31 Aralık 2013 Salı

Kemal Yavuz öldü.

Mahkum, emekli orgeneral Kemal Yavuz öldü.

7 ay rehin kalan 3 er terhis oldu


Genelkurmay Başkanlığı, PKK'nın Diyarbakır'da kaçırdığı ve Kuzey Irak'ta 7 ay 10 gün tuttuğu 3 askeri, rehin kaldıkları süreyi askerlikten sayarak terhis etti.
220 GÜN REHİN KALDILAR
6 Ağustos 2012'de Diyarbakır'ın Lice İlçesi kırsalında yol kesen PKK'lılar, bir yolcu otobüsünde bulunan; vatani görevlerini yaptıkları Trabzon, Bayburt ve Giresun'daki askeri birliklere gitmek isteyen Şanlıurfalı erler Reşat Çeçan ve Hadi Gizli ile Mardinli er Ramazan Başaran'ı kaçırdı.
REHİN KALDIKLARI SÜRE ASKERLİĞE SAYILDI
Habertürk'ten Ahmet Yukuş'un haberine göre; PKK tarafından, Kuzey Irak'taki kamplarda 220 gün rehin tutulan 3 asker, 13 Mart 2013'de serbest bırakıldı. Yaşadıkları olay nedeniyle 20 gün izin verilen 3 asker, izinlerinin bitiminin ardından birliklerine teslim oldu.
'SİLAH ZORUYLA KAÇIRILDILAR'
Şanlıurfalı asker Hadi Gizli Bayburt'ta, Mardinli Ramazan Başaran Giresun'da ve bir kardeşi terör örgütüne katılan Şanlıurfalı er Reşat Çeçan ise Trabzon'da yeniden silah altına alındı. Askerlerin kaçırılma olayını soruşturan askeri savcılık, "erlerin silah zoruyla kaçırıldığı" kararı verdi. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı, askerlerin PKK'nın elinde rehin tutulduğu 7 ay 10 günlük süreyi askerlikten saydı. Görev yaptıkları birlik komutanları tarafından 3'er ay hava değişimi alan 3 asker, kalan askerlik sürelerini tamamlayıp terhis oldu.
'KARARDAN MEMNUN OLDUM'
Askerlerden Hadi Gizli, "Acemi birliğini tamamladıktan sonra Bayburt'a usta birliği için gidiyorduk. PKK'lılar yolumuzu kesip zorla kaçırdılar. Kuzey Irak'ta çok zor şartlarda kaldık. Döndükten sonra askerliğe kaldığımız yerden devam ettik. Komutanlarım yaşadığım olaydan ötürü bana 3 ay hava değişimi verdi. Rehin kaldığım süre askerlikten hesaplanıp terhis oldum. İrademiz dışında kaçırıldık. Bu nedenle 7 ay 10 günümüzün askerlikten sayılmasından memnun oldum" dedi.
'HEBA OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORDUK'
Giresun'da askerliğini yapan er Ramazan Başaran ise, "Rehin kaldığımız sürenin heba olacağını düşünüyorduk. Askerlikten sayılmasından mutlu olduk. Olay sonrası ruhsal sorunlar yaşadığımızdan dolayı komutanlarım çok iyi davrandılar. Toplamda 3 ay hava değişimi iznini verdiler" diye konuştu.
Daha önce terör örgütü tarafından kaçırılan polis ve öğretmenlerin maaşı kesilmişti. TSK ise rütbeli askerlerin maaş mağduru olmaması için İç Hizmetler Kanunu'nda değişikliğe gitmişti.

1 asker şehit!

Şırnak'ta 20 yaşındaki er Nevzat Akyol, yoldan geçen bir aracın çarpması sonucu şehit oldu.

Şırnak ile Cizre İlçesi karayolunda patlayıcı arama tarama faaliyetinde bulunan askerlerin güvenliğini sağlayan 20 yaşındaki er Nevzat Akyol, yoldan geçen bir aracın çarpması sonucu şehit oldu.
Kaza, bu sabah saatlerinde Şırnak-Cizre karayolunun 40′ıncı kilometresinde meydana geldi. Karayolunda patlayıcı arama- taraması yapan askerlerin güvenliğini sağlayan erlerden Nevzat Akyol’a yoldan geçen Tahir S., yönetimindeki 33 CFU 10 plakalı hafif ticari araç çarptı. Ağır yaralanan Akyol, kaldırıldığı Cizre Devlet Hastanesi’nde yapılan tüm müdahaleye rağmen şehit oldu.
Kaza ardından gözaltına alınan araç sürücüsü Tahir S., ile ilgili soruşturma başlatıldı. Şehit er Nevzat Akyol’un cenazesi memleketi Kayseri’ye gönderilecek.

'Mahkeme Balyoz davasının yeniden görülmesi için düğmeye bastı' iddiası


İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Balyoz davasında ilk kararı veren mahkeme üyelerinin müzakereye katılamayacak olmasından dolayı Adalet Komisyonu'na başvurduğu öne sürüldü
T24
Başbakan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın “Orduya kumpas kuruldu” açıklamasından sonra Balyoz kararını veren mahkeme, Adalet Komisyonu’ndan yeniden yargılama yapılması için yeni hâkim talep etti.
Ceza Muhakemeleri Kanunu’na(CMK) göre, kararı veren hâkimler talebe ilişkin görüş bildiremiyor.
Başbakanın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın “Orduya kumpas kuruldu” açıklamasının ardından, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in, Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) Ergenekon ve Balyoz gibi davaların yeniden gözden geçirilmesine ilişkin beklentisini dile getirdiği kamuoyuna yansıdı. Bu süreçte Balyoz davası kapsamında ağır cezalara çarptırılan hükümlülerin avukatları ve yakınları da yargılamanın yeniden yapılması için başvurularda bulundu.
Milliyet gazetesinden Esra Alus’un haberine göre aralarında emekli Orgeneral Çetin Doğanile emekli Tümgeneral Recep Rıfkı Durusoy’un da bulunduğu 30’dan fazla Balyoz hükümlüsünün İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptıkları başvuru inceleme aşamasına geldi.

Atama bekleniyor


Talepler üzerine İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, CMK’daki ilgili hüküm nedeniyle ilk kararı veren mahkeme üyelerinin müzakereye katılamayacak olmasından dolayı Adalet Komisyonuna başvuruda bulundu. Mahkeme, komisyondan yeni üyelerin atanarak yeni bir mahkeme heyeti kurulmasını istedi. CMK’nın 23. maddesi kapsamında “Yargılamaya Katılamayacak Hâkim” başlığı altında kararı veren hakimlerin müzakereye katılamayacağı belirtiliyor. Balyoz davası kapsamında yargılama yapan ve karar veren İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ömer Diken ve üye hakim Aytekin Özanlı, kararda imzalarının bulunması nedeniyle görüş bildiremeyecekler. Mahkemenin yeterli sayıda yedek üyesinin de bulunmaması nedeniyle yeni üyelerin 11. Ağır Ceza Mahkemesi‘nden atanması bekleniyor.

CMK 23. madde


(1) Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.
(2) Aynı işte soruşturma evresinde görev yapmış bulunan hâkim, kovuşturma evresinde görev yapamaz.
(3) Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz.

'Balyoz ve Ergenekon yeniden görülürse, üstüme düşeni yaparım'


Güngör Mengi: Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök yargıda gözlenen bu son gelişme hakkında 'Büyük bir arzu ve ümitle izliyorum gelişmeleri' dedi

Balyoz davasında tanık sıfatıyla ifade vermemesi nedeniyle, hapisteki silah arkadaşları tarafından eleştirilen Genelkurmay eski Başkanı emekli orgeneral Hilmi Özkök, askerlerin yargılandığı davaların yeniden görülmesi durumunda üstüne düşeni yapacağını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın Gülen cemaatine göndermede bulunarak “TSK’ya kumpas kuruldu” demesinin ardından başlayan tartışmalar sürüyor.
Balyoz ve Ergenekon gibi askerlerin yargıladığı davaların yeniden görülmesi gündeme gelirken, Vatan gazetesi Başyazarı Güngör Mengi, söz konusu davalarda “pasif bir tutum sergilediği” gerekçesiyle eleştirilen Genelkurmay eski Başkanı emekli orgeneral Hilmi Özkök’ün görüşlerini köşesine taşıdı.
Güngör Mengi’nin Vatan gazetesinin bugünkü (31 Aralık) nüshasında ‘Kumpas’ın açtığı kapı’ başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

‘Kumpas’ın açtığı kapı’


