Paralel Yapı’ya yönelik operasyonların
başladığı 2014’ten bu yana 4 binin üzerinde şüpheli gözaltına alındı,
bunlardan bine yakını tutuklandı. Geçen hafta İzmir’de ‘Askeri casusluk’
kumpasına karşı başlatılan operasyonda ise kritik bir gelişme yaşandı.
Zira, ilk kez Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki Paralel Devlet
Yapılanması (PDY) üyelerine karşı soruşturma başlatıldı. Bu kapsamda,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan iki amiral ve dört binbaşı için
gözaltı kararı çıktı.
İlerleyen süreçte, diğer kuvvet
komutanlıklarında faaliyet gösteren ve sayılarının yaklaşık 600 olduğu
iddia edilen Paralel Yapı üyesi muvazzaflar için de operasyon yapılacağı
öne sürüldü. Bu arada TSK içindeki örgüt üyelerine yönelik operasyonun
zamanlaması dikkat çekti. KARAR’a konuşan kumpas mağdurları devam eden
terörle mücadele nedeniyle operasyonların geciktiğini belirterek,
onlarca itirafçı bulunduğunu söyledi.
GECİKME NEDENİ TERÖRLE MÜCADELE
Balyoz Davası mağduru ve CHP İstanbul
Milletvekili Emeki Albay Dursun Çiçek: Bu soruşturmalar iki yıldır devam
ediyor. Kumpas davaları sonuçlandı. Ardından sahte belge üretenlerle
ilgili suç duyurularında bulunuldu. Dinlemeler, ifşa olmuş örgüt
üyeleriyle iletişimde olan askerlerin telefon kayıtları gibi uzun bir
süreçten sonra terör örgütüyle ilgili soruşturmalar yakalama
kararlarıyla davalara dönüşmeye başladı. Aslında gecikmiş bir süreç,
ancak terörle mücadeledeki yoğunluk, askeri yargıdaki sorunlar nedeniyle
bu sürecin bugüne kadar geciktiğini biliyoruz. Ben bunu olağan
karşılıyorum. Delil konusunda sıkıntılar var. Çünkü örgüt üyeliği gizli
bir yapılanma. Yüksek Askeri Şura (YAŞ) öncesi olmasını çok
önemsemiyorum. Çünkü terörle mücadelede çok yoğun bir yılı geride
bıraktık. O da bu gecikmenin bir nedeni olabilir. Bundan sonra sürecin
hızlanacağını ve önümüzdeki bir yıl içerisinde TSK’daki örgüt
yapılanmasının çözüleceğini düşünüyorum. Çünkü onlarca itirafçı var.
1980’lerden başlayıp bugüne kadar himmet parası toplanan, örgütün askeri
liselerden, akademilerden bağlantısı olan subaylar itirafçı oldu. Bu
bilgiler dahilinde soruşturmaların davalara dönüşeceğini önümüzdeki
süreçte göreceğiz.
ASKERİ YARGI ELİNDEKİ BELGELERİ SİVİL SAVCILARA VERMELİ
Ergenekon Davası mağduru emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin:
Maalesef TSK kendi içerisinde bu işi halledemedi. Askeri savcılar
devreye giremedi. Belki de Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’den (AYİM)
tekrar bu kişiler geri döner diye düşündüler. Şu andan itibaren askeri
savcılar, ellerinde bu konuda ne kadar bilgi ve belge varsa sivil
savcılara vermeliler. Ayrıca bu operasyonlar ile Paralel bağlantısı
belirlenmiş kişiler YAŞ’tan önce tasfiye edilebilir. Albay ve alt
rütbelerde olanların da askeri disiplin kurullarında gerekli çalışmalar
yapılarak ordu ile ilişkileri kesilebilir.
YAŞ NEDENİYLE ÖNE ÇEKİLMİŞ OLABİLİR
Balyoz Davası mağduru eski Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen:
Vicdanlı, işini bilen savcının ve emniyet görevlisinin eline düştüler.
Soruşturma ile ilgili uzun süredir çalışmalar yürütülüyor. Operasyon da
terfi sırası gelenlerden dolayı ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şura
öncesine çekilmiş olabilir. Yargılandıktan sonra ortaya çıkacaktır tabii
ki ama bunca yıldır devletten hainlik yaparak maaş alan insanlar varsa
bu kişilerin bir an önce ortaya çıkarılması gerekiyor.
