Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya’nın Karapınar ilçesinde
Milli Savunma Bakanlığı Atış, Test ve Değerlendirme Merkezi’nin
açılışını gerçekleştirdi.
Açılış törenine, Başbakan Davutoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet
Yılmaz, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kara Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Konya Valisi Muammer Erol, eski
Ulaştırma, Denizclik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Konya Büyükşehir
Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve protokol mensupları katıldı. Törende
konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çanakkale Savaşı’nın 100. yılının bu
sene çok daha derin anlamlar içeren bir şekilde anıldığını belirterek,
“Şehitlerimizi rahmetle andık. Şehitliği o gün gezerken Türkiye’nin her
bir yanından gelen şehitlerimiz yanında Türkiye’nin sınırları dışında
kalmış olan Kerkük’ten, Bağdat’tan, Basra’dan, Kudüs’ten Halep’ten,
Şam’dan, Üsküp’ten, Saraybosna’dan ve Kafkaslardan akın akın gelip
sadece Çanakkale Boğazı’nı değil, sadece İstanbul’u değil, bir milletin
geleceğini, sadece bir milletin geleceğini değil kadim kültürlerin ve
mazlum milletlerin geleceğini de belirlemek üzere toprağa düşen
şehitlerimizi bir kere daha andık. Anmalar önemlidir, milli bilinci,
milli şuuru harekete geçirir. Ama sadece anmalarla yetindiğinizde bir
müddet sonra bu anma bir hamasete dönüşebilir, içi boşaltılabilir ve
sadece hissi bir ortamın yaşanması üzerinden bir şekilde formel törenler
haline dönüşebilir.”
İstiklal Marşı’mızdan, Çanakkale destanımızdan aldığımız o büyük
ilhamı bugüne ve geleceğe taşıdığımızı anlatan Davutoğlu, “Bunun iki
çarpıcı örneği de, birincisi, 16 Mart’ta Sayın Cumhurbaşkanımızın
katılımlarıyla hep birlikte ASELSAN Radar ve Elektronik Harp
Teknolojileri Merkezi’ni açmamızdır. İkincisi bugün burada Atış, Test ve
Değerlendirme Merkezi’mizin açılışı. Şimdi bunları bir araya
getirdiğimizde aslında sahip olduğumuz savunma perspektifini ve siyasi
iradeyi de ortaya koymuş oluyoruz. Biz hem Çanakkale Savaşı ve İstiklal
Marşı’nın ruhunu bugüne taşıyacağız, hem de bu ruhun bugün bu
topraklarda ebedi istiklalimizin sağlanmasını teminen savunma sanayimizi
güçlendireceğiz. Milletlerin kahramanlıkları onların tarih üzerinde
büyük bir hürmetle anılmasını sağlar ama bekalarını sağlayamayabilir.
Nitekim Çanakkale Savaşı’nı kazandık ama maalesef 1. Dünya Savaşı’nı
kaybettik, topraklarımız büyük bir işgal tehdidi altında kaldı.
Milletlerin kaderini tayin edecek olan kahramanlıkları yanında o
kahramanlığı taçlandıracak teknolojik altyapıya sahip olmalarıdır.
Kıbrıs Barış Harekatı’nda karşı karşıya kaldığımız zorlukları büyük bir
kahramanlıkla kazandığımız cumhuriyetimizin en büyük askeri başarısını
aynı zamanda büyük bir ders olarak gördük ve o savaş esnasında
yaşadığımız tecrübelerle savunma sanayini geliştirme kararını aldık”
diye konuştu.
“BENİ GURURLANDIRIYOR”
O zamandan bugüne Türkiye’nin kendi savunma sanayi altyapısını geliştirme konusunda önemli mesafe kat ettiğini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bunun en çarpıcı örneği ASELSAN’dır. Ama bir hususu dikkatlerinize getirmek isterim. 2002’ye kadar Türkiye savunma sanayi ihtiyacının yüzde 80’ini dışarıdan karşılıyordu, en temel alanlarda, en stratejik alanlarda komponentleri dışarıdan gelen montaja dayalı savunma sanayi unsurlarını geliştiriyordu. Ama son 12 yıl içinde gerek ekonomimizin sağladığı ekonomik imkanlar, gerek siyasi irademiz ve stratejik vizyonumuzla Türkiye artık sadece kahraman bir milletin güçlü silahlı kuvvetlerini barındıran değil aynı zamanda dünyada önemli bir savunma sanayi ülkesidir. 5 milyar dolarlık üretim, 1,6 milyar dolarlık ihracat, 1 milyarlık ki en önemlisi bu alandır Ar-Ge yatırımlarıyla savunma sanayimiz artık bir çok sanayi sektörümüzün sürükleyici unsurudur, hem de istikbalimizin teminatı mahiyetindedir. Savunma sanayimizde üretilen yeni silah kapasitemizin, mühimmatımızın, füze, roketlerimizin denenmesi, uygulama ile Ar-ge arasındaki irtibatı sağlayan bir unsurdur. Savunma sanayi altyapımızı destekleyecek entegre bir sistem bunun uygulamalarını da gerekli kılar. Belki Çanakkale Savaşlarında sahip olduğumuz vatan topraklarından bir kısmını terk etmek zorunda kaldık ama bugün bu tür uygulamaları yapacak bir toprağa, bir ülkeye sahibiz. Bu anlamda Türkiye her türlü uygulamayı kendi içinde gerçekleştirebilecek NATO’nun en önemli atış, test ve değerlendirme merkezlerini kurabilecek coğrafi genişliğe de sahip, bunları yapabilecek teknolojik kapasiteye de sahip. Bu anlamda tesislerin Konya’da kuruluyor olması da beni bir Konyalı olarak gururlandırıyor.”