Vicdan azabının en dayanılmazı milletçe çekilen türü olmalı...
Baksanıza Silivri mahkemesi kararlarındaki imzalar daha kurumadan düzeltme yapmayı haksızlıklara son vermeyi mümkün kılacak çözümler için arayış başladı.
Türkiye’nin çok parçalı siyasi haritası, davaların yeniden görülmesi konusunda oluşan mutabakatın alışık olmadığımız büyüklük ve çeşitlilik kazanmasını önlemedi.
Kırılma noktasını oluşturan sebep Başbakan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın “Orduya kumpas kuruldu” iddiasının yarattığı sarsıntıdır.
Açıklama Genelkurmay’da davalarla ilgili çalışmaların ayrıntılara girerek tekrarını sağladı.
Orada elde edilen bulgular ve oluşan yeni kanaat Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel üstünde meseleyi MGK’ya götürme cesaretini yarattı.
Hükümetten yansıyan destekleyici açıklamalar ve yorumlar, ikinci yargılama için uyanan ümitlere güç kattı.
Hukukçular, özel mahkemelerdeki mağduriyet yaratan sebeplerin toplum vicdanında yaralar açtığını görerek, ikinci yargılama için sarf edilecek çabaların halktan sadece destek göreceğini düşünüyorlar.
Tarihi çağrı...
Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu dün Sözcü gazetesinin manşetinden “Balyoz davasının yeniden görülmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na çağrı” yapıyordu.
Kanadoğlu’na göre Başbakan’ın Başdanışmanı Akdoğan’ın “Orduya kumpas kuruldu” açıklaması, 237 komutanın yeniden yargılanmasını mümkün kılacak nitelikte bir tanık ifadesidir.
Sabih Kanadoğlu “Yargıtay Başsavcısı’nı göreve davet ediyorum. Dosyayı Ceza Genel Kurulu’na götürüp davaya mutlaka itiraz etmelidir” diyor.
Yargıda gözlenen bu son gelişme hakkında eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök “Büyük bir arzu ve ümitle izliyorum gelişmeleri” dedi.
İkinci yargılama ihtimalinin gerçekleşeceği konusunda sadece dilekte bulunmadığını, inancının da aynı yönde olduğunu belirtti.
Üstüne düşen bir şey olursa yapacağını söyledi.
Özkök ümitli...
Peki “kumpas”?..
İki gün süren tanıklığında sorulacak her şeyin mahkemede sorulduğunu söyleyen emekli komutan şöyle bitirdi:
“Eskiden de olurdu böyle ‘kumpas’ gibi nitelemeler. Duruşmada bu da soruldu.
Balyoz meşru bir doküman olduğu için Kara Kuvvetleri Komutanı’na bak dedim.”
Özkök haksızlıkların bitmesi yüzlerce asker evinde çekilen acıların dinmesi için dua ediyor.
Yeni yılın hepinize barış, mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum.

71 BİN 500 ASKER BUGÜN TERHİS OLUYOR!

asker, zorunlu, kışla, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Şırnak, sınır güvenliği, Genelkurmay Başkanlığı, Silahlı Kuvvetler'

Askerlik süresinin 15 aydan 12 aya çekilmesi yarın itibarıyla yürürlüğe girecek. Erken terhis olacak 71 bin 500 asker, yeni yılın ilk gününü ailesiyle geçirecek.

Yeni yıla saatler kala, 81 ilimizdeki kışlalardaki heyecan da had safhaya çıktı.
Bu doğrultuda, zorunlu askerlik hizmeti kapsamında 12 ayını dolduran 71 bin 500 Mehmetçiğin terhis edileceği ifade edildi. 
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay Başkanlığı'ndan, "Silahlı Kuvvetler'deki kadro durumumuz şu sayıya düşmüştür, bundan fazlasına gerek yoktur" diye bir görüş gelmediği sürece, mevcut durum itibariyle bedelli ve askerliğin süresini indirme gibi bir çalışmalarının olmayacağını söyledi. 
ÇÖZÜM SÜRECİ RAHAT ETTİRDİ 
Binlerce aile de, asker yakınlarının 3 ay erken eve gelecekleri için büyük bir heyecan içinde.
Şırnak'ta askerliğini yapan Mehmet Yıldırım'ın İstanbul'da yaşayan annesi Gülsüm Yıldırım;
"Çözüm süreci sayesinde oğlum askerdeyken, ben de evimde rahat uyudum. 3 ay erken gelecek olması da sevincimizi ikiye katladı" dedi. Uluslararası uzmanlar da özellikle Ortadoğu'da, en mükemmel şekilde sınır güvenliğini sağlayan ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çekti.

27 Aralık 2013 Cuma

TSK'dan Güncel Konulara İlişkin Açıklama

TARIH   : 27 Aralık 2013
SAAT    : 11:00
NO        : BA - 23 / 13
1.   Son günlerde ülke gündeminde önemli yer tutan bir soruşturma ile ilgili olarak medya organlarında Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren bazı yazı ve yorumlara yer verilmektedir.

2.   Türk Silahlı Kuvvetleri; Anayasa ve Kanunlarla kendisine verilen görev ve sorumluluklarını, her türlü siyasi düşünce ve oluşumun dışında olarak, Türk Milletine en üst seviyede hizmet etme arzusu ile yerine getirmektedir.

3.   Türk Silahlı Kuvvetleri, görevlerinin ifasında Anayasada kabul edilen hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve demokratik toplum gerekleri prensiplerine bağlılığı temel esas almaktadır.

4.   Bu kapsamda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bazı emekli ve muvazzaf personeli ile ilgili olarak yürütülen soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde, hukuka ve yargı bağımsızlığına saygı çerçevesinde hareket edilmesine büyük özen gösterilmiş, öncelikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal kimliğinin olumsuz etkilenmemesi amaçlanmıştır.

5.   Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ile ilgili adli süreçler, ilgili mevzuattan kaynaklanan görev ve sorumluluklar kapsamında takip edilmiş, hukuka uygunluğu konusunda tartışmalara ve farklı yorumlara neden olan işlem ve uygulamalar devletin en üst karar organlarına ve en yetkili makamlarına sürekli bildirilmiştir.

6.   Türk Silahlı Kuvvetleri, hiçbir şekilde siyasi tartışmaların içerisinde yer almak istememektedir. Bununla birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal kimliğini ve personelinin hukuki durumunu ilgilendiren konulardaki gelişmelerin hukuk devleti ve hakkaniyet ilkelerine bağlı kalınarak sonuçlandırılmasının yakından takip edilmesine devam edilecektir.

      Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

25 Aralık 2013 Çarşamba

Denizaltı gemiye çarptı


Denizaltı gemiye çarptı KIBRIS açıklarında, Deniz Kuvvetleri’ne ait bir denizaltı, kuru yük gemisiyle çarpıştı. TCG Yıldıray adlı denizaltının navigasyon kabiliyetini yitirdiği bildirildi 



İzmir’de yaşanan römorkör faciasının yankıları sürerken, bir kötü haber de Akdeniz’den geldi. Kıbrıs açıklarında, Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait bir denizaltının kuru yük gemisiyle çarpıştığı öğrenildi. Kıbrıs ile Mersin arasında meydana gelen deniz kazasında TCG Yıldıray ile kuru yük gemisi çarpıştı. Temas sonucu denizaltının navigasyon kabiliyetini yitirdiği öğrenilirken, herhangi bir can kaybının yaşanmadığı dile getirildi. İlk Türk denizaltısı olan TCG Yıldıray, önce acil olarak Mersin limanından gönderilen römorkör ile limana çekildi. Liman yetkilileri konu hakkında ayrıntılı bilgi vermekten kaçındı. Kurtarılan denizaltının Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait bir römorkör ile onarım için Gölcük Tershane Komutanlığı’na götürüleceği ifade edildi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan olay ile ilgili bir açıklama yapılmadı. 1979 yılında denize indirilen TCG Yıldıray (S-350), Gölcük Tershanesi’nde üretildi ve Türkiye’de üretilen ilk denizaltı unvanını aldı. Ay sınıfı olan TCG Yıldıray’da 9 subay, 25 astsubay, 2 uzman erbaş görev alıyor. Denizaltının hangi nedenle su yüzüne çıktığı öğrenilemedi. Denizaltılar su yüzüne çıkmadan önce periskop derinliği olan 14 metreye çıkarak, 360 derecelik görsel temas kuruyor. 70’li yıllarda da bir denizaltı su yüzüne çıkarken Paşabahçe vapuruna çarpmıştı. Ay sınıfı denizaltıların tek bölümden oluşması ve su aldığında kapatılacak bölümlerinin bulunmaması, TCG Yıldıray’ın 2.5 cm. çelikten oluşan dış yüzeyinden ziyade pervanenin bulunduğu arka bölümünden hasar aldığı düşüncesini doğuruyor. 2010 yılının Ekim ayında da benzer bir kaza yaşanmış, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın korsanlarla mücadele için Kenya’ya gönderdiği TCG Gökçeada Firkateyni, karaya oturunca görevini yarıda bırakarak Türkiye’ye dönmek zorunda kalmıştı. Korsanlarla mücadele kapsamında sancak gemisi olarak Aden Körfezi’ne gönderilen Gökçeada Firkateyni de hareket kabiliyetini yitirdiği için römorkörlerle çekilerek Türkiye’ye getirilmişti. TSK olayı gizlemek isterken, kaza Taraf 'ın “Okyanus'ta karaya oturdu” başlıklı haberiyle ortaya çıkmıştı.

