CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, İsrail firması ile tedarik modeli ve ürünün özellikleri nedeniyle yerine getirilmesi mümkün olmayan, Türk İnsansız Hava Aracı (TİHA) projesi kapsamında 10 uçağın alımı için imzalanan sözleşmeden dolayı, yaklaşık 200 milyon dolar kamu zararı oluştuğunu savundu.
Kart, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, TİHA projesi kapsamında 10 uçağın alımı için 2005'te İsrail firmasıyla sözleşme imzalandığını anımsattı.
Sözleşme kapsamında ilk Heron sistemini Eylül 2007'de TSK'ya teslim etmesi gereken İsrail firmasının, gecikme gerekçesi olarak, ''Aselsan'ın, Aselflır-300 kamerasını teslim etmemesini'' gösterdiğini belirten Kart, ''Oysa TİHA projesi kapsamında, her türlü akdi sorumluluk İsrail firmasında olmasına rağmen, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, 8-9 ay boyunca cezai yaptırım süreci başlatmayarak, bir anlamda yüklenici firmaya sözleşme dışı kolaylık sağlamıştır'' dedi.
Kart, Milli Savunma Bakanlığının, Heron'ların tesliminin gecikmesi üzerine, Güneydoğu'daki acil istihbarat ihtiyacını karşılamak için yüklenici firmanın iştiraki olan alt firmadan, 10 milyon dolara, personeliyle birlikte 1 adet Heron uçağı kiraladığını öne sürdü. Kart, bu uçağın görev uçuşu sırasında düştüğünü, bunun üzerine İsrail'de yerleşik firmadan, 15 milyon dolara 3 adet hafif İHA uçağı alındığını belirterek, ''Bu, bir sözleşme ihlali, kaynak israfı ve yetkinin kötüye kullanılması anlamına gelmez mi?'' diye sordu.
-''İSRAİL FİRMASINCA MANİPLE EDİLDİ''-
Firmanın sözleşmeye uygun teslimat yapamayacağının ortaya çıkmasına rağmen, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün, Ekim 2008'de İsrail'de, firmanın tesislerini ziyareti sırasında, ''bu araçların mükemmel olduğu, görevlerini en iyi şekilde yapacağını'' söylediğini ifade eden Kart, bu durumun, Gönül'ün İsrail firmasınca manipule edildiği anlamına geldiğini iddia etti. Tedarik modeli ve ürünün özellikleri nedeniyle sözleşmenin oluşumu aşamasından itibaren yerine getirilmesi mümkün olmayan bir sözleşmenin yapıldığının anlaşıldığını belirten Kart, ''Milli Savunma Bakanlığının öngörüsüz tavırları ve kötü yönetimi nedeniyle, terörle mücadelede yeni bir zafiyet unsuru yaratılmıştır. Ulusal savunmayla ilgili kamu kaynakları, bürokratik kadroların sorumsuzluğu, sözleşme ihlallerine göz yummaları ve bu kadroları denetleme mevkinde olan siyasi otoritenin bu ihlallere iştirak etmesi nedeniyle 200 milyon dolar seviyesinde bir kamu zararına yol açılmıştır'' diye konuştu.
-''TAZMİNAT HÜKÜMLERİNİ NEDEN İŞLETMEDİ?''-
Savunma Sanayi Müsteşarlığının, ilk Heron sistemini Eylül 2007'de teslim etmesi gerekirken, bunu yerine getirmeyen İsrail firmasına karşı sözleşmeden doğan tazminat hükümlerini neden işletmediğini soran Kart, şöyle devam etti: ''Terörle mücadele ve istihbarat için hayati önemi olan bu uçakların alımı konusunda ödemeyi büyük ölçüde yapan, ancak sözleşmenin gerçekleşmesi için üstüne düşen akdi ve siyasi sorumluluğu yerine getirmeyen sorumsuz ve duyarsız bir Hükümet... Bu sürecin sonunda ortaya çıkan gerçekler ve vahim tablo karşısında panikleyen ve yeni yanlışlar yapan yetersiz bir Bakan.... İstifa kavramını aklına getirmeyen, böylesine sabit olan başarısızlığa rağmen o makamda oturmaya devam eden bir Milli Savunma Bakanı. Şırnak, Gabar, Dağlıca ve Aktütün saldırılarının siyaseten sorumlusu olan bir Bakan'dan söz ediyorum. Bu sürece ve olaylara hakim olamayan, böyle bir gayreti olmayan, inisiyatif kullanmayan, adeta sembolik bir Bakan.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder