Türkiye’nin yakın siyasî tarihinde meydana gelen birçok kanlı cinayetin arkasındaki karanlık el deşifre oluyor.
12
Eylül darbesinden üç ay önce 17 Haziran 1980 tarihinde Nevşehir’de
silahlı saldırıda vurularak öldürülen CHP İl Başkanı ve eski
milletvekili Zeki Tekiner’in oğlu Bülent Tekiner, “Babamın öldürülmesi,
darbeye zemin hazırlamak için devlet eliyle yapılan infazlardan
biridir.” dedi. Babasını vuran iki tetikçinin cinayetten 11 ay önce
askerî cezaevinden firar ettiğini belirten Bülent Tekiner, “Babamın
askerî mahkemede görülen 5 ciltlik dava dosyasının ikisi kayıp. 3. ve 4.
klasörler yok. Bunlar tesadüf mü? Neden bunlar hiçbir zaman
soruşturulmadı?” diye sordu.
CHP Nevşehir il başkanı, kanlı darbeden 3 ay önce 17 Haziran 1980’de vücuduna isabet eden 3 kurşunla öldürüldü. Tekiner’le birlikte CHP merkez ilçe yöneticisi Yavuz Yükselbaba da saldırıda hayatını kaybetti. Olayın ardından Uğur Coşkun, Mehmet Onur Miman ve öğretmen Ömer Ay tutuklandı. Yapılan yargılamada saldırı emrinin aslen Nevşehirli Abdullah Çatlı’dan geldiği ortaya çıktı. CHP Nevşehir milletvekili adayı olan oğul Bülent Tekiner, darbe yargılamalarında sürecin kanlı provokasyonlar ve faili meçhul cinayetlerden başlatılması gerektiğini düşünüyor. Kenan Evren’in, ‘Aslında 77’de yapacaktık darbeyi ama şartların oluşmasını bekledik.’ sözünü hatırlatan Tekiner, “Bu ne demektir. 3 sene daha bu ülkeyi kan gölüne çevirmemiz lazım ki darbeyi yapabilelim. Bu hazırlıklar kışlada eğitim yaparak tamamlanamadı. Provokasyonlarla, insanları birbirine kırdırmakla yapıldı. O zaman bu işi gerçekten çözmek isteyen bir başsavcıysan o üç seneyi incelemelisin.” diye konuştu. Darbelere zemin hazırlayan cinayetler, provokasyonlar incelenmedikçe darbeleri soruşturmanın bir mantığı olmadığını aktaran Tekiner, 80 öncesi ve sonrası cinayetlere kurban giden 28 ailenin bulunduğu Toplumsal Bellek Platformu’nun bu süreçte mahkemelerce davet edilmediğini belirtiyor. Zeki Tekiner cinayeti çözülürse, Hrant Dink cinayetinin de açığa kavuşacağını aktaran Bülent Tekiner, “Bu cinayetler hep tek yerden yönetiliyor. Derin devlet, Ergenekon, adını ne koyarsanız koyun.” ifadelerini kullanıyor.
Cenazede provokasyon çıkarılmak istendi
Tekiner’in babasının cenaze töreninde de provokatif bir saldırı yaşanmış. CHP lideri Bülent Ecevit ile birlikte çok sayıda bakan ve milletvekilinin katıldığı cenaze töreninde sadece 80 polis görevlendirilmiş. 18 Haziran 1980 tarihinde düzenlenen törende Ecevit’in konuşmasından sonra naaşlar cenaze namazı için Kurşunlu Camii’ne götürülür. Camiye hareket edileceği sırada karşılıklı iki binadan cenaze konvoyuna otomatik silahlarla çapraz ateş açılır. Beşi milletvekili, dokuz kişi yaralanır. Tekiner’in tabutuna da 13 kurşun isabet eder. Bülent Tekiner’e göre ilk ateşi eden Nevşehir Jandarma Komutanlığı’nda görevli Yüzbaşı Kemal Şanlı idi. Tekiner, Şanlı’nın kışlada Haluk Kırcı, Abdullah Çatlı, Oral Çelik ve Mehmet Ali Ağca’ya silahlı eğitim verdiğini ileri sürüyor. Saldırıya Valilik ve Emniyet Müdürlüğü’ne 50 metre mesafede gerçekleşmesine karşın, müdahale edilmemiş. Tekiner, cenazede 1 Mayıs 1977’deki gibi bir provokasyon hedeflendiğini söylüyor.
