Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, tutukluluk süresini beş yıla indiren düzenlemeden Balyoz ve Ergenekon sanıklarının yararlanamayacağını söylemişti.
Oysa AKP 2011 seçimlerinde yüzde 50 oy almasının hemen akabinde Ergenekon ve KCK sanıklarını serbest bırakacak formüllerin üzerinde çalışıyordu.
AKP, 2011 yılından sonra “demokratikleşme paketi” adı altında attığı tüm adımlarla KCK ve Ergenekon sanıklarını serbest bırakmayı hedefledi. AKP’nin sessiz ve derin gücü Beşir Atalay, Ergenekon ve KCK davalarının siyasi iklimi gerdiğini bu gerilimi gidermek için Ergenekon ve KCK sanıklarının serbest bırakılması gerektiğini düşündü. Bunun için planlı adımlar attı.
KCK ve Ergenekon sanıklarını serbest bırakacak formülün sırrını ilk defe 27 Aralık 2011 tarihinde Sabah açıkladı.
Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırarak Ergenekon ve KCK sanıklarını serbest bırakmayı hedefleyen o düzenleme muhafazakâr kitlelerden tepki alınca adım adım uygulamaya kondu. Yani muhafazakâr kitleler kurbağa gibi yavaş yavaş ısıtılarak alıştırıldı ve sonunda KCK ve Ergenekon sanıkları serbest bırakıldı.
2011 yılında o plan ilk açıklandığında “Beşir Atalay’ın Ergenekon Açılımı” başlıklı bir yazı yazmış demokratikleşme paketi denen paketin demokratikleşme veya Kürt haklarının iadesiyle ilgisi olmadığını belirtip “Bu açılımın adı net olarak Ergenekon Açılımı’dır. Ergenekon sanıklarını kurtarmak için düzenlemiştir” yazmıştım.
O yazıda altını çizdiğim konuları yeniden hatırlatmakta yarar var:
“Uzun tutukluluk süreleri de tartışmaya açılacak. Yargılamayı hızlandıracak bazı mekanizmalar devreye girecek. Şu aşamada tutukluluk süreleri kısaltılmazsa bile yargılamanın hızlanmasıyla bu sorun kısmen aşılmış olacak. Düzenlemede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da dikkate alınacak. ‘Yasa önünde eşitlik, adil yargılama hakkı’ ilkelerine aykırılık teşkil eden maddeler süzgeçten geçirilecek.
Ergenekon sanıkları ile birlikte KCK sanıkları da serbest kalacak. Ergenekon yapılanması, siyasal bir amaç için şiddet kullansalar bile, terör suçu sayılmayıp özel mahkemelerden alınacak. ...Ergenekon’dan yargılananlar suçlu bulunsa bile örgütün takibi yapılamayacağı için Ergenekon faaliyetleri ve suçluları mahkemeler sonrasında, güvenlik birimlerinin gözetimi-denetiminden kurtarılmış olacak.
...PKK’ya fiili bir af çıkacak ama bu yasanın verimli sonuç vermesi ancak Öcalan veya PKK liderleri ile yapılacak bir anlaşmaya bağlıdır. Öcalan veya PKK liderleri işaret etmediği sürece dağdan kimse inmez. Zaten PKK ile gönül bağı kopmuş olanlar dağdan inip aktif pişmanlık yasasından yararlanıyor. PKK ile gönül bağı devam edenler dağdan inmez. Eğer bu düzenleme Öcalan ve PKK liderliği ile varılan bir anlaşma sonucu çıkıyorsa o zaman bambaşka bir süreçten söz ediyoruz demektir. Bu durumda Öcalan’ın ev hapsi de ‘sürpriz adımlar’ arasındadır. Öcalan’ı övmek Sayın Öcalan demek serbest olacak. Örgüt sembolleri taşınabilecek.”
Bunları yazdığımda Beşir Atalay’ın yancıları ile bazı AKP’liler o kadar da olmaz demiş bana saldırmıştı. Geldiğimiz nokta net: Kara Türkler, muhafazakârlar Ergenekon’un serbest bırakılması fikrine alıştırıldıktan sonra Ergenekon ve KCK serbest bırakıldı...
AKP için Ergenekon boş bir boruymuş meğer. İktidarını sağlamlaştırana kadar kullanılacak bir boru. Danıştay saldırısı, el bombaları, gömülü lawlar, Zir Vadisi’nde çıkartılan cephaneler, birer boruymuş. Darbe planları, Sarı Kız, Eldiven, birer boruymuş...
En önemlisi E- Muhtıra bir boruymuş.Muhtırayı veren Genelkurmay Başkanı mahkemeye bile çıkarılmadı. Muhtırayı yiyen Başbakan muhtıraya muhtıra bile diyemedi. O komutan şimdilerde çevresine Dolmabahçe Görüşmesi’nin sırlarını anlatıyormuş. Dolmabahçe’de, Erdoğan’la Cemaat’in bitirilmesi için dershanelerin kapatılması konusunu konuştuğunu söylüyormuş. Bu konuda kaynağımın sağlam olduğunu bilmenizi isterim.
Geçmiş olsun Türkiye...