12 Temmuz 2016 Salı

FBI Clinton'a geçit verecek mi? /// İLHAN TANIR

Hillary Clinton’ın başı belada. 2009 ile 2013 yılları arasında yaptığı dışişleri bakanlığı döneminde resmi olarak kullanması gereken korunaklı ABD Dışişleri Bakanlığı ‘server’i varken özel e-mailini ve evinde bulunan ‘özel server’ini kullanmasının ortaya çıkması ile birlikte ardı kesilmeyen sorulara muhatap. Geçtiğimiz hafta sonunda Clinton, FBI’nın Washington’daki merkezinde 3.5 saatlik bir sorgudan geçti ve soruları daha da artırdı. Clinton'ın 2016 yılında örneğin tek bir resmi basın konferansı yapmadığı kaydediliyor.

BILL CLINTON YİNE SAHNEDE

Normal şartlarda Clinton’a karşı cezai bir soruşturmanın açılıp açılmaması ABD’nin Adalet Bakanı, aynı zamanda ABD’nin başsavcısı olan Loretta Lynch’e bağlı olmalıydı. Ve bu davada da FBI’ın soruşturma dosyasını gördükten sonra savcı olarak bu davanın açılıp açılmamasına yine Lynch karar verecekti. Lynch, Adalet Bakanlığının tepesine getirilmeden önce New York’un Doğu Bölgesi Başsavcılığını yapıyordu. Ondan dolayı Başkan Obama tarafından atanmış olsa da, bir kariyer yargı mensubu olarak FBI’ın içinde de, yargı dünyasında da kendisine büyük bir saygı duyuluyor.

Bütün bunlara rağmen Lynch, bir Demokrat Parti başkanlığının kabine üyesi olarak, Clinton’a karşı getirilecek dosyaya soruşturma izni vermeyeceği beklentisi hakimdi. İşte bu beklenti, Hillary’nin herşeye karışmaktan keyif duyan eşi Bill Clinton’ın Phoenix havaalanında Lynch ile bir dengine getirerek 30 dakika görüşmesiyle değişti. Lynch ve Clinton her ne kadar bu karşılaşmayı tamamen tesadüf olarak nitelese de, daha sonra çıkan haberler Clinton’ın özel jetini Lynch için alanda beklettiği ihtimalini güçlendirdi. Ne olduğu önemli değildi artık. Hillary’nin eşinin böyle çok önemli bir cezai soruşturmanın izninin verilip, verilmeyeceği kararına imza atacak Adalet Bakanı ile görüşmesi yeterince gürültü yaptı. Görüşmenin saklanması mümkün olmadı. Ve Lynch, gelen tepkiler ve şeffaflık adına bu davadaki soruşturma ile karar verme görevini tamamen FBI başkanına devrettiğini açıkladı.

FBI Başkanı James Corney, şu anda Clinton’ın ABD’nin başkanı olup, olamayacağına karar verme yetkisine sahip. CNN ve MSNBC gibi ABD kanalları son zamanlarda sürekli bir şekilde Clinton’ın iki haftaya kadar bu soruşturmadan kurtulacağını kendi kaynaklarına dayanarak tekrarlıyorlar. Diğer taraftan Muhafazakâr ve Cumhuriyetçi kanada yakın basın organları ise tam tersine Clinton’a cezai davanın açılacağı tahminini izleyenlerine iletiyorlar.

FBI vs CIA

Ne olursa olsun, FBI’ın Hillary Clinton’a e-mail yönetimi hakkında gösterdiği gevşeklik kadar dışişleri bakanlığı döneminde CIA ile birlikte kalkıştıkları bazı maceralardan dolayı da şüpheli yaklaştığı anlaşılıyor.

Öncelikle FBI ile CIA’nin aralarındaki doku uyuşmazlığının Clinton döneminde değil onlarca yıl geriye gittiğini bilmek gerekir. Washington’ın merkezinde on yıllardır ABD hükümetini ve kurumlarını işi gereği izleyen bir düşünce kuruluşu uzmanına göre ‘’bu iki istihbarat kurumunun birbiri ile ilişkilerindeki çekişme yeni değil, bunlar kedi ile köpeğe benzer, sürekli çekişirler’. FBI, CIA’yi başı biraz serseri ve fazla maceraperest bulur.

CIA’NİN TERS TEPEN MACERALARI

CIA’nin ülke dışında yaptığı işlerin sık sık ters sonuçlar verdiği biliniyor. Akıllıca olmadığı sonradan ortaya çıkan darbelere teşvik ve yataklıktan tutun yurtdışındaki gizli, açık operasyonlarında pek çok çam devirdiği de biliniyor. Onun yerine ağırlıkla ABD içinde görev yapan FBI disiplini ve garantici yaklaşımı ile biliniyor.

FBI’ın, CIA’nin bu ‘dikkatsiz’ ve ‘yeterince düşünülmemiş’ maceralarını bir kambur olarak gördüğü ve hoşlanmadığı, Pentagon ve FBI’nın iç çalışma kültürlerini yakından izlemiş olan iki farklı uzmanca farklı kelime ve sözlerle aktarıldı.

SADAT'IN YOLU CIA'DEN Mİ GEÇTİ?

CIA’nin yurtdışı maceralarından birinin de Türkiye’de kurulmasına ciddi yardımlar ettiği iddia edilen SADAT olduğunu öne sürenler var. SADAT, twitter’de geniş izleyici kitlesi olmasıyla tanınan ama üzerindeki sisli perdenin halen kalkmadığı ‘FuatAvni’ rumuzlu hesaptan son zamanlarda iki farklı zamanda dile getirilmişti.

SADAT, Türkiye’de 2012 yılının Şubat ayında emekli tuğgeneral Adnan Tanrıverdi tarafından kurulduğu bilinen bir özel ordu şirketi. Özel Harp Daire Başkanlığı’nda görev almış, Yeni Akit yazarı Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin kurduğu şirkette, Sol.org’da 2012 yılında yayınlanan habere göre ‘’şirketin danışmanları arasında Türk-İslamcı kimliğiyle bilinen Al Baraka Mütevelli Heyeti Üyesi Emekli Tuğgenaral Mehdi Sungur ve adı Bitlis Mutki’de bulunan toplu mezarla anılan bölge halkı tarafından “kelleci general” olarak bilinen Korkmaz Tağma dikkat çekiyor.’’

SADAT’ın şu an websayfasındaki bilgilere göre Yeni Akit başyazarı Abdurrahman Dilipak ve diğer bazı Akit yazarlarının da içinde bulunduğu, ezici ağırlığı emekli askerlerden oluşan 56 kişilik bir danışma heyeti bulunuyor.

BLACKWATER BAĞI

Amerikan ‘’Blackwater’’ isimli özel güvenlik ve ordu biriminden kopya edilerek kurulduğu ABD ve Türkiye’deki farklı kaynaklarca iddia edilen bu özel ordu birimi Türkiye’de kurulan ilk ve tek özel ordu olarak biliniyor. Yabancı orduların personeline eğitim ve danışmanlık verdiğini websayfasında duyuruyor. İlgisinin Kuzey Afrika ve Ortadoğu ile Kafkaslardaki Müslüman dünyası olduğunu açıkça yayınladıkları harita ile belirtiyorlar. http://www.sadat.com.tr/tr/hakkimizda/vizyonumuz.html

‘’Blackwater’’ ve CIA arasındaki yakınlık bilindiğinden, Türkiye’deki SADAT’ın kurulmasında CIA’nin dolaylı bir yardımı veya yol gösterici rolü oynadığını kaydeden ABD, Irak ve Türkiye üçgeninde güvenlik konularında çalışan ve özel taşıma şirketine sahip bir kaynağa göre, SADAT, Amerika’da bulunan bazı danışmanlarına özelikle 2012 ve 2013 yıllarında, yüksek rakamlı maaşlar ödedi. Bu Washington’daki danışmanlara yüklü paralar ödendiği iddiası başka kaynaklarca doğrulanamadı.

2012 YILINDA NE OLMUŞTU?

SADAT’ın kurulduğu 2012 yılının Şubat ayı aynı zamanda Arap Baharının 2. yılı idi. 2011 yılının sonunda Kaddafi Libya’da düşmüştü. 2012’nin Şubat tarihinde ise Katar, Bingazi’den Suriye’ye silah taşınması için para aktarmaya başlamıştı. Libyalı isyancıların silahlarının Suriye’ye taşınmasını Bingazi Konsolosluğundaki o ünlü CIA’nın ‘annex’ inin organize ettiği iddia edilegeldi. Buradan Türk limanlarına, Suriye’ye gönderilmek üzere silahlar akıtıldığı farklı zamanlarda farklı kaynaklarca yazıldı. Bu operasyonun ABD Büyükelçisi Chris Stevens’in 2012 yılının 11 Eylül tarihinde bulunduğu Bingazi Konsolosluğuna aşırı unsurlar tarafından yapılan saldırıda hayatını kaybedene kadar sürdüğünü yazanlar oldu. Aynı dönemde, Kasım 2012’de CIA başkanı David Petraues adının bir skandala karışması ile CIA’den istifa etmek zorunda kalmıştı. Yerine Beyaz Saray’dan gelen yeni şef John Brennan da bu maceralara uzak durma taraftarı idi. Hillary Clinton da Petraues ile iyi birlikte yakından çalışıyor, Petraues’un Suriyeli muhalifler için kurmaya çalıştığı gizli ‘eğit-donat’ programını desteklediği biliniyordu.