24 Aralık 2013 Salı

Römorkör Kazası - 10 şehit

TARIH   : 23 Aralık 2013
SAAT    : 18:25
NO        : BA - 21 / 13
1.    İzmir Tersanesinde havuzda bakımda olan TCG DEĞİRMENDERE Römorkörünün havuzda "Dalış" esnasında henüz bilinmeyen bir nedenle sağ tarafa yan yatması sonucunda meydana gelen kazada 10 personelimiz hayatını kaybetmiş; 17 personelimiz yaralı olarak kurtarılmıştır. Yaralıların sağlık durumları iyi olup hayati tehlikeleri bulunmamaktadır.
2.    Olayla ilgili adli ve idari tahkikata başlanmıştır.
3.    Müessif olayda hayatını kaybeden şehit personelimize Allah'tan rahmet, kederli aileleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına başsağlığı dileriz.
      Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

23 Aralık 2013 Pazartesi

Denizde can pazarı!

Denizde can pazarı!

İZMİR’in Karşıyaka İlçesi’ndeki Alaybey Askeri Tersane’de bakımı yapıldıktan sonra denize indirilmek istenen ’TCG Değirmendere’ adlı römorkör, yan yattı.


Römorkörün içinde asker ve sivil işçilerin de bulunduğu, kendilerine ulaşılmaya çalışıldığı öğrenildi.

Alabey Askeri Tersanesi’ndeki bir havuzda bakımı yapılan Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait ’TCG Değirmendere’ adlı römorkör, bugün öğle saatlerinde denize indirilmek istendi. Bu sırada, römorkör aniden su alıp Karşıyaka yönüne doğru yan yattı. Olay sırasında bazı kişilerin yaralandığı ve Karşıyaka Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı belirtildi.

Öte yandan, römorkörde bulunan asker ve 2 sivil işçiye ulaşılmaya çalışıldığı öğrenildi.

RÖMORKÖRÜN TEKNİK ÖZELLİKLERİ

İzmir Alaybey Askeri Tersane’de, bakım sonrası denize indirilirken yan batan "TCG Değirmendere" adlı römorkörün teknik özellikleri;

Boyut (Boy-En-Draft): (51*11.5*6.1) metre

Deplasman Tonaj: Tam yük: 1580 ton.

Ana Tahrik: 2* Dizel / 2300 HP / 1 Pervane

Sürati: 13.5 kts

Personel: 4 Subay, 17 Astsubay, 5 Uzman Erbaş, 18 Erbaş/Er

GENELKURMAY: BAZI ASKERLER KAYIP

Olayla ilgili Genelkurmay Başkanlığı yaptığı açıklama yaptı.

Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklama şöyle : Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İzmir Tersanesinde havuzda bakımda olan 'TCG Değirmendere' Römorkörü 23 Aralık 2013 tarihinde, havuzda 'Dalış' esnasında henüz bilinmeyen bir nedenle sağ tarafa yatmak suretiyle 'alabora' olmuştur. Söz konusu römorkör, planlı bakım faaliyeti için 27 Kasım 2013 tarihinden itibaren havuzda bulunmaktadır.

Alınan ilk bilgilere göre; olay anında römorkörde bulunan bazı askerî ve sivil personelin kayıp olduğu belirlenmiş olup, kurtarma çalışmalarına devam edilmektedir. Gelişmeler kamuoyu ile paylaşılacaktır."

19 Aralık 2013 Perşembe

28 Şubat Davası'nda Çevik Bir dahil 5 kişi tahliye edildi.

28 Şubat Davası'nda Çevik Bir dahil 5 kişi tahliye edildi. Son tahliyelerin ardından davada tutuklu kalmadı.

17 Aralık 2013 Salı

TSK'dan Haberler


1.   Deniz Kuvvetleri Komutanlığı:
      a.   16 Aralık 2013 tarihinde, iki adet harp gemisi ile Birleşmiş Milletler ve NATO görevleri, 23 adet harp gemisi ile millî görevler icra edilmiştir.


      b.   Aden Körfezi, Hint Okyanusu, Arap Denizi ve Somali açıklarında 16 Mayıs 2013 tarihinden itibaren, toplam yedi ay süresince başarıyla icra ettiği "Deniz Haydutluğu ile Mücadele" görevini tamamlayan TCG GÖKSU Fırkateynimiz, 16 Aralık 2013 tarihinde Gölcük'e geri dönmüş ve bölgedeki askeri birlik komutanları ile personelinin yanı sıra, gemide görevli personelin ailelerinin de katılımıyla düzenlenen bir törenle karşılanmıştır.

2.   Hava Kuvvetleri Komutanlığı:
      a.  İncirlik meydanından kalkış yaparak Gaziantep-Hatay bölgesinde "Hava Muharebe Devriye Görevi" icra eden iki adet F-16 uçağımız, Suriye'ye ait bir adet SU-24 uçağının, Yayladağı/Hatay güneyinde sınırımıza doğru yaklaşması üzerine bölgeye yönlendirilmiş, ancak söz konusu hava aracı, sınırımıza beş deniz mili kala geri dönerek bölgeden uzaklaşmıştır.

      b.   İki adet F-16 uçağı ile Gaziantep-Hatay bölgesinde "Hava Muharebe Devriye Görevi" icra edilmiştir.
3.   Sahil Güvenlik Komutanlığı:
      Birer adet arama kurtarma gemisi ile Karadeniz ve Ege'de, iki adet bot ile Türkiye-Suriye deniz hududunda karakol görevleri icra edilmiştir.

4 Şehit


TARIH   : 17 Aralık 2013
SAAT    : 13:25
NO        : BA - 19 / 13
1.   Bugün (17 Aralık 2013 tarihinde) saat 11:00 sularında, Ankara-Konya karayolu Balâ yol 
ayrımı 1 km güneyinde (Gölbaşı’nın 12 km güneyi), Kara Kuvvetleri Kara Havacılık Komutanlığına 
ait bir S-70 Sikorsky tipi helikopterimiz periyodik bakım sonrası tecrübe uçuşu esnasında henüz belirlenemeyen bir sebepten dolayı kaza kırıma uğramıştır.
2.   Elim helikopter kazasında dört personelimiz şehit olmuştur.
3.   Kaza ile ilgili idari ve adli soruşturma başlatılmıştır.
4.   Şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli aileleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza başsağlığı ve sabırlar dileriz.
      Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Askeri helikopter düştü

Ankara'da Gölbaşı yakınlarında askeri helikopter düştü.
Ankara'nın Bala ilçesi yakınlarında düşen ve 2 kişinin hayatını kaybettiği bildirilen kazada, askeri helikopterin yüksek gerilim hattına çarparak düştüğü belirtildi.
Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirinin olay yerinden geçtiği ilk bilgiye göre, helikopterin boş bir arazi üzerinde kurulu yüksek gerilim hattına çarparak düştüğü kaydedildi.

KARADAYI SORGUDA SADECE YAŞINI HATIRLADI

28 Şubat, İs­ma­il Hak­kı Ka­ra­da­yı, Çevik Bir,  Çetin Doğan, BÇG belgeleri, fişleme, güncel haberler, haber, haberler

28 Şubat davasının bir numaralı sanığı Karadayı, çap­raz sor­gu­da “82 ya­şın­da­yım. Bu de­tay­la­rı ha­tır­la­ya­ma­m” ifadesini kullandı. İşte, o diyaloglar...