CHP Nevşehir il başkanı, kanlı darbeden 3 ay önce 17 Haziran 1980’de vücuduna isabet eden 3 kurşunla öldürüldü. Tekiner’le birlikte CHP merkez ilçe yöneticisi Yavuz Yükselbaba da saldırıda hayatını kaybetti. Olayın ardından Uğur Coşkun, Mehmet Onur Miman ve öğretmen Ömer Ay tutuklandı. Yapılan yargılamada saldırı emrinin aslen Nevşehirli Abdullah Çatlı’dan geldiği ortaya çıktı. CHP Nevşehir milletvekili adayı olan oğul Bülent Tekiner, darbe yargılamalarında sürecin kanlı provokasyonlar ve faili meçhul cinayetlerden başlatılması gerektiğini düşünüyor. Kenan Evren’in, ‘Aslında 77’de yapacaktık darbeyi ama şartların oluşmasını bekledik.’ sözünü hatırlatan Tekiner, “Bu ne demektir. 3 sene daha bu ülkeyi kan gölüne çevirmemiz lazım ki darbeyi yapabilelim. Bu hazırlıklar kışlada eğitim yaparak tamamlanamadı. Provokasyonlarla, insanları birbirine kırdırmakla yapıldı. O zaman bu işi gerçekten çözmek isteyen bir başsavcıysan o üç seneyi incelemelisin.” diye konuştu. Darbelere zemin hazırlayan cinayetler, provokasyonlar incelenmedikçe darbeleri soruşturmanın bir mantığı olmadığını aktaran Tekiner, 80 öncesi ve sonrası cinayetlere kurban giden 28 ailenin bulunduğu Toplumsal Bellek Platformu’nun bu süreçte mahkemelerce davet edilmediğini belirtiyor. Zeki Tekiner cinayeti çözülürse, Hrant Dink cinayetinin de açığa kavuşacağını aktaran Bülent Tekiner, “Bu cinayetler hep tek yerden yönetiliyor. Derin devlet, Ergenekon, adını ne koyarsanız koyun.” ifadelerini kullanıyor.
Cenazede provokasyon çıkarılmak istendi
Tekiner’in babasının cenaze töreninde de provokatif bir saldırı yaşanmış. CHP lideri Bülent Ecevit ile birlikte çok sayıda bakan ve milletvekilinin katıldığı cenaze töreninde sadece 80 polis görevlendirilmiş. 18 Haziran 1980 tarihinde düzenlenen törende Ecevit’in konuşmasından sonra naaşlar cenaze namazı için Kurşunlu Camii’ne götürülür. Camiye hareket edileceği sırada karşılıklı iki binadan cenaze konvoyuna otomatik silahlarla çapraz ateş açılır. Beşi milletvekili, dokuz kişi yaralanır. Tekiner’in tabutuna da 13 kurşun isabet eder. Bülent Tekiner’e göre ilk ateşi eden Nevşehir Jandarma Komutanlığı’nda görevli Yüzbaşı Kemal Şanlı idi. Tekiner, Şanlı’nın kışlada Haluk Kırcı, Abdullah Çatlı, Oral Çelik ve Mehmet Ali Ağca’ya silahlı eğitim verdiğini ileri sürüyor. Saldırıya Valilik ve Emniyet Müdürlüğü’ne 50 metre mesafede gerçekleşmesine karşın, müdahale edilmemiş. Tekiner, cenazede 1 Mayıs 1977’deki gibi bir provokasyon hedeflendiğini söylüyor.