Naip hakimler, her şeyin kayıt altına alındığı MGK’da, 28 Şubat 1997’de Tümg. Fevzi Türkeri’nin yaptığı sunumu bulamıyor. Erbakan ve Çiller, kamuoyuna yansıyan konuşmalarını bu sunum üzerine yapıyor. Ancak toplantının gündemini oluşturan sunumun metin ve belgeleri ortada yok.
Naip hakimlerin 28 Şubat 1997 tarihinde toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tutanakları üzerinde yaptığı inceleme; yüz binlerce insanın hayatını karartan o meşhur toplantıda neler konuşulduğunu ikinci elden de olsa kısmen deşifre etti. Hakimlerin incelemesinde görülen o ki, 28 Şubatçılar darbe faaliyetlerini MGK eliyle hukuk zırhına almak için iz bırakmamaya çalışmış. Kamuoyuna MGK konuşmaları diye yansıyan ifadelerin tamamı Genelkurmay’ın MGK’ya sunduğu bir çalışma üzerine yapılıyor. Sunumu yapan isim, üye olmamasına rağmen salona alınan Tümgeneral Fevzi Türkeri... Türkeri, iki konuda sunum yapıyor; biri irtica diğeri PKK terörüyle ilgili. Naip hakimlerin tespitine göre, Türkeri’nin terör konusundaki 9 sayfalık sunumu MGK tutanaklarında yer alırken irtica ile ilgili yaptığı sunumun metni ve belgelerine rastlanamıyor. MİT’in irtica konusunda yaptığı 31 sayfalık sunum MGK tutanaklarına geçirilirken, Türkeri’nin ağır tedbirler içeren irtica sunumunun kayıt altına alınmaması araştırılmaya değer.
28 Şubat’taki o meşhur toplantıda önce MİT Müsteşarı Sönmez Köksal “irtica tehdidinin boyutları ve bunlara karşı alınması gereken tedbirler” konusunda sunum yapıyor. Naip hakimler, 31 sayfadan ibaret olan bu sunumda “devam eden yargılama konusuyla doğrudan ilgi” görmediklerini belirtiyor. Mahkemeye ulaşan tespitlere göre dönemin Genelkurmay Başkanı İ.Hakkı Karadayı, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den söz alarak kendilerinin de bir sunum yapmak istediklerini belirtiyor. Demirel’in izniyle Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Dairesi Başkanı Fevzi Türkeri salona alınıyor. MGK tutanaklarında “Türkeri’nin salona alındığı, takdimini yaptığı ve müzakerelere geçildiği” ifade edilirken, konuşmanın içeriğinde ne olduğuna yönelik tek bir kayda ve belgeye yer verilmiyor. Hakimler, bunu şu cümle ile kayıtlara geçiriyor: “Tutanakta Fevzi Türkeri’nin yaptığı belirtilen irtica ile ilgili takdimin metni olmadığından konusunun dava dosyamızla ilgili olup olmadığı belirlenememiş, buna ilişkin herhangi bir ifadeye ve belgeye rastlanmamış. Sadece Türkeri’nin terör tehdidine yönelik olarak yaptığı 9 sayfalık sunuma ilişkin tutanakların olduğu görülmüştür.”
Her şeyin kayıt altına alındığı MGK’da, Fevzi Türkeri’nin irtica ile ilgili sunumu neden kayıt dışında tutuluyor? 28 Şubat postmodern darbesinin zihin yapısını ortaya koyacak bu sunum bilerek mi kaydedilmedi, yoksa kayıtlar sonradan mı kaybedildi? Bu soruların cevabı, yargının alanıyla ilgili. Ancak o sunumda neler olduğunu anlamak için sivillerin konuşmalarına bakmak yeterli. Müzakere sırasında laik kimliğinden kuşku duyulmayacak biri olan dönemin Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan bile askerlerin istekleri karşısında, “İrtica konusunda tedbirler alınırken samimi dindar kesim incitilmemelidir.” deme ihtiyacı duyuyor.