28 Şubat davasının bir numaralı sanığı emekli Org. Karadayı, Çevik Bir ve Çetin Doğan’ın sorduğu BÇG belgelerini hatırlamadığını söyledi.
An­ka­ra 13. Ağır Ce­za Mah­ke­me­si­’n­de gö­rü­len 28 Şu­bat da­va­sın­da İs­ma­il Hak­kı Ka­ra­da­yı­’nın çap­raz sor­gu­su dün de­vam et­ti. Müş­te­ki ve mağ­dur­la­rın avu­kat­la­rı­nın so­ru­la­rıy­la sa­kin baş­la­yan du­ruş­ma bir sü­re son­ra ye­ri­ni ger­gin­li­ğe bı­rak­tı. Bir­çok so­ru­yu ya­nıt­sız bı­ra­kan Ka­ra­da­yı, Çe­vik Bi­r’­in avu­ka­tı Ve­fa Tok­lu­’nun “O dö­nem­de 5 Ma­yıs 1997 ta­rih­li BÇG bil­gi ih­ti­yaç­la­rı ko­nu­lu bel­ge­yi si­ze arz et­ti­ler mi­” so­ru­su­na “Bi­ze bir sü­rü bel­ge ge­lir. Bun­la­rın hep­si­ni ha­tır­la­ma­mız müm­kün de­ği­l” ce­va­bı­nı ver­di.
ARAMIZDA KONUŞMUŞTUK
Çe­vik Bi­r’­in di­ğer avu­ka­tı Ati­la Bin­göl ise “İ­fa­de ver­mek üze­re gel­di­ği­niz­de siz­den ha­tır­la­ma­dı­ğı­nız şey­le­ri ha­tır­la­ma­nı­zı bek­le­dik. BÇG’­nin ça­lış­ma­sı için emir ver­di­ği­ni­zi ha­tır­lı­yor mu­su­nu­z” di­ye sor­du. Bu­nun üze­ri­ne Ka­ra­da­yı, “82 ya­şın­da­yım. Bu de­tay­la­rı ha­tır­la­ya­ma­m” ifa­de­si­ni kul­lan­dı. Sa­nık­lar­dan dö­ne­min Ge­nel­kur­may 1. Or­du Ko­mu­ta­nı emek­li Or­ge­ne­ral Çe­tin Do­ğan da “Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı­’na, “BÇG baş­ka­nı hak­kın­da de­tay­lı bil­gi sa­hi­bi ol­ma­dı­m de­di­niz ama ben bu ifa­de­ler­den BÇG hak­kın­da de­tay­lı bil­gi sa­hi­bi ol­du­ğu­nu­zu çı­ka­rı­yo­rum” de­di.
Do­ğa­n’­ın “Si­zin­le ara­mız­da öy­le bir ko­nuşma geç­miş­ti. ‘Bi­zim bu dö­nem­de hiç­bir za­man mü­te­dey­yin in­san­la­rın ya­şam­la­rı­na mü­da­ha­le­miz ol­ma­mış­tır. Di­ni si­ya­si alan­da is­tis­mar eden­ler­le mü­ca­de­le ede­ce­ği­z’ de­miş­ti­niz. Bu ko­nuş­ma­yı ha­tır­la­dı­nız mı­” so­ru­su­na da Ka­ra­da­yı “Ha­tır­la­mı­yo­ru­m” ya­nı­tı­nı ver­di.
Fişleme değil sicil kaydı
Ka­ra­da­yı, çap­raz sor­gu­su es­na­sın­da ken­di­si­ne fiş­le­me­le­ri so­ran sa­nık avu­kat­la­rı­na, “Si­lah­lı Kuv­vet­le­r’­de fiş­le­me de­nen şe­yi ilk de­fa du­yu­yo­rum. Fiş­le­me TSK’­da yok­tur. Biz an­cak si­cil yo­luy­la ken­di su­bay ve ast­su­ba­yı­mı­zı de­ğer­len­di­ri­ri­z” di­ye ko­nuş­tu.

MHP'li Engin Alan: Türkiye’nin savaş planları Yunanistan’ın elinde


MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan: 28 Şu­bat Da­va­sı­’n­dan da yar­gı­la­nı­yo­rum. 28 Şu­bat dö­ne­min­deKu­zey Ira­k’­ta­ydım. Ora­da ol­du­ğu­mu sa­ğır sul­tan bi­li­yor ama ben yar­gı­la­nı­yo­rum
Balyoz Darbe Planı" davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, “E­ge­men Ha­re­kat Pla­nı­’ ga­ze­te say­fa­la­rın­da, te­le­viz­yon ek­ran­la­rın­da, mah­ke­mede, si­ne­viz­yon­lar­da gös­te­ri­le­rek Tür­ki­ye­’nin mil­li gü­ven­li­ği teh­li­ke­ye gir­me­di mi? Şim­di o plan­lar, Yu­na­nis­tan Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı­’nın ma­sa­sın­da du­ru­yor. Böy­le bir şey ola­bi­lir mi? Bu bel­ge ger­çek” dedi.
“Balyoz Darbe Planı” davasında darbeye eksik teşebbüs suçlamasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırılan MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, tutuklu vekillerin durumundan, mahkumiyet kararına, 28 Şubat davasından MGK belgelerinin sızdırılmasına kadar bir dizi açıklamalarda bulundu.
Sözcü gazetesine konuşan Alan’ın öne çıkan ifadeleri şöyle:

Tutuklu milletvekillerinin durumu


Avu­ka­tım Ya­kup Ak­yüz, be­nim için tah­li­ye ta­le­bin­de bu­lun­du. O gö­re­vi­ni ya­pı­yor. Ama açık söy­lü­yo­rum ne olup ne ol­ma­ya­ca­ğı da be­ni çok il­gi­len­dir­mi­yor. Çün­kü be­nim yüz­ler­ce ar­ka­da­şım ena­yi da­va­lar­la ce­za­ev­le­rin­de. ‘Bal­yoz Dar­be Pla­nı­’ di­ye bir şey yok. İn­san­lar is­ter inan­sın, is­ter inan­ma­sın ger­çek du­rum bu. Türk yar­gı­sı 237 Drey­fus ya­rat­tı. 1894’te Fran­sa­’da Yüz­ba­şı Drey­fus yar­gı­lan­dı. Tür­ki­ye­’de ise or­ge­ne­ral­den baş­la­ya­rak 237 Drey­fus var.

Hukuka inanmıyorum


Ya­şa­nan­la­ra ta­nık ol­duk­ça ül­ke­miz­de hu­kuk, ada­let duy­gu­mu ta­ma­men kay­bet­tim. Ya­şa­dık­la­rım­dan son­ra be­nim böy­le hu­kuk, ada­let duy­gum kal­ma­dı. Ana­ya­sa Mah­ke­me­si Baş­ka­nı ‘12 Ha­zi­ran 2011’den ya­ni mil­let­ve­ki­li se­çi­mi ya­pıl­dı­ğı ta­rih­ten bu ya­na ce­za­evin­de tu­tul­mak­la hak ih­la­li­nin baş­la­dı­ğı­nı söy­le­di. Bu hak ih­la­li 30 ay son­ra mı fark edil­di? Cum­hur­baş­ka­nı, TBMM Baş­ka­nı, ana mu­ha­le­fet par­ti­si ve mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­nin ge­nel baş­kan­la­rı, hu­kuk­çu­lar bu­nu söy­lü­yor­lar. Tüm bun­la­ra rağ­men pe­ki ni­çin bir şey ya­pıl­ma­mış? Böy­le bir şey dün­ya­nın ne­re­sin­de ola­bi­lir? Tüm olan­lar­dan son­ra ben­den hu­ku­ka inan­ma­mı kim­se bek­le­me­sin.
Tah­li­ye edil­mem ko­nu­sun­da hiç­bir ma­ka­ma ke­sin­lik­le bir baş­vu­rum ol­ma­ya­cak. Her­han­gi bir gi­ri­şim­de as­la bu­lun­ma­ya­ca­ğım. Çün­kü, içer­ide be­ni hak­sız-hu­kuk­suz ye­re şim­di­ye ka­dar ya­tır­dık­la­rı için baş­vur­ma­ya­ca­ğım. Ben öy­le şey­ler gör­düm ki, bun­lar be­nim ada­le­te olan gü­ve­ni­mi de yok et­ti.

28 Şubat’ta Kuzey Irak’taydım


28 Şu­bat Da­va­sı­’n­dan da yar­gı­la­nı­yo­rum. Böy­le bir da­va dün­ya­nın han­gi ül­ke­sin­de ola­bi­lir? Ben 28 Şu­bat dö­ne­min­de yo­ktum. Ku­zey Ira­k’­ta­ydım. Ora­da ol­du­ğu­mu sa­ğır sul­tan bi­li­yor ama ben yar­gı­la­nı­yo­rum. Bal­yo­z’­dan, 28 Şu­ba­t’­tan bi­ri­le­ri ge­lip be­ni çı­kar­tı­yor, bi­ri­le­ri ge­lip ge­ri içe­ri­ye atı­yor.

Bu adalete nasıl güveneyim?