Yukarıda sayılan gelişmelerle 2012 yılının Şubat-Eylül tarihleri arasında yaşanan yoğun CIA faaliyetleri, bu aydan sonra yavaşlasa da 2014 yılında IŞİD’in ortaya çıkması ve Musul’u alması ile Kobani saldırmasına kadar CIA’nın SADAT’ın faaliyetini desteklediği iddialarını dillendiren bazı Amerikan kaynakları bulunuyor.

Şu an CENTCOM kumandanı olan ve son dönemde Kobani’ye yaptığı ziyaretle dikkatleri üzerine çeken, zamanında ise ABD Özel Kuvvetler Başkanı olan General Votel’in SADAT’ı ‘’Sunni Ordu’’ kurma projesine soğuk baktığı ve uzak durmak istediği KRG’de uzun yıllar güvenlik odaklı işler peşinden koşturmuş bir kaynak tarafından kaydedildi.

CIA’nin zamanla kendi desteğini çekmesiyle birlikte SADAT’ın Türkiye operasyonlarında başıboşluk yaşadığını düşünenler az değil. Hikâye daha da uzun ama kısaca SADAT’ın da CIA’nin bu dikkatsiz operasyonlarından biri olduğuna inananlar az değil.

Ankara merkezli Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (GÜSAM) başkanı olan Ercan Taştekin, Türkiye’de özel güvenlik şirketleri için 2004 yılında 5188 sayılı yasanın çıkarıldığını ama bu yasanın birçok eksikle dolu olduğunu hatırlattı. Taştekin’e göre bu kanun çıkarılırken bu kanunun hukuk dışı oluşumlara sebebiyet verebileceği ve kontrol altına alınamayacağı yönündeki endişeler hiçbir zaman dikkate alınmadı. Kayıt, denetim ve kontrol sistemleri kurulmadı. Bundan dolayı da SADAT hakkındaki iddiaların sağlaması, şirket tarafından doğrulanması pek mümkün olmuyor.

CIA’nin iyi hesap edilememiş bir ‘silahlandırma’ programının Ürdün’de patlak verdiği önceki hafta New York Times’da yayınlanan bir haberde görülmüştü. Suriyeli muhaliflere hedeflenerek gönderilen silahların Ürdün istihbaratı tarafından çalındığı, hatta bu çalınan silahlar kullanılarak iki Amerikalı kontraktörün de Ürdün’de öldürüldüğü haberleşmişti.

FBI, CLİNTON’DAN ENDİŞELİ

Hillary Clinton başkan olduğu takdirde CIA’nin daha da kontrolden çıkacağı ve saldırganlaşacağı, 2012’de SADAT ve diğer yabancı ülke maceralarına benzer maceraların daha sıklıkla ve korkusuzca yapacağı yönünde bazı endişeler bulunuyor.

FBI’nın Hillary Clinton’ın e-mailleri soruşturmasına girdiğini ve ara ara Clinton’ın yüreğini hoplatabilecek ifadeler ve soruşturma haberleri sızdırmasını da FBI’nın Clinton’a mesajı olarak okuyanlar da var.

Şimdi Hillary Clinton’ın başkan adayı olup olmama izni, tabi ki FBI başkanının elindeki delillerin sağlamlığına ve başkanına bağlı.

FBI’ın elindeki kanıtların ne kadar güçlü olduğundan emin konuşabilen şimdilik yok. Temmuz ayının 25, 26 tarihlerinde Demokratik Parti Kurultayı yapılacak. Kurultaylar, partilerin başkanlarını resmi olarak onama kongreleri olduğundan seçmenler tarafından yakından takip ediliyor. Yapılan anketler seçmenlerin önemli bir kesiminde Kurultay gelişmelerinin, konuşmalarının ve adayın vizyonun oy verme davranışı sergilemesi açısından etkili olduğunu ortaya koyuyor. FBI’ın bu tarihten önce soruşturma ile ilgili kararını vermesi bekleniyor.

Lynch’in kendisini davadan azletmesiyle (recuse: redd-i hakim) birlikte bu görev tamamen siyaset üstü olarak görülen saygıdeğer bir kurumun başkanının eline verildi.

FBI’nın vereceği karar büyük bir merakla bekleniyor.