Küresel kriz sebebiyle dünya ekonomilerinde meydana gelen daralmaya
rağmen silah sanayiinde büyüme devam etti. Borç batağına düşen ve
işsizlikle boğuşan ülkeler, silah harcamalarında kısıntıya gitmedi. Tüm
dünyada askerî harcamalar 2010'da bir önceki yıla göre yüzde 1,3 artarak
1 trilyon 630 milyar dolara çıktı.
Dünya piyasalarını altüst eden finansal krizde, iflasın eşiğine
gelen ülkeler bile savunma harcamalarından taviz vermedi. Askerî
harcamalar 2010'da bir önceki yıla oranla yüzde 1,3'lük artışla 1
trilyon 630 milyar dolara çıktı. Amerika, dünya savunma bütçesinin
yaklaşık yarısını elinde bulundururken, bu ülkeyi Çin, İngiltere, Fransa
ve Rusya takip ediyor. Avrupa ülkelerinin başında krizden en çok
etkilenen Yunanistan geliyor. 'Komşu', NATO ülkeleri arasında
Amerika'dan sonra ikinci sırada. Son beş yılda yaklaşık 3 milyon insanın
hayatını kaybettiği Ortadoğu'da 2010 yılı silah harcaması 111 milyar
dolar. Harcamalarda en büyük pay S.Arabis-tan'ın. Bu ülkeyi Irak ve
Lübnan izliyor. Türkiye'de ise geçen yıl Cumhuriyet tarihinde ilk kez
savunma harcamaları eğitimin gerisinde yer aldı.
Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle 1990'lardan sonra
uluslararası silahsızlanma anlaşmalarından dolayı dünya savunma
sanayisinde büyük oranda genişleme yaşanmamıştı. 11 Eylül saldırılarının
ardından 2002'de yeniden yükselişe geçen silahlanma harcamaları bugün
Soğuk Savaş yıllarına yaklaşmış durumda. Stockholm Barış Araştırmaları
Enstitüsü'nün (SIPRI) hazırladığı raporda, küresel ekonomik krizden
sonra birçok ülkede kamu harcamalarında kesintiye gidilirken ordu için
yapılan harcamaların arttığı gözleniyor.
11 Eylül 2001'de İkiz Kuleler'e yapılan saldırının ardından
yeniden hareketlenen dünya silah sanayii, 2002 yılında 17,4 milyar
dolarlık silah ticareti anlaşmasına imza attı. Ülkelerin geçen seneki
askerî harcamalarının incelendiği rapora göre rekor, dünya savunma
sanayii bütçesinin yüzde 43'ünü elinde bulunduran Amerika'nın. 11 Eylül
saldırısının ardından Amerikan yönetimi 'teröre karşı savaş'
politikasıyla müttefik ülkelere silah sağlama politikasını güçlendirdi.
Özellikle Afganistan ve Irak operasyonları ile askerî harcamalarını
artıran ABD'nin geçen yıl bu alana ayırdığı para, bir önceki yıla oranla
19 milyar dolar artışla 689 milyar dolara ulaştı. Ülkenin aynı yıla ait
bütçe dağılımı verilerine göre en büyük payı yine yüzde 58 ile askerî
harcamalar aldı. Sağlık harcamaları yıllık bütçenin yüzde 5'ine karşılık
gelirken, eğitimin payı ise yüzde 4 olarak kayıtlara geçti. Global
Issues sitesindeki makalede, bugün borç krizini bir türlü çözemeyen
'Süper Güç'ün 2001'den beri orduda yaptığı yüklü harcamaları ciddi
oranda artırmasının ülke ekonomisini zayıflatan sebeplerin başında
geldiğine dikkat çekiliyor. Yönetim, toplanan vergileri savaşa
harcayarak ekonomiyi zor duruma sokmakla suçlanıyor. ABD'de toplamda
ayrılan askerî bütçe, ülkenin gayri safi milli hâsılasının yüzde
4,7'sini oluşturuyor.
Amerika'da bu gelişmeler yaşanırken, sırayla iflasın eşiğine
gelen Avrupa ülkelerinin de silahlanmada yapılan harcamaları kısmak için
uzun süre direndiği gözleniyor. Borç kriziyle birlikte memur maaşları
dâhil birçok kamu harcamasında kesintiye giden yaşlı kıta, askerî
bütçelerinde oldukça bonkör davrandı. Avrupa'nın genelinde 2006'da 367
milyar dolar olan askerî harcamalar, 2010'da bir önceki yıla göre yüzde
12 artışla 382 milyar doları buldu. 2010'a kadar savunma bütçesini
sürekli büyüten Avrupa, krizin etkileriyle yüzleşince muslukları kısmak
zorunda kaldı.
Askeri harcamaları ile dikkat çeken Avrupa ülkelerinin başında
finansal krizden en çok etkilenen Yunanistan geliyor. 2010 itibarıyla 9
milyar 369 milyon dolar olan savunma bütçesi ülkenin gayri safi yurtiçi
hâsılasında (GSYH) yüzde 3,2 gibi önemli bir yer tutuyor. 'Komşu' bu
oranla NATO ülkeleri arasında Amerika'dan sonra ikinci sırada geliyor.
2009 yılının Kasım ayında Papandreu hükümetinin kamu açıklarını kapatmak
gerekçesiyle memur ve emekli maaşlarını dondurmaya kadar varan sert
tasarruf önlemleri halkı sokağa dökmüştü. Papandreu'nun sosyal güvenlik
harcamalarını da yüzde 10 kısacağını bildirdiği yıl, Yunanistan'ın
askerî harcaması 10 milyar 572 milyon dolardı. 2009'da kaydedilen bu
rakam bir önceki yıldan tam 400 milyon dolar fazlaydı. Bu yıldan
itibaren sürekli artan borç yükünün altından kalkmak için sert tasarruf
tedbirlerine devam eden Yunanistan, savunma sanayisine harcadığı
milyarlarca dolarla eleştirilerin hedefi olmuştu. Borcu 485 milyar
doları bulunca yardım talebinde bulunan ülke, 'önce silah alımlarınızı
durdurun' ikazı ile karşılaşınca buraya ayırdığı parayı azaltmaya karar
verdi.
Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü, Amerika dışında süper
güç olma iddiası olmayan ülkelerin askerî harcamaları 2010 yılı
itibarıyla kısmaya başladığına dikkat çekiyor. Buna rağmen son beş yılın
verilerine göre dünya genelinde ekonomik büyüme yavaşlasa da askerî
harcamalarda artış olduğu gözleniyor. Raporda Avrupa ve Amerika'nın yanı
sıra diğer ülkelerin savaş sanayilerindeki veriler de yer alıyor.
Silahlanmaya ayrılan bütçede Amerika'dan sonra ikinci sırada yer alan
Çin, dünya savunma bütçesinin yüzde 7,3'ünü elinde bulunduruyor.
Dünyanın en kalabalık nüfuslu ülkesinin orduya ayırdığı bütçe geçen yıl
2009'a göre yüzde 3,8 artarak 119 milyar dolara ulaştı. Silaha ayrılan
bu miktarın ülkenin gayri safi milli hâsılasına oranı yüzde 2,1. Soğuk
Savaş döneminde silahlanma yarışında her zaman Amerika'dan sonra gelen
Rusya ise 2010 yılı verilerine göre 58,7 milyar dolar ile dünya savunma
bütçesi dağılımında beşinci sırada yer alıyor.
Savunma bütçesinde en büyük artış Ortadoğu ve Pasifik'te
İşgaller ve savaşlar sırasında son beş yılda yaklaşık 3 milyon
insanın hayatını kaybettiği Ortadoğu'da 2010 yılı silah harcaması 111
milyar dolar. 2001'den bugüne yüzde 35 artış gösteren silah
harcamalarında en büyük pay Arabistan'ın. Bu ülkeyi Irak ve Lübnan takip
ediyor. Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü, bu bölgede yapılan
silah harcamalarında İran'ın önemli paya sahip olduğunu belirtilirken,
2010'a ait silah harcamalarına ulaşılamadığına dikkat çekiyor.
2011 yılı Mart ayında yapılan araştırmaya göre dünyanın en büyük
silah ithalatçısı ise Hindistan. Pakistan ve Hindistan dış tehditten
dolayı ciddi miktarda silah edinmesine rağmen sürekli iç savaşlarla
gündeme geliyor. Bu açıdan iki ülke de silah üreticilerinin iştahını
kabartmaya devam ediyor. Pakistan'ın silah edinmesinde büyük oranda
Amerika'nın payı var. Uluslararası silah ticaretinde yüzde 9 payı
bulunan Hindistan ise silahların yüzde 82'sini Rusya'dan karşılıyor.
Yılda ortalama 9 milyon çocuğun açlık ve hastalıktan öldüğü Afrika'da
silaha ayrılan bütçe 2010 yılında 30,1 milyar dolar olarak kayıtlara
geçti. Son on yıl içerisinde orduya yapılan harcamalarda yüzde 65 artış
gösteren bölge, artış hızı bakımından dünyada birinci sırada. Son
yıllarda harcama kalemlerini yeniden düzenleyen Türkiye'de ise geçen yıl
Cumhuriyet tarihinde ilk kez savunma harcamaları eğitimin gerisinde yer
aldı. 2010'da silaha harcanan para 15,634 milyar dolar olarak kayıtlara
geçti. Bu rakamın milli gelire oranı ise 2,5.
İthalatçı ülkeler borç batağında
Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün raporunda dikkat
çeken diğer önemli ayrıntı da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin
daimi üyesi olan Amerika, Rusya, Fransa, Çin ve İngiltere'nin 1996-2003
yılları arasında dünyanın ilk beş silah üreticisi olmaları. Amerika'nın
silah sattığı 25 ülkenin başında gelen 13 ülke Amerikan hükümetinin
İnsan Hakları Raporu'na göre 'demokratik olmayan' şeklinde tanımlanıyor.
Dünyanın ikinci büyük silah üreticisi Rusya'nın silah sattığı ülkelerin
başında ise İran, Etiyopya, Cezayir ve Uganda geliyor. Rapora göre
yıldan yıla artan silah ticareti ekonomileri zaten zayıf olan bu tür
ülkelere zarar veriyor. Satın alınan silahların parasını ödeyemeyen
ülkeler borç krizine giriyor. Etiyopya, Mozambik, Somali, Sri Lanka,
Sudan ve Uganda, borçlarının büyük bir kısmı silah ticaretinden
kaynaklanan ülkeler.
Silaha kolay ulaşma imkânı, şiddeti ve iç çatışmaları tırmandırıyor
2005 yılında İsviçre'de Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü
ile ortak yapılan ankete göre, silaha ulaşılabilirlik, şiddeti ve iç
savaşı artıran etkenlerin başında geliyor. Özellikle zayıf ekonomiye
sahip ülkelerin orduları üzerinde yapılan çalışma sonucunda küçük
ordularda yıldan yıla artan silah ticareti ile birlikte özellikle hafif
silahlar insan güvenliğini ve yaşamı tehdit ediyor. Nitekim ankete göre
şiddet kaynaklı doğrudan ölümlerin yüzde 60 ve yüzde 90 arası küçük
ordular ve hafif silahlar tarafından gerçekleştiriliyor.