Ege’de 20 bin
kalaşnikof, Adana’da bir TIR silah... Birileri, Türkiye üzerinden
Suriye’ye giden mühimmatı açığa çıkarmaya başladı
|
24 Ekim’de yazdığım bir yazıda açıkça uyarmış ve şöyle demiştim: “Hakan
Fidan yönetimindeki MİT’in ‘sistem dışı’ faaliyetleri Türkiye’nin izole
olmasına neden olur. Hatta Türkiye’yi terörü destekleyen devletler
arasına sokabilir.”
Son günlerde sanki birileri Türkiye üzerinden Suriye’ye gönderilen silahları deşifre etmeye başladı. Önce Suriye’ye giden havan topu mermisi dolu bir TIR tuhaf bir ihbarla, TIR’la uyuşturucu taşındığı ihbarıyla , Adana’da durduruldu ve TIR’da 935 havan topu mermisi ve 10 havan rampası bulunduğu anlaşıldı.
Arkasından Yunan sahil güvenliği Ege Denizi’nde de Kardak yakınındaki bir gemide 20 bin kalaşnikof buldu. Geminin kaptanı ve üç çalışanı Türk. Kaptana göre rota İskenderun, ancak sistemde Libya ve Suriye olarak görülüyor. Rus medyası geminin beş gün de İstanbul’da kaldığını iddia ediyor, ancak Türk kaynaklarsa geminin İstanbul’da duraklama yapmadığını belirtiyor.
Bütün bu haberler dünya kamuoyunda Türkiye’nin Suriye’de çarpışan El-Kaide unsurlarına silah yardımı yaptığı algısının oluşmasına yardımcı oluyor.
Öyle ki hükümete ve MİT’e en yakın Star gazetesi bile Adana’da yakalan havan topu mühimmatını “El Kaide mühimmatına baskın” olarak haberleştirmiş. İşte bu haberler, Türkiye’yi “El Kaide Terörünü destekleyen ülke” konumuna sokar.
Başbakan Erdoğan yakalanan mühimmatla ilgili olarak “Mühimmatın üretimi için Konya ve Adana’ya kalıpları Suriyeli gruplar getirmiş. Parasını vermişler. Mühimmatın yakalanması Türkiye’nin hassasiyetini gösterir” demiş ama bu açıklamanın kendisi baştan sona sorunlu: Düşünün ki, hükümete yakın gazetenin iddia ettiği gibi El Kaide, Konya ve Adana’da top mermisi üretiyor, bunları Suriye’ye sevk ediyor. Bu mermiler de bir uyuşturucu ihbarı üzerine tesadüfen yakalanıyor. Belki de silah ihbarı yapılsa yakalanmayacaktı. Başbakan’ın bu açıklamasını okuyan Batılı gözlemciler şöyle düşünecektir: El Kaide Türkiye’de silah üretiyor ama Türk istihbaratının ruhu duymuyor. Uyuşturucu ihbarı yapılmasa (belli ki o ihbarı başka istihbarat birimleri yapmış) o TIR dolusu mühimmat da Suriye’ye geçecek. Kimbilir bundan önce benzeri kaç TIR mühimmat geçti Türkiye üzerinden Suriye’ye.
Bu durumda Adana’da yakalanan mühimmatı yükleten kişi olarak gözaltına alınan Heysem Topalca’nın kimliği önem kazanıyor.
KİM BU HEYSEM TOPALCA?
Hatay’da yaptığım araştırmalara göre Heysem Topalca Suriye uyruklu bir Türkmen. Yayladağ- Suriye arasında kaçakçılık yaptığı belirtiliyor.
Yarı resmî düşünce kuruluşu Orsam’ın bir raporuna göre ise Heysem Topalca Suriye’de Kastav ve Beyt Milik bölgesinde faaliyet gösteren El Huva Billa adlı bir Türkmen birliğinin başı olarak görünüyor.
Daha ilginci şu: Reyhanlı saldırısının zanlısı olarak aranan Yusuf Nazik ve Mehmet Gezer Reyhanlı olayının hemen arkasından bir gazeteye verdiği demecinde Heysem Topalca’nın ismini veriyor “Topalca, Suriye’deki cihatçılara destek veren Suriye vatandaşı bir Türkmen” dedikten sonra bizi o oyuna getirdi diyor. “Bize bu tezgâhı kuran kişi, Heysem Topalca olabilir. Topalca’yla zaman zaman Reyhanlı’dan mal geçirmek için işbirliği yapıyorduk. Bu adam eskiden beri kaçakçılık yapar. Hem Reyhanlı bölgesinden hem de Yayladağı’ndan geçiş yapabiliyor. Biz Reyhanlı’ya yanaşamıyoruz bile. Oralar cihatçıların elinde. Bizi görseler keserler. Bu işte kesinlikle onun parmağı var.”
Adana’da yakalanan mühimmattan aylar önce ismi medyaya düşmüş Hesem Topalca zanlıların iddialarına rağmen Reyhanlı patlamasıyla ilgili tanık olarak bile dinlenmemiş. Bu durumdaki bir kişi elini kolunu sallaya sallaya Konya ve Adana’da top mermisi ürettirip Suriye’ye sevk ediyorsa, orada bir Türkmen birliğinin başkanı olarak gösteriliyorsa bu kişinin arkasında bir istihbarat birimi olduğunu düşünebiliriz. Bu durumda soru şu? Kim bu Heysem Topalca, bu ne cesaret, arkasında kim var? Adana’da yakalanan mühimmatı El-Kaide’ye mi sevk ediyordu?
Daha önemli soru şu: Türk medyası Adana’daki sevkiyatın üstüne neden gitmiyor? Neden ilk günkü manşetlerden sonra hepsi ânında sustu?