İstanbul'da görülen Balyoz davasında bugün çok önemli bir gelişme yaşandı. Savcılığın talebi mahkeme tarafından kabul edildi.
Balyoz Davası başka mahkemeye taşınıyor. Balyoz Davası'na bakan mahkeme savcının talebini kabul etti. Dava başka mahkemeye verilecek...
Balyoz Davasına bakan mahkeme, dava dosyasının başka bir mahkemeye gönderilmesine karar verdi...
Karar aşamasına gelen Balyoz Davası bir süredir İstanbul Barosu'nun davaya avukat göndermemesi nedeniyle kilitlenmişti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Balyoz Davası’nda duruşma savcısı Hüseyin Kaplan, Balyoz Davası’nda yargılamanın devam edemediğini belirterek dosyanın başka bir yere nakledilmesi için Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesini talep etmişti.
"Balyoz Planı'' davasına giren Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Kaplan, yargılama devam edemediğinden, CMK'nın 19. maddesine göre, davanın başka bir yere nakledilmesi için dosyanın Cumhuriyet Savcılığı'na verilmesini istedi.
Savcı Kaplan, bu nedenle CMK'nın 19. maddesine göre, davanın başka bir yere nakledilmesi için dosyanın Cumhuriyet Savcılığı'na verilmesini istedi.
CMK'nın 19. maddesi, ''Yetkili hakim veya mahkeme, hukuki veya fiili sebeplerle görevini yerine getiremeyecek halde bulunursa, yüksek görevli mahkeme, davanın başka yerde bulunan aynı derecede bir mahkemeye nakline karar verir'' hükmünü içeriyor.
İŞTE SAVCININ TALEBİ VE GEREKÇESİ
Mahkeme Başkanı Ömer Diken, duruşmada sanık beyanları ve taleplerine karşı görüşünü sordu. Savcı Hüseyin Kaplan davada mütalaa verildiğini hatırlatarak, "Mütalaa verildikten sonra sanık ve avukatların karar verilmesini engellemek veya aleyhte karar çıkacağı düşüncesiyle yargılama uzatılmak istenmektedir. Sanık ve avukatların dosyadaki belgelere, iddianamedeki iddialara karşı herhangi bir savunma yapamayacağı anlaşıldığından yargılamayı uzattıkları anlaşılmaktadır" dedi.
"İSTANBUL BAROSU DAVAYA AVUKAT GÖNDERMEMİŞTİR"
Savcı Kaplan ise "Şu aşamadaki durum bu. Ben durum tespiti yapıyorum. Lütfen susar mısınız? Avukatların CMK'daki 188/1 maddesinde bulunan yargılamanın devamı için zorunlu müdafii hakkını kötüye kullanarak duruşmayı terk etmişlerdir. Yargılamanın devamı için avukat görevlendirmekle yetkili İstanbul Barosu, davaya avukat göndermemiştir. Avukatlık Kanunu görevi vekalet alan bir avukatın görevi duruşmada sanıkları temsil etmektir.
Baro'nun görevi, duruşmaya girmeyen avukatları savunmak değil gelmeyenleri sorgulamak ve davaya avukat göndermektir. Ancak bu davada tersi oldu. Taraflar, davayı uzatmak için kanunun kendilerine verdiği hakkı kötüye kullandı. Duruşmaya katılmayan sanık müdafileri, televizyon kanallarına çıkıp kamuoyunu yanlış yönlendirmek için beyanlarda bulundukları, sanki dosya içerisinde hiç bilirkişi raporu yokmuş, sanki davada hiç tanık dinlenmemiş gibi ifadeler kullanmaktadır" diye konuştu.
"DOSYANIN BAŞKA BİR MAHKEMEYE NAKLİ İÇİN SAVCILIĞIMIZA TEVDİ EDİLMESİ TALEP OLUNUR"
Kaplan, "Sanıklar ile avukatlarının gerekeni yapmayarak yargılamayı uzattıkları halde davanın mahkeme heyeti ve savcılar tarafından uzatıldığı izlenimi verilmektedir. Mahkeme heyeti, yargılamayı devam ettirmek amacıyla müdafiilerin duruşmaya girmelerini istemiş, baroya yazı yazmıştır. Ancak müdafiilerin bir kısmı duruşmalara katılmıştır. Diğerleri girmemiştir. Bu sebeple aralıksız devam eden duruşmalarla görülen dava, bir aylık, iki aylık uzun aralarla devam etmiştir. Yargılama bu aşamada devam edemiyor. Savcılıkca CMK'nun 19'uncu maddesinde (Yetkili hâkim veya mahkeme, hukukî veya fiilî sebeplerle görevini yerine getiremeyecek hâlde bulunursa; yüksek görevli mahkeme, davanın başka yerde bulunan aynı derecede bir mahkemeye nakline karar verir) hükmü gereğince dosyanın başka denk bir mahkemeye nakli için Cumhuriyet Savcılığımıza tevdi edilmesi arz ve talep olunur" şeklinde konuştu.
