Genelkurmay
eski Başkanı İlker Başbuğ'un, "İnternet Andıcı"ndan dolayı ifadeye
çağrılmasıyla, Kenan Evren hakkında, "Darbe suçundan" dolayı dava
açılması aynı güne denk geldi.
Geçmişi katliamlar ve darbeler tarihi olan bir ülke olarak Evren hakkında dava açılabilmesi tarihi bir dönüm noktası.
Ergenekon sürecinde, "Darbe yapacakları iddiasıyla tutuklanıyorlar ama
darbecilere dokunulmuyor" diyenler şimdi ne diyecek merak ediyorum.
Eğer halkımızın referandumda yüzde 58 oranında evet dediği Anayasa
değişikliği olmasaydı 12 Eylül'e yargılama yolu açabilir miydik?
Referandumda hayır kampanyası yürüten Kılıçdaroğlu ile Bahçeli bugün ne
diyecekler merak ediyorum.
Kılıçdaroğlu, 12 Eylül'ün yaşını büyütüp astığı Erdal Eren'in, Devlet
Bahçeli ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'nun adını nasıl anacaklar?
Yunanistan'da Albaylar Cuntası üyeleri cezaevinde öldü. Ama Yunanistan
darbecileri yargıladığı için 1974'ten beri darbe yüzü görmedi.
Arjantin daha 3 gün önce 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırılmış olan
ara rejimin Başbakanını bir başka suçtan dolayı yargılayıp, 15 yıl
cezaya çarptırdı.
İspanya ise darbecilerin devirdiği adamın kızını Milli Savunma Bakanı yapmak suretiyle, geçmişiyle hesaplaştı.
Biz ise darbeyi başaranı Devlet Başkanı yaptık, tabii senatör olarak
onurlandırdıklarımız da oldu, Cumhurbaşkanlığına aday gösterdiklerimiz
de. Sadece başarılı olamayan darbeciyi astık.
Çünkü biz darbecinin başarısız olanını sevmedik.
İlk kez darbecilerden hesap soruyoruz. Sırada 28 Şubat ve 27 Nisan-e muhtırası var.
Suikast silahlarına boru, darbe planlarına, "Kağıt parçası" İnternet Andıcı'nın üstü örtülmek istendi.
Ancak ne zaman ki darbe soruşturması ciddiyetle yürütüldü. O zaman bir
dönüm noktası yaşandı. Islak imzanın sahibi Dursun Çiçek'in, Hıfzı
Çubuklu'nun ve Mehmet Eröz'ün, İlker Başbuğ'un dinlenmesi konusunda
ısrarlı talepleri ile bu noktaya ulaşıldı. İlk kez bir Genelkurmay
Başkanı ifade verecek.
İlker Paşa görevi sırasında sık sık hukuk devletine bağlı olduklarına
vurgu yapardı. Şimdi bunu göstermenin sırası. Çünkü tutuklu
generallerden Mehmet Eröz'ün ifadesinde, "İnternet Andıcı olarak yer
alan çalışmanın emrini Genelkurmay Başkanı'ndan aldıklarını, fakat bu
kararla 4 tane internet sitesini faaliyete geçirmediklerini, 14 Nisan
2009 tarihinde internet andıcına onay alırken yaptıkları incelemede..."
diye devam eden bir bölüm var.
Burada İlker Başbuğ'un, İnternet Andıcı'nın hazırlanması için 14 Nisan
tarihinde talimat verdiği ortaya çıkıyor. Peki ne oldu da önce askıya
alınan çalışma için 14 Nisan'da yeniden talimat verildi?
Orada Mehmet Haberal'ı, Bedrettin Dalan'ı ve Süleyman Demirel'i
görüyoruz. 13 Nisan'da Mehmet Haberal tutuklanıyor, eski Cumhurbaşkanı
Demirel ise aprona kadar giderek kendisini uğurluyor.
Ergenekon ne zaman ki masonlara ulaştı, orada kesintiye uğradı ve bir türlü ilerleme sağlanamadı.
Eğer İlker Paşa bildiklerini saklamayıp, ifadesinde anlatırsa gerçekleri öğrenme imkanımız olacak.
Bir dönemler eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun gözaltına
alınacağı söylentileri yoğunlaşınca, Genelkurmay'a gelip, "Beni almaya
gelirlerse kafama sıkarım" diyerek kendisine sahip çıkılmasını
sağlamıştı.
Şimdi de bir başka Kıvrıkoğlu gündemde. Kara Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu ile Harp Akademileri Komutanı Aslan Güner'in,
"İlker Başbuğ tutuklanırsa, istifa ederiz" şeklinde bir restte
bulundukları söyleniyor. Sonucunu söyleyeyim mi? Genelkurmay Başkanı
Özel ile Başbakan Erdoğan'ın, "Reste rest" kararı aldıkları
belirtiliyor.
Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının istifasına pabuç bırakmayan iradenin istifa tehdidine boyun eğmesi beklenemez.
Boru değil demokrasi bu...