Mil­let­ve­ki­li se­çil­dik. BDP’­den mil­let­ve­ki­li se­çi­len Se­ba­hat Tun­ce­l’­i mil­let­ve­ki­li se­çil­di­ği için tah­li­ye eden İs­tan­bul Özel Yet­ki­li 10. Ağır Ce­za Mah­ke­me­si­’dir. Ay­nı mah­ke­me, ben mil­let­ve­ki­li se­çil­me­me rağ­men be­ni tah­li­ye et­me­di. Üs­te­lik ka­nun­lar­da da bir de­ği­şik­lik ol­ma­ma­sı­na rağ­men. Ni­çin ada­le­te gü­ven­me­di­ği­mi so­ru­yor­su­nuz. Bu bu ada­le­te na­sıl ina­na­yım, na­sıl gü­ve­ne­yim?
Bu ül­ke­nin Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ‘öl­çü­süz yar­gı ih­la­li va­r’ di­yor. Pe­ki bu ka­dar yar­gı ih­la­li var­sa bi­zim hak­kı­mı­zı kim ve­re­cek? Bi­zi se­çen in­san­la­rın hak­kı­nı kim ve­re­cek? İşi­ne ge­lin­ce ‘mil­let ira­de­si­’ kul­la­nı­lı­yor, işi­ne gel­me­yin­ce o ira­de yok sa­yı­lı­yor. Böy­le bir şey ola­bi­lir mi? İş­te o yüz­den kim­se­ye bir şey yaz­mı­yo­rum. Bir ara ge­len mil­let­ve­kil­le­ri­ne dü­şün­ce­le­ri­mi söy­lü­yo­rum Ya­pa­cak baş­ka bir şe­yim yok.

“Esas olan subaydır”


Ba­na ‘ne ol­ma­lı­dır?’ di­ye so­ru­yor­su­nuz. Ya­pıl­ma­sı ge­re­ken bu hak­sız­lık­la­rın gi­de­ril­me­si­dir. Bu­nun na­sı­lı­nı ben bil­mem. Açık söy­lü­yo­rum bu iş, şu ya­pı­lan­lar bu ül­ke­ye ha­yır ge­tir­mez. Bu coğ­raf­ya­da içeri­de ve dı­şa­rı­da­ki man­za­ra bu dev­le­tin çok güç­lü bir or­du­ya sa­hip ol­ma­sı­nı ge­rek­ti­ri­yor. Ta­bi­i or­du de­di­ği­miz­de elin­de­ki araç-ge­reç ve si­la­hı kas­tet­mi­yo­rum. Or­du­la­rı li­der­ler, ko­mu­tan­lar yö­ne­tir. Ata­tür­k’­ün de­di­ği gi­bi esas olan za­bit­tir ya­ni su­bay­dır. Ma­ale­sef, bu­gün gel­di­ği­miz nok­ta­da Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri­’ne ya­şa­tı­lan­lar, mo­ral ve mo­ti­vas­yon açı­sın­dan, sevk ve ida­re açı­sın­dan askerlerimizi cid­di şe­kil­de sars­mış­tır.

Enayi davalarla tasfiye


Ba­na gö­re, dün­ya­nın en de­ğer­li ami­ral­le­ri, ge­ne­ral­le­ri bu ena­yi da­va­lar­la tas­fi­ye edil­miş, yok edil­miş­tir. TSK, bu ka­yıp­la­rı uzun yıl­lar te­la­fi ede­me­ye­cek­tir. Si­ya­set­çi­si, med­ya­sı, TSK’­yı yal­nız mah­ke­me­ler­de sü­rün­dür­mek­le kal­ma­dı, ba­zı sı­fat­lar ya­kış­tır­dı. Ya­kış­tı­rı­lan sı­fat­lar ara­sın­da ‘dar­be­ci­’, ‘te­rö­ris­t’, ‘ca­su­s’, ‘fu­huş­çu­’, ‘sui­kast­çı­’ ve di­ğer­le­ri yer al­dı. So­ru­yo­rum dün­ya­nın han­gi ül­ke­sin­de as­ke­ri­niz için bun­la­rı söy­ler­si­niz? Bu hak­sız­lık­lar gi­de­ril­mez­se, TSK’­dan da ha­yır gel­me­ye­cek. İçe­ri­de PKK ile ne ola­ca­ğı bel­li de­ğil. Su­ri­ye­’de, Ira­k’­ta ne olup bi­te­ce­ği be­lir­siz. Sen, ya­ra­lı, be­re­li, ko­lu-ka­na­dı kı­rıl­mış bir TSK ya­rat­mış­sın. Bu ki­me ha­yır ge­ti­rir? Bu­nu ya­pan­la­ra, bu oyu­nun, tez­ga­hın için­de olan­la­ra da ha­yır ge­tir­me­ye­ce­ği­ni bu­nu ya­pan­lar da bil­sin. Biz­le­ri ce­za­evin­de ya­tır­dık­la­rı yer ne­re­si? F Ti­pi Ce­za­evi. Bu­ra­ya kim­le­ri ko­yar­lar? Te­rö­rist­le­ri. Bu­ra­da te­rör ör­güt­le­ri­nin men­sup­la­rı ney­se biz de oyuz. Türk su­ba­yı­nı böy­le gö­rü­yor­lar. Bi­ze han­gi göz­le ba­kıl­dı­ğı or­ta­da. Böy­le bir mil­let ya­şa­ya­bi­lir mi?

Plan­lar Yu­na­nis­ta­n’­da


2004’te MGK’­nın Fet­hul­lah Gü­len ce­ma­atiy­le il­gi­li ka­ra­rı ba­sın­da yer al­dı di­ye ba­vul­cu­yu mah­ke­me­ye ve­ri­yor­lar. Ge­rek­çe; dev­le­tin gü­ven­li­ği­ni teh­li­ke­ye at­mak olarak gös­te­ri­li­yor. Pe­ki çok giz­li sa­vaş plan­la­rı ya­yın­lan­dı­ğı za­man Tür­ki­ye­’nin gü­ven­li­ği teh­li­ke­ye gir­me­di mi? ‘E­ge­men Ha­re­kat Pla­nı­’ ga­ze­te say­fa­la­rın­da, te-­le­viz­yon ek­ran­la­rın­da, mah­ke­mede, si­ne­viz­yon­lar­da gös­te­ri­le­rek Tür­ki­ye­’nin mil­li gü­ven­li­ği teh­li­ke­ye gir­me­di mi? Şim­di o plan­lar, Yu­na­nis­tan Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı­’nın ma­sa­sın­da du­ru­yor. Böy­le bir şey ola­bi­lir mi? Bu bel­ge ger­çek.

Dijital belgeler delil mi?


Ama Bal­yo­z’­da tam bin 857 sah­te­kar­lık or­ta­ya çı­kı­yor. Pa­zar gü­nü Sözcü'de yaz­dı­nız, Yar­gı­tay C. Baş­sav­cı­lı­ğı, Bal­yoz Da­va­sı­’n­da­ki di­ji­tal bel­ge­le­ri de­lil ola­rak ka­bul edi­yor, ay­nı sav­cı­lık As­ke­ri Ca­sus­luk İd­di­asıy­la açı­lan da­va­da di­ji­tal ve­ri­le­rin de­lil ola­rak ka­bul edi­le­me­ye­ce­ği­ni be­lir­ti­yor. Ha­di ge­lin de bu ada­le­te gü­ve­nin. Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ka­ra­rı­na gö­re mil­let­ve­ki­li se­çi­len­le­rin, uzun sü­re­dir tu­tuk­lu olan­la­rın tah­li­ye edil­me­si ge­re­ki­yor. Tah­li­ye ko­nu­sun­da söz bit­miş­tir. Ba­zı­la­rı tah­li­ye edi­li­yor, ba­zı­la­rı edil­mi­yor. Bu­nun hu­ku­ki bir iza­hı var mı? Bal­yo­z’­dan tah­li­ye edi­len­ler­le, tutukluların du­rum­u ay­nı. Onun için ada­le­te gü­ven­mi­yo­rum, ül­ke­de hu­ku­kun ol­ma­dı­ğı­nı söy­lü­yo­rum.

16 Aralık 2013 Pazartesi

TSK'da 'Alevi' soruşturması

  Genelkurmay, yüzbaşı için soruşturma emri verdi.

