AKP hükümeti Uludere faciasının üstünü örtmeye çalıştıkça devlet yeni Uluderelerle burun buruna geliyor. On gün kadar önce yeni bir Uludere faciasından iki dakika ile kurtulduk.
Geçen hafta konuştuğum duruma vâkıf yetkililer PKK içinde çalışan bir MİT ajanının MİT’e çok kritik bir bilgi ilettiğini ve PKK’nın üst düzey yöneticilerine dair bilgi getirdiğini ifade ediyor. MİT’in de bilgiyi güvenilir notuyla operasyon birimlerine ilettiği ve PKK’nın üst düzey yetkililerine operasyon yapılmak üzere harekete geçildiği belirtiliyor. Buna göre MİT
ajanı PKK’nın üst düzey komutanlarıyla buluşacağı yeri anlatıp bir plan
yapılıyor. Plana göre sözkonusu MİT ajanı PKK yöneticileriyle
buluştuktan sonra ayrılacak ve arkasından uçaklar bombalayacak.
Her şey planlandığı gibi ilerliyor. Buluşma yerine bir Heron
gönderiliyor. Hakikaten de MİT elemanı aşağıda bir grup insanla
buluşuyor. Heron buluşmayı an be an kaydediyor. Daha sonra MİT ajanı
planlandığı gibi buluşma yerinden uzaklaşmaya başlıyor ve uçaklar
bombalanmak üzere olay yerine yönlendiriliyor.
Ancak uçaklar olay yerine gelirken, Heron’u izleyen yetkilinin gözüne bir ayrıntı takılıyor. MİT
ajanı bir tepenin başına çıkıp olanı biteni bir kameraya çekmeye
başlıyor. Bu arada aşağıdaki gruba daha yakından bakınca grubun yanına
gelen çocuklar ve kadınların olduğu fark ediliyor.
Havalanmış uçaklar yoldan döndürülüp bombalama son anda engelleniyor. MİT ajanı gönderilen bir tim tarafından gözaltına alınıyor. Ajan daha sonra sorgulanınca Uludere benzeri bir operasyonun planlandığını, özellikle son üç haftadır başlatılan ve etkili sonuç vermeye başlayan operasyonlar sürecinin tıpkı Uludere’de olduğu gibi sekteye uğratılması için bir planın devreye sokulduğunu anlatıyor.
Bazılarınıza bu anlattıklarım sürreal gibi gelebilir ama anlatılanlar birebir doğru. Belgesi de kaydı da var. Buyursun yalanlayabiliyorsa yalanlasın MİT veya başka bir kurum. Geçen on gün içinde olmuş bir olaydan söz ediyorum.
Bu kapsamda yine geçen cuma cumartesi gecesi Hakkâri’nin Kuzey
Irak tarafından 15 katırla birlikte sınırımıza doğru hareket eden 70-80
kişilik bir PKK’lı grubunun tesbit edildiği ancak İkinci Ordu’da
görüntüleri izleyen uzmanlarla Ankara’dan izleyen uzmanların grubun
PKK’lı olup olmadığı noktasında ihtilafa düştükleri, bunun üzerine
Amerikalıların Predator gönderip izlemeyi devraldıkları ve
aşağıdakilerin kim olduğuna ilişkin bilgi vermedikleri ifade ediliyor. Bu grubun katırlarla Docka silahlar taşıdığı, önümüzdeki günlerde Hakkâri’de Çukurca benzeri bir yerde büyük bir eylem yapmaya hazırlandığı belirtiliyor.
70-80 kişilik PKK’lı grubunu tesbit eden askerî birimlerin bir hafta
önce yaşadıkları MİT ajanı tarafından aldatılma girişiminin etkisiyle
çok daha fazla dikkatli davrandıkları ifade ediliyor. Özellikle şu
günlerde başlatılan alan hâkimiyeti konseptli operasyonları engellemek
için devlet içinde çift yönlü çalışan istihbarat ajanlarının PKK
liderlerinin yönlendirmesiyle değişik tuzakların kurulabileceğini
düşündükleri belirtiliyor.
Bu kapsamda geçen on gün içinde bir Uludere faciasının kıl payı atlatıldığı, ve bunun etkisiyle de 70-80
kişilik bir PKK’lı grubun sınır dışındayken tesbit edilmesine rağmen
ekstra dikkatli davranıldığından dolayı, ve ABD’nin doğru ve yeterli
istihbaratı vermemesi nedeniyle sınırımızın içine geçtikleri, önümüzdeki
günlerde eylem yapabilecekleri değerlendiriliyor.
Geçen bir ay içinde PKK konusunda başta Öcalan’ın kardeşiyle
görüşmesi olmak üzere üst üste gelen yeni gelişmeler var. Kamuoyuna
yansımayan ve çok ama çok çarpıcı diğer gelişmeleri, önümüzdeki
yazılarda anlatacağım.
Ancak özellikle MİT ajanının ihaneti ile başlayan süreç bize önümüzdeki dönemin çok ama çok hassas olduğunu gösteriyor. Derin
Ankara ve Derin PKK’nın tıpkı Uludere’de olduğu gibi sonbaharda
başlatılan ve PKK’yı sıkıştıran operasyonlar sürecini yeniden akamete
uğratmak için var güçleriyle çalıştıkları ve sivilleri hedef alacak
birtakım ölümleri yaratmak için çalıştıkları ifade ediliyor. Nitekim daha dün Hakkâri’deki çatışmada hedef olan sivillerin durumu bu planların uygulamaya konulduğunu gösteriyor.
Bu bakımdan özellikle TSK, Jandarma ve Emniyet’in ortak
koordinasyonuyla yeniden başlatılan nokta operasyonlar sürecinin MİT
içindeki çift taraflı ajanlar tarafından sabote edileceği gözden
çıkarılmamalı.
Uludere’de sır küpüne sahip çıkıp olayın üstünü kapatan Erdoğan ve
AKP hükümeti önümüzdeki dönemde yeniden yükselecek terör dalgasına karşı
müzakere girişimlerini hızlandırırken o kurumun ajanları da
operasyonları engellemek ve devleti sivilleri öldüren ve bombalayan
konumuna düşürmek için elinden gelen gayreti sarf ediyor.
Terör neden bitmiyor diye soranlar bu yazıyı iyi okusun. Bu terör
olayı sadece terör olayı değildir. Kirli bir savaştır. İki tarafın da
kirlenmiş siyasetini sürdürebilmeleri için muhtaç oldukları bir savaş
bu. Bu nedenle de akan bunca kana rağmen bu savaş bitmiyor…
Uludere’de sır küpünü korumak için ne olduğunu aydınlatmayan
hükümetin bu ve benzeri kumpaslarla karşılaşması kaçınılmaz. Bundan
sonra da olacaktır.
Gerek hükümet içinden gerekse MİT veya diğer kurumlardan bu anlattıklarım doğru değil diyen bir yetkili varsa çıksın açıklasın.
Sayın Erdoğan’dan ricam şu: Bu olanlardan haberin yoksa MİT veya
diğer kurumlara sor. Yalan derlerse ben belgeleri sunmaya hazırım.