‘DAVETİYE GÖNDERİYORUZ ŞÜPHELİLERİ HAZIR EDİN’
Balyoz davası mağduru emekli Albay Ahmet Zeki Üçok:
İzmir’de haklarında yakalama kararı çıkarılan iki amiralin YAŞ ile bir
ilgileri yok. Terfi sıraları gelmedi. Dolayısıyla soruşturmanın YAŞ
öncesi yapılmasının bu kişilerin terfileriyle bir ilgisi yok.
Soruşturmayı yürüten savcılar bizim Cumhuriyetimizin savcıları.
Soruşturma kapsamında araştırmalar
yapıldı, tanıklar bulundu, telefon dinlemeleri yapıldı ve bunun
sonucunda şüpheliler davet edildi. Ankara Merkez Komutanı’nın aranarak,
‘Bu ordu bizim ordumuz, Güneydoğu’da çatışmalar var. Burada moral bozma
amacımız yok, bu nedenle davetiye gönderiyoruz. Siz bu konuda gerekli
işlemleri yapın ve şüphelileri hazır edin’ denildiğini biliyorum. Diğer
yandan keşke çok daha önce deliller elde edilebilse ve soruşturmalar
başlatılabilseydi. Yurtdışına kaçan çok sayıda kişi var. Ama
biliyorsunuz, bu suç örgütü üyeleri giderken devletin arşivini de
götürdü. Yani geçmişe yönelik bir hafıza yoktu. Emniyet birimleri ve
savcılıklar tarafından yeniden hafıza oluşturuldu. Yeni bilgiler
toplandı ve bu bilgilerden hareketle yeni yeni soruşturmalar başladı.
BİNBAŞIYA PARALEL TUTUKLAMA
İzmir merkezli 10 ilde düzenlenen Paralel
Yapı’ya yönelik operasyon kapsamında hakkında yakalama kararı verilen ve
askeri inzibatlar tarafından Eskişehir’de kaldığı otelde gözaltına
alınarak İzmir’e getirilen Deniz Mühendis Binbaşı Ö.G. tutuklandı.
Ankara’da Milli Savunma Bakanlığı iç denetim biriminde görev yaptığı
öğrenilen Binbaşı Ö.G, Başsavcıvekili Okan Bato’ya ifade verdi. İzmir
merkezli Aydın, Denizli, Balıkesir, Gaziantep, Adana, Trabzon, Samsun,
Afyonkarahisar, Mersin’de yürütülen operasyonda 8 kişi gözaltına
alınmış, 12 kişinin daha önce gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında
arandıkları ve yurt dışında oldukları belirtilmişti.
HSYK’DAN KOVUŞTURMA İZNİ
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)
2. Dairesince, açığa alınan İzmir’deki askeri casusluk davası savcısı
Zafer Kılınç ve davaya bakan İzmir hakimi Serdar Ergül hakkında
kovuşturma izni verildi. İzmir’deki askeri casusluk davasının bazı
sanıklarının yaptığı şikayet üzerine harekete geçen HSYK
müfettişlerinin, bu kişiler hakkındaki tedbir talebiyle ilgili raporu
tamamlanmıştı. HSYK 2. Dairesi, rapor doğrultusunda davanın savcısı
Zafer Kılınç ve davaya bakan İzmir hakimi Serdar Ergül’ü, haklarındaki
soruşturma sonuçlanana kadar tedbiren görevden uzaklaştırılmıştı. Ergül
ve Kılınç haklarındaki iddialarla ilgili yargılanacak.
16 ŞÜPHELİ FİRARDA
Savcılık, gözaltındaki 8 kişi ile Binbaşı
H.Ö’yü ‘tutuklanmaları’ talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk ederken, 5
muvazzaf asker ile firari 16 kişi hakkında ‘yakalanmalarına yönelik
gözaltı kararı’ çıkartılmasını talep etmişti. İzmir 3. Sulh Ceza Hakimi
Dilek Çeliktaş, ifadelerinin tamamlanmasının ardından Binbaşı H.Ö ile
M.K.C, H.K, Y.Ş, H.T, Ş.Y ve F.D’nin tutuklanmasına karar verirken R.A
ve Z.D’yi yurt dışı çıkış yasağı getirerek serbest bırakmıştı. Hakim,
2’si amiral 5 muvazzaf asker ile 16 firari hakkında da ‘yakalanmalarına
yönelik gözaltı kararı’ vermişti.