Münger'in 5 Ekim 2011'de tanık sıfatıyla ifadesi alındı. Münger bu sesin kendisine ait olduğunu kabul etti: "... Bazı konuşmalarımız oldu. Bunlar sabah toplantılarında çay muhabbeti şeklinde gerçekleşen günlük konuşmalardı. Bu konuşmalarımızın kanuna aykırı olarak dinlendiğini ve internet ortamında yayınlandığını gördük. Bazı konuşmaların çarpıtıldığını, eklemeler yapıldığını, bazı konuşmaların bana ait olmamasına rağmen, ismim zikredilerek bana aitmiş gibi gösterildiğini gördüm."
Münger ve 4 hukukçu arasında geçen konuşmanın önemli bölümlerini yayınlıyorum:
- Balyoz ile 12 Eylül planları örtüşüyor. Üzerinde çalışmışlar.
Bayrak Harekât Planı'nın bütün emirleri, daktiloyla yazılmış bütün dokümanlar, binlerce doküman CD'ye taranmış.
- Süha Tanyeri, 12 Eylül Bayrak Harekât Planı'nı arşivden kendisinin çıkarttığını itiraf ediyor. Onun üzerinden çalışma yapılmış.
- Bu aysbergin görünen yüzü. Bir gün lâzım olur diye, güncelleyip kullanmak üzere, evrakları sürekli saklıyorlar.
- Birinci Ordu'nun bütün gizli planları Ergin Saygun'un evindeki şahsi bilgisayarında da vardı. Ergin Saygun, hizmete özel bilgisayarını buradan almış evine götürmüş.
Bütün planlar bilgisayarda yüklü. İnternete girmiş. Ona da virüs girmemiş mi! Tutuştu diyor Birol yarbay. Birol buradan gidip müdahale ediyor. Panik! Sabaha kadar uğraştım diyor.
Anlamadım bu adam neden bilgisayarı evine götürür?
- Hafızalarımızı silemeyiz diyorlar: Çıkarıp çıkarıp ısıtıyorlar. Aynı planları kullanıyorlar. Ufak tefek rötuş yapıyorlar. Olanın üzerinden değiştiriyor, günümüze uyguluyor.
- İstanbul'un üzerine çökeriz diyor. Statlara bilmem kaç yüz bin kişiyi niye topluyorsun normal Plan Semineri'nde?
- İşin salaklığı kendi ses kaydını kendi almış ya! İstanbul'la alıp veremediğin ne? Yunanistan'ı incele!
- İstanbul'u mahalle mahalle inceliyorsunuz. İstanbul ayağı tamamsa, Jandarma da tamam derse, darbe yapılabilir. Çünkü bütün teşkilâtlanmamız Jandarma üzerinden.
- Aytaç Yalman, Hilmi Özkök istemiyor... Jandarma Genel Komutanlığı girmişse iş bitmiştir.
***
Arsenal Danışmanlık, 11 ve 17 nolu
CD'lerin içindeki bazı raporlarda Office 2007 yazılımının kullanıldığını
belirtmiş. Bence, bu durum, sahtekârlığın değil, güncellemenin işareti
sayılmalı. Çünkü bir sahtekârlık söz konusu olsa, belgelerin tümünün
Office 2007 programıyla yazılması gerekirdi.
Yukarıda yayınladığım konuşmalardan, sabah kahvaltısında, askeri hâkimler, sadece Balyoz belgeleri değil, Plan Semineri üzerinde de tartıştığı anlaşılıyor. Hatırlatalım: Plan Semineri'nde 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'a tekmil veren komutanlardan bazıları şöyle diyordu: "İstanbul'un üzerine çökeriz...", "Gözaltına alınan ve tutuklananlar, başlangıçta Üsküdar bölgesinde Burhan Felek tesislerinde, Ümraniye'de Netaş misafirhanesinde, Kadıköy'de Fenerbahçe stadyumunda toplanacak ve bilahare sorgulanmak üzere Ümraniye Kapalı Cezaevi'ne götürülecek. Jandarma ve polis sorgulama timleri vasıtasıyla sorgulanacaktır."
Askeri hâkimler, böyle bir Plan Semineri'nin olamayacağını aralarında konuşuyorlar.
Tekrar edeyim: Bütün delillere hâkim olan mahkeme kararı verecek ama Arsenal'den alınan rapora dayanarak, yoğunlaşan sahtecilik iddiaları karşısında, bu ufak hatırlatmayı yapmak zorunda kaldım.
Yukarıda yayınladığım konuşmalardan, sabah kahvaltısında, askeri hâkimler, sadece Balyoz belgeleri değil, Plan Semineri üzerinde de tartıştığı anlaşılıyor. Hatırlatalım: Plan Semineri'nde 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'a tekmil veren komutanlardan bazıları şöyle diyordu: "İstanbul'un üzerine çökeriz...", "Gözaltına alınan ve tutuklananlar, başlangıçta Üsküdar bölgesinde Burhan Felek tesislerinde, Ümraniye'de Netaş misafirhanesinde, Kadıköy'de Fenerbahçe stadyumunda toplanacak ve bilahare sorgulanmak üzere Ümraniye Kapalı Cezaevi'ne götürülecek. Jandarma ve polis sorgulama timleri vasıtasıyla sorgulanacaktır."
Askeri hâkimler, böyle bir Plan Semineri'nin olamayacağını aralarında konuşuyorlar.
Tekrar edeyim: Bütün delillere hâkim olan mahkeme kararı verecek ama Arsenal'den alınan rapora dayanarak, yoğunlaşan sahtecilik iddiaları karşısında, bu ufak hatırlatmayı yapmak zorunda kaldım.