TSK, kritik bir karara imza attı, TSK'da "Alevi" soruşturması başlatıldı. Genelkurmay Başkanlığı, emrindeki Uzman Çavuş Cengiz Erarslan'a Alevi olması nedeniyle mobbing uyguladığı iddia edilen komutanı Yüzbaşı Orçun Gültakan hakkında soruşturma emri verdi. Yüzbaşı Gültakan'ın soruşturmasının 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütüldüğü bildirildi. Ayrıca Gültakan hakkında "Müteselsilen erleri kanuna aykırı olarak hizmetçiliğe vermek" iddiası üzerine hazırlanan iddianame ile kamu davası da açıldığı ve yargılamanın devam ettiği ortaya çıktı. Komutanından şikayetçi olan Uzman Çavuş Erarslan ise 'Toplu asker karşısında üste saygısızlık' suçundan açılan davada beraat etti. Erarslan'a, 'Yalan yere şikayet' suçundan ise kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.

"TSK'DA ALEVİLERİN GÖREV YAPMASI SUÇ MUDUR?"

CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, Çorlu 105. Topçu Alayı 1. Topçu Taburu 1. Batarya'da görevli Alevi bir uzman çavuşla ilgili mobbing iddiasını TBMM gündemine taşıdı. Milli Savunma Bakanı İsmet Bakan Yılmaz'ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Aksünger, "Uzman Çavuş Cengiz Erarslan'ın Alevi olması nedeniyle komutanı Orçun Gültakan tarafından mobbing uygulamasına tabi tutulduğu, çeşitli bahanelerle hakkında davalar açıldığı, 28 Nisan'daki eğitim toplantısında Yüzbaşı Gültakan'a 'sesini yükselttiği' gerekçesiyle, savunması alınarak 5 gün hapis cezasına çarptırıldığı, Erarslan'ın cezaya itiraz ederek, 'Sizi bu kadar hiddetlendirecek ne gibi bir hatam oldu' sorusuna, komutanın, '‘Arkadaş senin tipin, şeklin, duruşun, mezhebin beni rahatsız ediyor, seni görünce kıl oluyorum' şeklinde yanıt verdiği iddia edilmiştir. Alevi olmak ve Alevilerin TSK'da görev yapması suç mudur?" dedi.

"YÜZBAŞI İÇİN KAMU DAVASI AÇILDI"


Bakan Yılmaz'ın, CHP'li Aksünger'in soru önergesini verdiği yanıt, TSK'da bu konuda soruşturma açıldığını ortaya koydu:
"Yapılan incelemede, 'Müteselsilen erleri kanuna aykırı olarak hizmetçiliğe vermek' suçundan Topçu Yüzbaşı Orçun Gültakan hakkında 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca 17 Haziran 2013 tarihli, 2013/673 esas ve 2013/290 karar sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı, yargılamanın 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde devam ettiği, 'Toplu asker karşısında üste saygısızlık' suçundan Topçu Uzman Çavuş Cengiz Eraslan hakkında 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca 21 Ocak 2013 tarihinde kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin 28 Şubat 2013 tarihli, 2013/411 esas ve 2013/82 karar sayılı hükmü ile Topçu Uzman Çavuş Cengiz Erarslan'ın beraatına karar verildiği, 'Yalan yere şikayet' suçundan Topçu Uzman Çavuş Cengiz Erarslan hakkında 5.Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığınca 14 Mayıs 2013 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, Topçu Uzman Çavuş Cengiz Erarslan'ın şikayet konuları ile ilgili olarak, Topçu Yüzbaşı Orçun Gültakan ve üç personel hakkında çeşitli suçlardan soruşturma emri verildiği ve soruşturmanın halen 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nda yürütüldüğü tespit edilmiştir."

Tuğamiral Çakır: Uçak gemisi yapmak bizim için daha kolay

Sa­vun­ma sa­na­yi­nin gu­ru­ru ilk mil­li sa­vaş ge­mi­si pro­je­si MİL­GE­M’­i ta­sar­la­yan ve üre­ten İs­tan­bul Ter­sa­ne­si Ko­mu­tan­lı­ğı ka­pı­la­rı­nı aç­tı.

  • Tersane Komutanı Tuğamiral Çakır: “Uçak gemisi yapmak bizim için daha kolay”
  • "Çok Amaçlı Faz Dizili Radar’ın (ÇAFRAD) geliştirme faaliyetlerine başlandı"
  • "Türkiye’de üretilmesiyle bu konuda teknolojik sıçrama gerçekleştirilmiş olacak” 
  • MİL­GEM pro­je­sin­de de dev­let bu sek­tör­de­ki boş­lu­ğu dol­du­ra­cak şe­kil­de öne çı­ka­rak bir il­ki ger­çek­leş­tir­miş­tir

Ter­sa­ne Ko­mu­ta­nı Tu­ğa­mi­ral Ah­met Ça­kır, mil­li harp ge­mi­si sa­na­yi­ine as­ke­ri ter­sa­ne­nin sun­du­ğu kat­kı­la­rı an­lat­tı. Türk De­niz Kuv­vet­le­ri Ko­mu­tan­lı­ğı ta­ra­fın­dan MİL­GEM Kor­ve­ti­’nin di­zay­nı­nı ger­çek­leş­tir­mek için 12 Mart 2004 ta­ri­hin­de ku­ru­lan MİL­GEM Pro­je Ofi­si­’n­de sa­vaş ge­mi­si di­zay­nı, en­teg­ras­yo­nu ve in­şa­sı için ge­rek­li tüm alan­lar­da ye­ter­li bil­gi ve be­ce­ri­ye sa­hip 50 ci­va­rın­da mü­hen­dis, lo­jis­tik, kul­la­nı­cı, tek­nik res­sam ve ida­ri per­so­nel gö­rev ya­pı­yor.

MÜTEVAZI ŞARTLAR HAKİM

De­niz Kuv­vet­le­ri­’nin ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­mak doğ­rul­tu­sun­da di­ğer pro­je­ler­de de yer al­mak için ofi­sin adı 2010 Di­zayn Pro­je Ofi­si ola­rak de­ğiş­ti­ril­di. Bü­yük iş­le­re im­za atan ofis­te çok mü­te­va­zı şart­lar ha­kim. Ofis için ter­sa­ne­de ye­ni bir bi­na in­şa­ası ha­zır­lı­ğı ya­pı­lı­yor. Tu­ğa­mi­ral Ça­kır, 10 yıl ön­ce açı­lan ofi­sin şim­di gel­di­ği nok­ta­yı şöy­le an­lat­tı:

GE­Mİ­YE 240 KM KAB­LO

“2004’te açı­lan ofi­se mü­dü­rü ola­rak 2005’te gö­re­ve gel­dim. MİL­GE­M’­in ilk ge­mi­si­ni 2011’de tes­lim et­tik. 7 se­ne­de hem di­zayn hem in­şa ger­çek­leş­tir­dik. Böy­le bir ge­mi­yi de­fa­lar­ca ya­pan bir ter­sa­ne için bi­le çok id­di­alı bir sü­re. Ta­ma­men ofi­sin öz­gün di­zay­nı olan ge­mi 4,5 yı­lı in­şa ol­mak üze­re 7 se­ne­de ta­mam­lan­dı. MİL­GEM, De­niz Kuv­vet­le­ri­miz­de­ki ben­zer ge­mi­ler­de­ki­ne oran­la en dü­şük per­so­ne­le sa­hip. Er da­hil sa­de­ce 85 per­so­nel gö­rev ya­pı­yor. Bu ye­te­nek yük­sek oto­mas­yon­la ger­çek­leş­miş. Ge­mi­ye yak­la­şık 240 km kab­lo, 9 km bo­ru dö­şen­miş, yak­la­şık 1000 ton yük­sek ka­li­te­de ge­mi in­şa sa­cı kul­la­nıl­mış.”

