Ergenekon davasında mütalaalarını açıklayan savcılar, sanıkların
yargılama sırasında mahkemeyi yanıltmak için kurguladıkları oyunu
deşifre etti. Ergenekon soruşturmasının başlamasını sağlayan 12 Haziran
2007 tarihinde Ümraniye’de ele geçirilen bombalarla ilgili görüntülerin
sanıklar tarafından tahrif edildiği ortaya çıktı.
Yakalanan
bombaların sahibi Oktay Yıldırım, polisin aramalarla ilgili tutanak
tanziminde “Soruşturma Ergenekon olduktan sonra sinkaf ederim hakimini
de savcısını da.” ifadelerini kullandığını ileri sürmüştü. Aramanın
yapıldığı tarihte Ergenekon isminin kamuoyu tarafından bilinmediğini
belirten Oktay Yıldırım, buradan hareketle operasyonların bir tertip
olduğunu ileri sürmüştü. Ancak bombaların bulunma görüntülerinin yer
aldığı orijinal CD’nin bilirkişiler tarafından incelenmesinde
“Ergenekon” ifadesinin kullanılmadığı kesinleşti.
TÜBİTAK ile Emniyet ve Jandarma kriminal de CD’de Oktay Yıldırım’ın bahsettiği Ergenekon kelimesini bulamadıklarını bildirdi. Savcıların davayla ilgili mütalaasında CD’nin orijinalinde alt yazı bulunmadığına dikkat çekildi. Sanığın dışarıdan alt yazı ekleyerek mahkemeye yeni bir CD getirdiği vurgulandı.
Ergenekon soruşturması, 12 Haziran 2007'de Ümraniye Çakmak mahallesindeki bir gecekonduda bulunan 27 adet el bombasının yakalanması sonrası başladı. Ümraniye'de bulunan el bombalarının sahibi emekli Astsubay Oktay Yıldırım, Ergenekon yargılamalarını tertip diye niteleyenler arasında. Yıldırım bu iddiasına delil olarak polisin el bombalarını bulduktan sonra tutanak hazırladığı sırada sarf ettiği sözleri gösterdi. Mütalaada, Yıldırım'ın kurgusu özetle şöyle anlatıldı: Yıldırım, mahkeme dosyasından aldığı görüntü CD'sini avukatları aracılığı ile tape ettirip duruşma salonunda dinlettirdi. CD'de Ümraniye'de bulunan bombalarla ilgili tutanak tanzim eden polislerin kendi aralarındaki konuşmada “Soruşturma Ergenekon olduğu zaman sinkaf ederim hâkimi savcıyı” ifadelerinin geçtiğini ileri sürdü. Bunu gerekçe gösteren Yıldırım, davanın 85. celsesinde mahkemeye getirdiği CD'deki beyanları esas alarak, bilgisayarında arama yapılmadan polislerin “Soruşturmanın Ergenekon olmasından” bahsettiğini ileri sürdü. Söz konusu CD ile Ergenekon operasyonlarının bir tertip olduğunun ortaya çıktığını iddia etti.
Yıldırım'ın iddialarına 89. celsede cevap veren iddia makamı, söz konusu CD'nin orijinalinde alt yazı bulunmadığını, sanığın dışarıda alt yazı ekleyip yeni bir CD ile mahkemeye getirdiğini kaydetti. Savcılar ayrıca orijinal CD'nin incelenip, Yıldırım'ın iddia ettiği ifadelerin geçip geçmediğini bulunmasını talep etti. 91. celsede karar alan mahkeme, CD'yi TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü'ne gönderdi. TÜBİTAK'ın mahkemeye gönderdiği rapor, Yıldırım'ın iddialarını net bir şekilde yalanlayarak, CD'de Ergenekon kelimesinin geçmediğini bildirdi. Ancak bu rapora inanmayan Yıldırım, CD'nin farklı kuruluşlara inceletilmesini istedi. Bunun üzerine mahkeme CD'yi Emniyet ve Jandarma kriminale gönderdi. İki kuruluş da Yıldırım'ın bahsettiği Ergenekon kelimesini CD'de bulamadı. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, TÜBİTAK, Emniyet ve Jandarma Kriminal'den gelen belgeleri göz önünde bulundurarak Yıldırım'ın iddialarının asılsız olduğunu duruşmada ifade etti. Buna rağmen bazı sanıklar yargılama sürecinde bu iddiaya dayanarak savunma yapmaya devam etti.
TÜBİTAK ile Emniyet ve Jandarma kriminal de CD’de Oktay Yıldırım’ın bahsettiği Ergenekon kelimesini bulamadıklarını bildirdi. Savcıların davayla ilgili mütalaasında CD’nin orijinalinde alt yazı bulunmadığına dikkat çekildi. Sanığın dışarıdan alt yazı ekleyerek mahkemeye yeni bir CD getirdiği vurgulandı.
Ergenekon soruşturması, 12 Haziran 2007'de Ümraniye Çakmak mahallesindeki bir gecekonduda bulunan 27 adet el bombasının yakalanması sonrası başladı. Ümraniye'de bulunan el bombalarının sahibi emekli Astsubay Oktay Yıldırım, Ergenekon yargılamalarını tertip diye niteleyenler arasında. Yıldırım bu iddiasına delil olarak polisin el bombalarını bulduktan sonra tutanak hazırladığı sırada sarf ettiği sözleri gösterdi. Mütalaada, Yıldırım'ın kurgusu özetle şöyle anlatıldı: Yıldırım, mahkeme dosyasından aldığı görüntü CD'sini avukatları aracılığı ile tape ettirip duruşma salonunda dinlettirdi. CD'de Ümraniye'de bulunan bombalarla ilgili tutanak tanzim eden polislerin kendi aralarındaki konuşmada “Soruşturma Ergenekon olduğu zaman sinkaf ederim hâkimi savcıyı” ifadelerinin geçtiğini ileri sürdü. Bunu gerekçe gösteren Yıldırım, davanın 85. celsesinde mahkemeye getirdiği CD'deki beyanları esas alarak, bilgisayarında arama yapılmadan polislerin “Soruşturmanın Ergenekon olmasından” bahsettiğini ileri sürdü. Söz konusu CD ile Ergenekon operasyonlarının bir tertip olduğunun ortaya çıktığını iddia etti.
Yıldırım'ın iddialarına 89. celsede cevap veren iddia makamı, söz konusu CD'nin orijinalinde alt yazı bulunmadığını, sanığın dışarıda alt yazı ekleyip yeni bir CD ile mahkemeye getirdiğini kaydetti. Savcılar ayrıca orijinal CD'nin incelenip, Yıldırım'ın iddia ettiği ifadelerin geçip geçmediğini bulunmasını talep etti. 91. celsede karar alan mahkeme, CD'yi TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü'ne gönderdi. TÜBİTAK'ın mahkemeye gönderdiği rapor, Yıldırım'ın iddialarını net bir şekilde yalanlayarak, CD'de Ergenekon kelimesinin geçmediğini bildirdi. Ancak bu rapora inanmayan Yıldırım, CD'nin farklı kuruluşlara inceletilmesini istedi. Bunun üzerine mahkeme CD'yi Emniyet ve Jandarma kriminale gönderdi. İki kuruluş da Yıldırım'ın bahsettiği Ergenekon kelimesini CD'de bulamadı. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, TÜBİTAK, Emniyet ve Jandarma Kriminal'den gelen belgeleri göz önünde bulundurarak Yıldırım'ın iddialarının asılsız olduğunu duruşmada ifade etti. Buna rağmen bazı sanıklar yargılama sürecinde bu iddiaya dayanarak savunma yapmaya devam etti.