Sayfaları son bir kez kontrol edip çıkacaktım ki BİLİNMEYEN bir numara ısrarla çaldırmaya başladı.
Adetim değildir, gizli numaraları açmam. Yine öyle yaptım. Tam 10 dakika dayandım. Baktım karşıdaki geri adım atmıyor "Bir küçük tavizden bir şey olmaz" diye düşünerek buz gibi bir sesle "ALO" dedim ...
Aslında "Kardeşim bu ne yahu!" diye bir çıkışı düşünmüştüm.
Ama karşıdan gelen ses beni şaşırttı: "Önemli olmasa pazar pazar rahatsız etmezdim..."
Bir an donup kaldım. Kiminle konuştuğumu bilmediğim için tedirgindim. Tam "İyi ama neden gizli numara kullanıyorsunuz" diye soracaktım ki "Filistin Caddesi'nde arkadaşınızla yürüyüp kahve içerken ben de sizi arkadan izliyordum" dedi.
Bir çuval inciri berbat etmediğime şükrettim. Ucuz atlatmıştım. Telefondaki sesin uzun boylu, açık kumral bir BOŞNAĞA ait olduğunu anladım...
Belli ki ŞEFİ mesaj iletmek istiyordu.
Kendimi toparladım. Bütün soğukkanlılığımla "Hayırdır" diye sordum...
Sakin bir soruya sakin bir cevap alacağımı düşünürken gökdelenden düşmüşe döndüm. "Ortalık toz duman olacak"...
Ne 12 Eylül, ne Balyoz, ne de Ergenekon 28 Şubat soruşturması gibi olmayacak. Zaten şimdiye kadar olanlar BUZDAĞININ görünen kısmıydı.
Haklısınız, çok sayıda RÜTBELİ tutuklu. Ama dikkat ederseniz hep darbe ve darbe hazırlığında olan ASKERLER alındı.
Gazeteci konusu uzun. Onu bir başka zaman konuşuruz. Ama iş bu kez çok ama çok ciddi.
Bildiğiniz gibi soruşturma Ankara'dan götürülüyor. Buradaki savcılar tamamen BELGELERE göre hareket ediyor. Yani gizli tanık şu bu yok! Savcılar karşılarını aldıkları her isme BELGELER GÖSTERİP SORU SORUYORLAR!
Elbette güzel. Ama iş büyüyor.
Herkes şaşıracak.
Değil değil... Artık askerler, yani görevlerinin dışına çıkan askerler konuşmaya başladı.
Gazeteciler ve Karadayı'dan sonra iş ZİRVE yapacak. Bazı siyasilerden sonra KIYAMET KOPACAK.
Batı Çalışma Grubu'nun raporlarında yer alan ÜST KURULA gidilecek.
Bunlar PAŞA DEĞİL İŞADAMI.
Hem de çok önemli isimler.
Geçtiğimiz gün Veli Küçük Paşa mahkemede bir liste ve 28 isimden söz etti. Bu Ergenekon şeması önemliydi.
Hem de çok... Listede yer alan isimlerin bazıları FEYK'ti, yani bilerek araya karıştırılmış isimlerdi. Ama içlerinde öyle bir isim vardı ki!
28 Şubat sorgusuna alınan paşalar konuştu. Oysa Silivri'de yatanlar birkaç yıldır susuyordu. Daha önce "Şok ses kayıtları çıkacak" dediğiniz paşa ve ekibi her şeyi anlatmış. Fakat önemli şeyler kayıtdışında tutulmuş. Devlet sırrı gibi başka bir yere NOT edilmiş...
Herkese asıl EMİR VERENİ işaret etmiş.
Daha ilerisi. Açık tarif.
Mesela Erol Özkasnak'ın verdiği emirleri MANŞET yapanlar ile onların arkasındaki GİZLİ PATRON açığa çıkacak.
Medya sahiplerinin de arkasında duran DEVLET GİBİ ADAM denilen isim ortaya çıkacak.
Herkes şuna buna "BİR NUMARA" derken siz 1 Numara'nın ABD'li, ancak etkili 2 Numara'nın ise TÜRK olduğunu söylediniz. İşte şimdi ÇANLAR bu 2 Numara için çalıyor.
Yapmayın, gittiğini biliyorsunuz...
Zaten gazeteciler ve medya patronları alındığında iş ona uzanacaktı. Bunu bilen birkaç kişiydi. Şimdi netleşti.
Sonuna kadar gidilecek. Ve asıl o isim alındığında TÜRKİYE GERÇEKTEN KABUK DEĞİŞTİRECEK...
Bu isim kendi halinde bir kişi değil.
Askerin de üzerinde OTURAN bir etkiliyetkili sivil. İşadamı. Para babası...
Bakın, 28 Şubat tahrip gücüyle ortada. Canlı ve taze. Önceki bütün operasyonlar bu noktaya, yani bu isme gelmek için yapıldı. Devlet acele etmeden, hata yapmadan, büyük bir incelikle bu işi götürdü. Şimdi kendini DEVLETTEN ÜSTÜN gören arkadaşın düşünme zamanı! 12 Eylül de, 28 Şubat da PARA OPERASYONUYDU. "Şeriat geliyor" naralarıyla hem inançlı kesim budandı hem de paraları başka kasalara aktarıldı. Şimdi hesap zamanı!
O isme sıra gelmezse hem bugünkü siyasi irade hem yeni Türkiye kaybeder.
Kimse kendi eliyle kendi ipini çekmez.
Ama bu çok zayıf bir ihtimal. Çünkü Ankara çok kararlı. YAPILACAK!
Asıl ilginç olan DARBEYİ YAPAN askerlerin içeride de olsa gerçeği görmeleri. Tutuklu komutanlar Ankara'nın kararlılığını görünce konuştular. Şimdi sıra o dönemin Genelkurmay Başkanı'nda... Hepsi birden aynı şeyi söyleyecek: "Biz emirleri uyguladık"
O anlama gelen şeyler söyleyecek.
Ve FİLM O NOKTADA BİTECEK!
Askeri de yöneten siviller ortaya çıkacak. 75 milyon ilk kez DERİN DEVLETLE tanışacak.
Hep onlar yanacak değil ya... "İşin patronu da hesap vermeli" diye düşündüler. Sincan'da TANKLARI yürütenler şimdi o tankları gölge patronlara çevirdi. O dönemin etkiliyetkili MEDYA temsilcilerinin HOLLANDA'ya uzun bir tatile gittiklerini görünce "YETER" dediler...
Tam son sorumu soracakken dostum telefonu hızla kapattı. Ne yapacağımı şaşırdım. Yarını bekleyemeyeceğimi biliyordum. Oturup yazıyı değiştirdim.
Maç biterken yazı da bitmişti!