Bugün Gazetesi'nden Erkan Acar'ın haberine göre, Tu­ğa­mi­ral Ça­kır, MİL­GEM gi­bi pro­je­ler­de in­san­la­ra gü­ven ka­zan­dır­ma­nın çok önem­li ol­du­ğu­nu be­lir­te­rek, “Yo­la çı­kıl­dı­ğın­da her­kes ürün is­ti­yor­du. O ürü­nü or­ta­ya ko­ya­ma­dı­ğı­mız müd­det­çe ki­şi­le­rin ka­fa­la­rın­da­ki en­di­şe­le­ri yok et­mek müm­kün de­ğil­di­” de­di. Di­zayn ofi­sin­de, bir de­niz ma­yı­nı­nın ge­mi­ye ya­kın bir mev­ki­de pat­la­ma­sı son­ra­sın­da ge­mi­de olu­şa­bi­le­cek et­ki­le­ri­ni si­mü­le ede­bi­li­yor­su­nuz. Ve­ya ge­mi­nin tit­re­şim ana­liz­le­ri­ni özel ya­zı­lım­lar ara­cı­lı­ğı ile ya­pa­bi­li­yor­su­nuz. Ofis ça­lı­şan­la­rı ken­di alan­la­rın­da son de­re­ce pro­fes­yo­nel bir ko­num­da­lar. Tu­ğa­mi­ral Ça­kır, bu­gün ge­li­nen nok­ta iti­ba­riy­le tek­nik altya­pı ve in­san gü­cü ola­rak sa­hip ol­du­ğu­muz ye­te­nek­ler ko­nu­sun­da şu bil­gi­le­ri ver­di:

YA­BAN­CI­LAR HAY­RET EDİ­YOR

“Biz de­ni­zal­tı ko­nu­su­na hâlâ tem­kin­li yak­laş­mak­la be­ra­ber önü­müz­de­ki dö­nem he­def­le­ri içi­ne mil­li de­ni­zal­tı di­zay­nı­nı da koy­duk. Ha­li­ha­zır­da, her tür­lü su­üs­tü sa­vaş ge­mi­si­ni di­zayn ede­bi­le­cek ye­te­ne­ğe sa­hi­biz. ‘U­çak ge­mi­si ya­pa­bi­li­yor mu­su­nu­z’ so­ru­su­na ce­va­ben ‘Ko­la­y’ di­yo­ruz. Çün­kü, bü­yük ge­mi di­zay­nı da­ha ko­lay­dır. Ge­mi kü­çül­dük­çe kı­sıt­la­rı­nız ar­tı­yor, he­men he­men ay­nı sis­tem­le­ri da­ha kü­çük alan ve ha­cim­le­re da­ha dü­şük ağır­lık­lar­la yer­leş­tir­me­niz ge­re­ki­yor. Ge­len ya­ban­cı he­yet­ler Hey­be­li­ada ve Bü­yü­ka­da kor­vet­le­ri­ni gö­rün­ce, bu ka­dar çok sis­te­mi bu ka­dar kü­çük plat­for­ma na­sıl yer­leş­tir­di­ği­mi­ze hay­ret edi­yor. Bu iki ge­mi­nin dün­ya­da­ki çok mak­sat­lı mo­dern fır­ka­teyn­le­rin sa­hip ol­du­ğu özel­lik­ler­den hiç ek­si­ği yok. Ya­ban­cı he­yet­le­rin be­ğe­ni­le­ri bi­zim ulaş­tı­ğı­mız se­vi­ye­nin en önem­li ka­nı­tı­dır.”

Fırkateyn projesiyle teknolojik sıçrama olacak

İstanbul Tersanesi Komutanlığı, MİLGEM Projesi ile Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemileri inşa ediyor. Bu proje ile kazanılan tecrübe ve bilgi birikimi sonucu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın hava savunma harbi firkateyni ihtiyacını karşılamak maksadıyla MİLGEM Projesi ile inşa eden gemilerin yaklaşık 2,5-3 katı büyüklükte olacak Hava Savunma Harbi Fırkateyni’nin dizayn ve inşa edileceği TF-2000 Projesi’ne başlandı. Tuğamiral Çakır, TF-2000 Projesi kapsamında yapılacak gemilerin özelliklerini şöyle anlattı:

400 KM MENZİLDEN TESİS

“İnşa edilecek platformlar tanımlanmış hava resmini asgari 400 km menzilden itibaren tesis edebilecek, tahsis edilen uçakların 3 boyutta kontrol edilmelerini sağlayabilecek. Kuvvet hava savunması yapmasına imkân sağlayacak uzun menzilli satıhtan,havaya güdümlü mermi sistemlerine sahip, kendini savunma maksatlı satıhtan havaya güdümlü mermilerle aynı anda taarruz eden çok sayıda satha yakın seyreden güdümlü mermiye karşı savunma sağlayabilecek nitelikte, hava savunma yeteneği yanında, bekasını sağlayabilecek nitelikte denizaltı savunma ve su üstü harbi sistemlerine sahip olacak.”

TF-2000 Projesi kapsamında yapılacak platformun temel algılayıcılarından biri olan çok maksatlı faz dizili radar sisteminin mümkün olduğunca milli olanaklarla gerçekleştirilmesini sağlamak üzere çalışma başlatılmasına karar verildiğini ifade eden Tuğamiral Çakır, bu çalışma kapsamında SSM ile ASELSAN A.Ş. arasında 2 Eylül 2013’te sözleşme imzalandığını belirtti.

8 YIL İÇİNDE TAMAMLANACAK

Tuğamiral Çakır, “TF-2000’in ana sensörü olan ‘Çok Amaçlı Faz Dizili Radar’ın (ÇAFRAD) geliştirme faaliyetlerine başlandı. Projenin ilk safhası olan Teknolojik Gösterim Fazı’nın 60 ay, nihai ürün fazının ise önümüzdeki 8 yıl içinde tamamlanması planlanıyor. Sadece ABD, Hollanda ve Avustralya gibi ülkeler tarafından üretilmekte olan bünyeye sabit antenlere sahip faz dizinli radarların Türkiye’de üretilmesiyle bu konuda teknolojik sıçrama gerçekleştirilmiş olacak” dedi.

MiLGEM güven oluşturdu

“Ne­den bu­gü­ne ka­dar mil­li ge­mi­mi­zi ya­pa­ma­dı­k” so­ru­su üze­ri­ne Tu­ğa­mi­ral Ça­kır şun­la­rı söy­le­di: “Tür­ki­ye­’de çok iyi se­vi­ye­de ye­tiş­miş, dün­ya­nın en iyi üni­ver­si­te­le­rin­den me­zun ol­muş çok sa­yı­da mü­hen­dis var. Alan­la­rın­da dün­ya ça­pın­da pro­je­le­re im­za atı­yor­lar. Önem­li olan bu bil­gi ve be­yin gü­cü­nü or­ga­ni­ze edip bel­li bir he­de­fe yön­len­di­re­bil­mek. MİL­GEM pro­je­si ön­ce­sin­de bu gü­cün far­kın­da­lı­ğı ye­ter­li se­vi­ye­de de­ğil­di. Far­kın­da­lı­ğın ye­ter­li ol­ma­ma­sı se­be­biy­le ken­di mü­hen­di­si­mi­ze gü­ven de ye­ter­li se­vi­ye­de de­ğil­di. Bu se­bep­le mil­li di­zayn bir sa­vaş ge­mi­si­ne sa­hip ol­ma he­de­fi sü­rek­li er­te­len­di. MİL­GEM pro­je­sin­de ilk de­fa far­kın­da­lık ve ne­ti­ce­sin­de gü­ven tam an­la­mıy­la oluş­tu ve bü­yük­le­ri­miz bi­ze bu pro­je­yi ger­çek­leş­tir­me şan­sı­nı ta­nı­dı. Bu pro­je bu an­lam­da bir dö­nüm nok­ta­sıy­dı. Ger­çek­leş­tir­di­ği­miz tak­dir­de, bir da­ha sa­vaş ge­mi­si te­da­ri­ki için yurt­dı­şı fir­ma­la­ra yön­len­me­ye­cek, ken­di öz­gün di­zay­nı­mı­za sa­hip ve ta­ma­men De­niz Kuv­vet­le­ri­mi­zin ih­ti­yaç­la­rı doğ­rul­tu­sun­da şe­kil­len­miş sa­vaş ge­mi­le­ri­ne sa­hip ola­cak­tık. Ak­si­ni dü­şün­me­dik bi­le. Çün­kü ba­şa­rı­sız ol­du­ğu­muz tak­tir­de en az bir 10-15 se­ne da­ha böy­le­si bir im­kân bi­ze ta­nın­ma­ya­cak­tı. O yüz­den tek al­ter­na­ti­fi­miz ba­şar­mak­tı. Ge­li­nen nok­ta hem bi­zim hem de ül­ke­mi­zin ge­le­ce­ği için çok önem­li. Son­ra­sı için he­def­le­ri­mi­zi çok iyi be­lir­le­me­miz la­zım. Bu gü­ne ka­dar ge­liş­miş ül­ke­le­ri ya­ka­la­ma­ya ça­lış­tık. Bi­ri­le­ri­nin pe­şin­den koş­mak de­ğil, bi­ri­le­ri­nin git­ti­ği he­de­fi gö­rüp o he­de­fe iler­le­me­miz la­zım. Ak­si tak­dir­de hep ar­ka­da kal­ma­ya mah­kum olur­su­nuz. Bu ne­den­le ül­ke ola­rak kri­tik tek­no­lo­ji­ler açı­sın­dan he­def be­lir­le­yip on­la­rın pe­şin­den koş­ma­mız la­zım.”

