Terör örgütü Ergenekon üyesi olduğu gerekçesi ile yargılanan adli tıp uzmanı Doç. Dr. Ümit Sayın savunmasını yaptı. Ümit Sayın, AKP'nin Anayasa'nın laiklik ilkesine karşı olduğunu bunun Anayasa Mahkemesi kararı ile tescilli olduğunu söyledi. Sayın, "AK Parti'nin ülkeyi açmazlara ve yeni sorunlara götüreceği aşikardır. Bu koşullarda TSK'nın müdahale etmesi Anayasal ve kanuni bir haktır." dedi.
Savunmasını yapan tutuklu sanık Ümit Sayın ifadesine tutuksuz yargılanma talebiyle başladı. Kaçma ve delilleri yoketme olasılığının bulunmadığını belirten Sayın, "Atatürk ilke ve inkılaplarına gönülden bağlı, Türk Anayasası'nı savunan, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü korumaktan yana akademisyen ve bilim adamıyım. Terör ve terör örgütlerine sonuna dek karşıyım. Ergenekon adı verilen ve şu anda huzurda yargılanmama neden olan böyle bir örgüt olmadığı gibi ben de böylesi bir örgüte üye değilim. Olmam da. Vatansever, demokrasiye bağlı dünya görüşüm bahsi geçen örgüte hizmet etmeye engeldir." dedi.
Sanıklardan birinin ya da bazılarının cep telefon numarasının üzerinde bulunmasının suç sayılamayacağını ileri süren Sayın, yargılanan sanıklarla samimi ilişki içerisinde olmadığını söyledi. Yargılanan sanıklardan 16'sının ismini sayarak bu kişilerle bir iki görüşmesi ya da mesaj, mail ilişkisi olduğunu, diğer sanıkları hiç tanımadığını ileri sürdü. İddianamede açık ve gizli toplantılar düzenlendiği yolundaki iddiaları reddeden Sayın, kendisinde bomba yapım planları bulunduğuna ilişkin iddiaları da yalanladı.
İddianamede sıkça bahsedilen KTB'nin, kendisi ve Yusuf Ziya Günaydın tarafından kurulan bir mail grubu olduğunu belirten Sayın, "KTB bünyesinde atom bombası planları bulundurmak gibi bir fonksiyonu olmadı. Sadece plutonyum bularak atom bombası yapmak mümkün değildir." diye konuştu. İddianamede KTB'nin masonik tören düzenleyeceği, masonik yapısı gibi birçok tanımlara yer verildiğine dikkat çeken Sayın, "Bunların hepsi o anlık hayal ve fantezilerdir. Hiçbir zaman gerçekleşmemiştir, zaten birkaç ay sonra pasif hale gelmiştir ve kapanmıştır." dedi.
"Habmit bir yıla kadar gidici", "belki iyi olur", "bir solucan ayıklanır" gibi sözlerinin iddianameye konulduğunu belirten Sayın, "Necip Hablemitoğlu ile bir ara aram bozulmuştu, daha sonra düzeldi. Bu olumsuz sözler günlük duygusal ve mantıksız laflardır. Şimdi bu şekilde hitap ettiğime pişmanım." dedi. Sayın, iddianamede darbe ile ilgili sözler olarak tabir edilen sözlerinin, bir miting, toplantı ya da konferansta söylenmediğini, iki kişi arasında söylenen sözler olduğunu belirtip, "Halkı nasıl hükümete karşı isyana tahrik edebilir bunlar?" diye sordu.
TSK ÜLKE YÖNETİMİNE MÜDAHALE EDEBİLMELİ
Ümit Sayın, telefon konuşmalarında bahsedilen darbenin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin devleti "Koruma ve Kollama" kapsamındaki bir müdahalesi olduğunu belirterek, "Anayasa'nın laiklik ilkesine karşı oldukları Anayasa Mahkemesi kararı ile tescillidir. AK Parti'nin ülkeyi açmazlara ve yeni sorunlara götüreceği aşikardır. Bu koşullarda TSK'nın müdahale etmesi Anayasal ve Kanuni bir haktır." dedi.
Sayın, Kemal Alemdaroğlu ile yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili olarak da "Türk Silahlı Kuvvetleri ülkeyi kollama ve koruma görevini yapmazsa ülkeye ihanet etmiş olacağı da varsayımsal olarak bir gerçekliktir. Yalnız yorumlarımın tümünde ülkenin durumu hakkında o anki duygusallığa ait bir abartı mevcuttur. Bizler AKP'nin Türkiye'yi şeriat benzeri, anti-laik bir sisteme götürmek istediğini düşünüyoruz. Eğer bu gerçekse askerin konuya müdahale etmesi gerekir. Çünkü laiklik Anayasa'nın değiştirilemeyen ana ilkelerinden birisidir. Büyük Ortadoğu Projesi de Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne aykırıdır. Özgür Kürdistan fikirlerinin, federasyon fikirlerinin savunulması da bölünmez bütünlüğe aykırıdır. Bu tehditler karşısında, TSK hiçbir şey yapmıyorsa, görevini yapmıyor demektir. Bu durumda da 'Türkiye'yi satıyor' görünümüne düşmektedir. Tabii ki TSK Güneydoğu'da kahramanca mücadele etmektedir. Fakat ülkenin yönetimine de gerektiğinde müdahale edebilmelidir, çünkü TSK bu devletin sigortasıdır." diye konuştu.
ERGENEKON CANAVARI
İddianamede kendisine ilişkin iddiaları okurken şaşırdığını ifade eden Sayın, "Çünkü böylesine darbe veya askeri müdahale heveslisi değilim. Son yaşadıklarımdan sonra ise kesinlikle askeri darbeye karşıyım." dedi. İddianamede "Asker ihanet etti." şeklinde yer alan sözlerinin hoşgörü içerisinde kalması gerektiğini savunan Sayın, "TSK'dan ise hiçbir konuya müdahil olma, taraf olma girişimi görülmemektedir. Aslında 27 Nisan e-muhtırasında bazı görüşler dile getirilmiş ama daha sonra bu muhtıra ile paralel, onun arkasında duran hiçbir eylem yapılmamıştır." şeklinde konuştu. İddianamenin "Ergenekon paranoyası" olarak kaleme alındığını savunan Sayın, "Savcılar bir Ergenekon canavarı yaratmışlar, her yerde bu canavarı ortaya çıkarmaktadırlar. İddianame tamamen bir cadı avıdır." dedi.
Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a bir hakaret kastı olmadığını ileri süren Sayın, "27 Nisan e-muhtırasından sonra, politik gelişmeler karşısında hiçbir şey yapmaması eleştirilmektedir." diye konuştu. Adli Tıp Enstitüsü ve Adli Tıp Uzmanları Derneği üzerinden ülkeye yönelebilecek tehlike doğurucu sonuçları, vatandaş sorumluluğu içerisinde birçok kişi ve kuruma bildirdiğini belirten Sayın, "Verdiğim bilgiler veya iddianamedeki anlatımla 'kaydedilen kişisel veriler' devletin istihbarat kurumlarının da ulaşabileceği açık bilgilerdir. İllegal hiçbir özelliği yoktur. Bütün bunlar vatanına bağlı her öğretim üyesinin yapması gereken işlemlerdir." şeklinde konuştu. Sayın, savunmasının sonuç bölümünde Ergenekon örgütünün dernek başkanlarını, üyelerini ya da taraflarını tanımadığını söyledi. Hakkındaki suçlamaları reddeden Sayın, tahliyesini talep etti. Ümit Sayın'ın savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder