’ta kaldığına göre bu kasetler nerededir? Aytaç Yalman’a verilen kasetler nerededir? Bu kasetler bulunup buraya getirilmeli ve mahkemenin elindekilerle mukayese edilmelidir. Bavullu adam olmadığına göre Baransu’ya bu kasetleri kim vermiştir? Polis mi?”
”Mahkeme ısrarla çağırmadı”
Örnek, Genelkurmay Başkanının emriyle ve onun başkanlığında 15 Temmuz 2003 günü Harp Akademileri Komutanlığı’nda ”Genç Subaylar Rahatsız (Cumhuriyet Gazetesi’nden çıkan haber)” olayı ve 4 Temmuz 2003 çuval krizinden sonraki çıkan durumu görüşmek için bir toplantı yaptıklarını hatırlattı.
Toplantıya kendisi, Çetin Doğan, Halil İbrahim Fırtına, Genelkurmay Başkanı, Aytaç Yalman ve Şener Eruygur’un katıldığını ifade eden Örnek, bu konuyla ilgili 5 Aralık 2009’da ifade verdiğini, ”Ergenekon” sanıkları Muzaffer
Tekin ve Fikret Emek’te birtakım belgeler ele geçirildiğini ve bu toplantıyla ilişkilendirildiğini kaydetti.
”Şimdi biz bu belgeler ile suçlanıyoruz. Suçlayanlar, toplantıya Genelkurmay Başkanının başkanlık ettiğini, soruları onun sorduğunu, bu belgelerin üzerinde benim ismimin yazmasının benimle illiyet bağı kurulmasına yetmeyeceğini görmezlikten geliyor” diyen Örnek, bu konuları açıklığa kavuşturacak tek kişinin Yalman olduğunu, ancak ısrarlı taleplerine rağmen mahkemenin tanık olarak davet etmediğini söyledi.
TÜBİTAK açıklaması
Örnek ayrıca, TÜBİTAK ile ilgili eleştirilerde bulunarak ”Bu kurumun içine siyaset bulaşmıştır. Kendi dergilerinin kapağına evrim teorisi mizansenini koyamamışlardır. Evrim teorisine inanmıyorlarsa bilimsel bir kurum değildir, inanıyorlarsa konmaması için siyasi baskı vardır” dedi.
Duruşma, Örnek’in esas hakkındaki savunmasını yapmasıyla devam ediyor.