Sivil tersanelerden hiçbir şey esirgemiyoruz

As­ke­ri ter­sa­ne­le­re olan ih­ti­ya­cın hiç­bir za­man bit­me­ye­ce­ği­ni söy­le­yen Tu­ğa­mi­ral Ça­kır, 2001 yı­lın­da MİL­GEM iha­le­si­ne ilk     çı­kıl­dı­ğın­da hiç­bir Türk fir­ma­sı­nın öz­gün di­zayn ile tek ba­şı­na iha­le­ye gir­me­di­ği­ni kay­de­de­rek şöy­le ko­nuş­tu:

MİLGEM MANTIĞINA AYKIRI

“Hep­si­nin or­ta­ğı ya­ban­cı ter­sa­ne ve­ya di­zayn fir­ma­sıy­dı. Ve o iha­le MİL­GEM man­tı­ğı­na ay­kı­rı ol­du­ğu için ip­tal edil­di. Bu gi­ri­şi­min ba­şa­rı­sız ol­ma­sı son­ra­sın­da De­niz Kuv­vet­le­ri, Sa­vun­ma Sa­na­yi Müs­te­şar­lı­ğı ile be­ra­ber önem­li bir so­rum­lu­lu­ğu alıp MİL­GEM sü­re­ci­ne baş­la­dı. As­lın­da, ben bu sü­re­ci 1923’te ya­pı­lan İz­mir İk­ti­sat Kon­gre­si­’n­de alı­nan ka­ra­ra ben­ze­ti­yo­rum. O kon­gre­de de sa­na­yi dev­ri­mi­nin ge­ri­sin­de ka­lın­dı­ğı, ive­di­lik­le sa­na­yi­leş­me ata­ğı­nın ya­pıl­ma­sı ge­rek­ti­ği be­lir­til­miş an­cak özel sek­tör­de sa­na­yi­leş­me ata­ğı­nı ger­çek­leş­ti­re­cek ser­ma­ye ol­ma­ma­sı ne­de­niy­le dev­le­tin bel­li sek­tör­ler­de ön­cü ol­ma­sı­ ka­ra­rı alın­mış­tır. MİL­GEM pro­je­sin­de de dev­let bu sek­tör­de­ki boş­lu­ğu dol­du­ra­cak şe­kil­de öne çı­ka­rak bir il­ki ger­çek­leş­tir­miş­tir. Mil­li ola­rak ger­çek­leş­ti­ri­le­cek pro­je­le­rin ön­cü­sü, lo­ko­mo­ti­fi ol­duk. Ül­ke­de bu pro­je­le­rin ve da­ha ni­ce­le­ri­nin ger­çek­leş­ti­re­bi­le­ce­ği­ne da­ir gü­ve­ni oluş­tur­duk. Si­vil ter­sa­ne yö­ne­ti­ci­le­ri­nin ön­le­rin­de­ki be­lir­siz­li­ği yok ede­rek da­ha ko­lay risk al­ma­la­rı­nı sağ­la­dık. Si­vil ter­sa­ne­ler­le, ka­ra­kol bo­tu ve çı­kar­ma ge­mi­si pro­je­le­rin­de MİL­GEM pro­je­si es­na­sın­da el­de et­ti­ği­miz de­ne­yim­le­ri ve bil­gi­le­ri hep pay­laş­tık, her ko­nu­da des­tek ver­dik. Hiç­bir şe­yi esir­ge­mi­yo­ruz. Bu top­ye­kûn bir kal­kın­ma pro­je­si. Da­ha bü­yük he­def­le­re hep bir­lik­te eri­şe­ce­ğiz.”

Sivil kurumsal kültür oluşturmalı

MİLGEM projesinin 5, 6, 7 ve 8. gemilerinin sivil tersanede yapılacağını hatırlatan Tuğamiral Çakır, sivil sektörde büyük projelere imza atılabilmesi için kurumsal kültürün oluşması gerektiğini kaydederek şöyle dedi: “Sivil tersanelerimiz bu gemileri yapabilecek seviyede. En önemli unsur insan gücü. Altyapıda eksikleri yok ancak insan kolay yetişmiyor. Deniz Kuvvetleri’nin 40 yılı aşkın eğitim ve personel politikalarının sonucu olarak MİLGEM gibi iddialı projeyi başarıyla yaptık. Sivil tersaneler de personel yetiştirilmesine önem vermeli, kurumsal kültürün oluşması için ciddi adımlar atmalı. Türkiye’nin en iyi mühendislerini bir araya getirip uzay gemisi yapalım diyemiyorsunuz. Tuğlaları üst üste koyarak bir yere geliniyor.”

 185 parça yüzer unsura 7/24 hizmet

İs­tan­bul Ter­sa­ne­si Ko­mu­tan­lı­ğı’nın sa­de­ce as­ke­ri ter­sa­ne­le­re ge­mi in­şa fa­ali­yet­le­ri ic­ra et­me­di­ği­ne dik­kat çe­ken Tu­ğa­mi­ral Ça­kır, “Bi­zim iş gü­cü­mü­zün yak­la­şık yüz­de 65-70’i, so­rum­lu­lu­ğu­muz al­tın­da­ki De­niz Kuv­vet­le­ri Ko­mu­tan­lı­ğı­’na ait 185 par­ça yü­zer un­su­run  ona­rım, ta­di­lat ve mo­der­ni­zas­yon fa­ali­yet­le­ri­ne ay­rıl­mış­tır. Ba­kım ve ona­rım hiz­me­ti sa­de­ce ter­sa­ne or­ta­mın­da kal­ma­yıp yur­ti­çin­de ve yurt­dı­şın­da yü­zer bir­li­ğin bu­lun­du­ğu her mev­ki­de ba­şa­rıy­la ger­çek­leş­ti­ril­mek­te­di­r” de­di.

Bir baş­ka de­yiş­le 7 gün 24 sa­at, dün­ya­nın her böl­ge­sin­de ge­mi­le­ri­mi­ze ke­sin­ti­siz ona­rım hiz­me­ti ve­ril­di­ği­ni vur­gu­la­yan Ça­kır, “ABD ve Al­man­-
ya­’dan ge­len he­yet­ler da­hil, ge­mi­yi ve ter­sa­ne­mi­zi ge­zen as­ke­ri he­yet­ler ‘En­düs­tri­niz çok ge­liş­miş bi­le ol­sa De­niz Kuv­vet­le­ri ola­rak bu bi­ri­ki­mi­ni­zi mut­la­ka mu­ha­fa­za edin. Biz bu­nu yap­ma­dık ama şim­di çok piş­ma­nız an­cak sü­re­ci ge­ri dön­dü­re­mi­yo­ru­z’ di­yor. Tüm bu se­bep­ler­den do­la­yı, as­ke­ri ter­sa­ne­le­ri­miz De­niz Kuv­vet­le­ri­mi­z’­in be­ka­sı için son de­re­ce önem­li bir hu­sus­tu­r” di­ye ko­nuş­tu.

TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNDEN HABERLER

16 Aralık 2013, Pazartesi

Jandarma Genel Komutanlığının mevcut teşkilat yapısında değişikliğe yol açabilecek herhangi bir çalışma/proje bulunmamaktadır.

2013 Yılı Dış İlişkiler ve Yurt Dışı Geçici Görev Uygulama Planı kapsamında, 09-20 Aralık 2013 tarihleri arasında, Makedonya ordusunda görevli yedi personele Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında “Farklı Hava ve Arazi Şartlarında Hayatta Kalma Eğitici Eğitimi” ve 19 personele Hava Savunma Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında “Hava Savunma Harekât Merkezi Eğitimi” verilmektedir.

10 Aralık 2013 tarihinde, Genelkurmay Başkanlığı Karargâhında; İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından temsilcilerin katılımıyla, “Uyuşturucu ile Mücadele Eylem Planı” kapsamında koordinasyon toplantısı icra edilmiştir.
Müteakip aşamalar, Türk Silahlı Kuvvetleri ve ilgili Bakanlıkların müşterek çalışmaları ile sürdürülecektir.

Mehtaran Birliği, 06-08 Aralık 2013 tarihleri arasında Konya’da; “Mevlana’nın 740’ıncı Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri”nin açılış gününde yapılan “Sevgi ve Hoşgörü Yürüyüşü”ne katılmış ve halk konseri vermiştir.

12 Aralık 2013 tarihinde, Çanakkale’de altyapı kazısı çalışmaları esnasında bulunan, Çanakkale Muharebelerinden kaldığı değerlendirilen ve yaklaşık 500 kilogram ağırlığında olan ve patlamamış deniz topçu mühimmatı, Çanakkale Valiliğinin teknik yardım talebine binaen, 2’nci Kolordu Komutanlığı ekipleri tarafından gerekli emniyet tedbirleri alınarak imha edilmiştir.