Balyoz Davasına bakan mahkeme, dava dosyasının başka bir mahkemeye gönderilmesine karar verdi...
Karar aşamasına gelen Balyoz Davası bir süredir İstanbul Barosu'nun davaya avukat göndermemesi nedeniyle kilitlenmişti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Balyoz Davası’nda duruşma savcısı Hüseyin Kaplan, Balyoz Davası’nda yargılamanın devam edemediğini belirterek dosyanın başka bir yere nakledilmesi için Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesini talep etmişti.
"Balyoz Planı'' davasına giren Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Kaplan, yargılama devam edemediğinden, CMK'nın 19. maddesine göre, davanın başka bir yere nakledilmesi için dosyanın Cumhuriyet Savcılığı'na verilmesini istedi.
Savcı Kaplan, bu nedenle CMK'nın 19. maddesine göre, davanın başka bir yere nakledilmesi için dosyanın Cumhuriyet Savcılığı'na verilmesini istedi.
CMK'nın 19. maddesi, ''Yetkili hakim veya mahkeme, hukuki veya fiili sebeplerle görevini yerine getiremeyecek halde bulunursa, yüksek görevli mahkeme, davanın başka yerde bulunan aynı derecede bir mahkemeye nakline karar verir'' hükmünü içeriyor.
İŞTE SAVCININ TALEBİ VE GEREKÇESİ
Mahkeme Başkanı Ömer Diken, duruşmada sanık beyanları ve taleplerine karşı görüşünü sordu. Savcı Hüseyin Kaplan davada mütalaa verildiğini hatırlatarak, "Mütalaa verildikten sonra sanık ve avukatların karar verilmesini engellemek veya aleyhte karar çıkacağı düşüncesiyle yargılama uzatılmak istenmektedir. Sanık ve avukatların dosyadaki belgelere, iddianamedeki iddialara karşı herhangi bir savunma yapamayacağı anlaşıldığından yargılamayı uzattıkları anlaşılmaktadır" dedi.
"İSTANBUL BAROSU DAVAYA AVUKAT GÖNDERMEMİŞTİR"
Savcı Kaplan ise "Şu aşamadaki durum bu. Ben durum tespiti yapıyorum. Lütfen susar mısınız? Avukatların CMK'daki 188/1 maddesinde bulunan yargılamanın devamı için zorunlu müdafii hakkını kötüye kullanarak duruşmayı terk etmişlerdir. Yargılamanın devamı için avukat görevlendirmekle yetkili İstanbul Barosu, davaya avukat göndermemiştir. Avukatlık Kanunu görevi vekalet alan bir avukatın görevi duruşmada sanıkları temsil etmektir.
Baro'nun görevi, duruşmaya girmeyen avukatları savunmak değil gelmeyenleri sorgulamak ve davaya avukat göndermektir. Ancak bu davada tersi oldu. Taraflar, davayı uzatmak için kanunun kendilerine verdiği hakkı kötüye kullandı. Duruşmaya katılmayan sanık müdafileri, televizyon kanallarına çıkıp kamuoyunu yanlış yönlendirmek için beyanlarda bulundukları, sanki dosya içerisinde hiç bilirkişi raporu yokmuş, sanki davada hiç tanık dinlenmemiş gibi ifadeler kullanmaktadır" diye konuştu.
"DOSYANIN BAŞKA BİR MAHKEMEYE NAKLİ İÇİN SAVCILIĞIMIZA TEVDİ EDİLMESİ TALEP OLUNUR"
Kaplan, "Sanıklar ile avukatlarının gerekeni yapmayarak yargılamayı uzattıkları halde davanın mahkeme heyeti ve savcılar tarafından uzatıldığı izlenimi verilmektedir. Mahkeme heyeti, yargılamayı devam ettirmek amacıyla müdafiilerin duruşmaya girmelerini istemiş, baroya yazı yazmıştır. Ancak müdafiilerin bir kısmı duruşmalara katılmıştır. Diğerleri girmemiştir. Bu sebeple aralıksız devam eden duruşmalarla görülen dava, bir aylık, iki aylık uzun aralarla devam etmiştir. Yargılama bu aşamada devam edemiyor. Savcılıkca CMK'nun 19'uncu maddesinde (Yetkili hâkim veya mahkeme, hukukî veya fiilî sebeplerle görevini yerine getiremeyecek hâlde bulunursa; yüksek görevli mahkeme, davanın başka yerde bulunan aynı derecede bir mahkemeye nakline karar verir) hükmü gereğince dosyanın başka denk bir mahkemeye nakli için Cumhuriyet Savcılığımıza tevdi edilmesi arz ve talep olunur" şeklinde konuştu.