BMC isimli Türk firmasının mayına ve roket saldırılarına dayanıklı araç üretme
kararı, 2008'in Aralık ayında, Milli Savunma Bakanlığı Sanayi İcra
Komitesi tarafından verildi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın "Kirpi" adını
taktığı bu araçların 70'inin teslimatı Nisan 2011'de gerçekleşti.
Firma, ürettiği araçları, TSK'ya parti parti teslim etti ama sadece 15
tanesi, üst düzey taşımalar için çeşitli görevlerde kullanıldı. Geri
kalan Kirpi'ler birliklere tahsis edilmeden askeri hangarlarda
bekletildi. Tabii bu arada, mayın patlaması yüzünden birçok askerimizi
şehit verdik.
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in talimatıyla Kirpiler artık hangardan çıktı ve araziye gönderildi.
Birkaç gündür internet sitelerinde ve gazetelerde yer alan bu haber doğru mu? Mayına dayanıklı araçların neden sadece 15 tanesi kullanıldı? Bu basit bir soru gibi gelse de, sebep olanların sorumluluğu çok ağırdır. Vatana ihanet gibi bir şey. Bu da mı, "kol kırılır, yen içinde kalır" zihniyetiyle geçiştirilecek? Bir Kirpi, 13 kişi taşıyabiliyor. Dolayısıyla her biri, 13 can kurtarabilirdi. Ama siz, hangarda tutuyorsunuz. Işık Koşaner'in itiraflarıyla anlaşıldı ki, zaten mayınların bir bölümünü kendimiz döşemişiz. Bir de, zırhlı araçlardan istifade etmeyi engelliyoruz. Nedir bunun sebebi, açıklayınız.
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in talimatıyla Kirpiler artık hangardan çıktı ve araziye gönderildi.
Birkaç gündür internet sitelerinde ve gazetelerde yer alan bu haber doğru mu? Mayına dayanıklı araçların neden sadece 15 tanesi kullanıldı? Bu basit bir soru gibi gelse de, sebep olanların sorumluluğu çok ağırdır. Vatana ihanet gibi bir şey. Bu da mı, "kol kırılır, yen içinde kalır" zihniyetiyle geçiştirilecek? Bir Kirpi, 13 kişi taşıyabiliyor. Dolayısıyla her biri, 13 can kurtarabilirdi. Ama siz, hangarda tutuyorsunuz. Işık Koşaner'in itiraflarıyla anlaşıldı ki, zaten mayınların bir bölümünü kendimiz döşemişiz. Bir de, zırhlı araçlardan istifade etmeyi engelliyoruz. Nedir bunun sebebi, açıklayınız.
Neden daha önce Predator almadık?
İyi ki, İsrail ile ihtilâf yüzünden tamire gönderilen Heronlar Türkiye'ye geri gelmedi de, biz ABD yapımı Predatorların peşine düştük. Bu araçlar, sadece teröristleri tespit etmiyor, aynı zamanda hedefi belirleyip, vuruyor.Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in internete düşen ve Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin zaaflarını sergileyen sözlerinden sonra, Sabah'taki sütunumda "Neden tedbir alınmıyor?" diye sormuş ve birkaç madde sıralamıştım. O tarihte, Predator nedir, uzman olmayan herkes gibi ben de bilmiyordum. Ama teknolojinin bu kadar ilerlediği dünyamızda, hedefi vurabilecek insansız hava araçlarının da geliştirildiğini düşünüyordum. "Tespit edilen terörist gruba, uzaktan kumandayla ateş eden, füze fırlatan bir teknoloji kullanılamaz mı?" diye sormuştum.
Benim Predator'dan haberdar olmamam doğal da, herhalde komutanlarımız, böyle bir aracın mevcudiyetinin farkındaydılar. O zaman niçin bu imkândan yoksun olan Heronlara 1998'de (28 Şubat sürecinde) fit olduk? Amerika'nın Predatorları satması için Kongre'nin onayı gerekiyor fakat acaba böyle bir ihtiyacı seslendirdik mi? Seslendirsek bile, gerekli ısrarı sergiledik mi? Predatorlar tam da bizim ihtiyacımız olan uçaklar.
Bir yandan, mayına dayanıklı Kirpileri hangarda muhafaza et, erlerimiz mayınla şehit düşsün; öte yandan koordinasyonsuzluk yüzünden, Heronlardan gelen bilgileri bile zamanında kullanma, karakollar basılsın. Karakolları korumak için daha ileri mevzide oluşturduğumuz kum torbası siperler saldırıya uğrasın; tehlikesi bilinmesine rağmen, kum torbasından vazgeçme, cephedeki erleri hedef haline getir. Daha gelişmiş Predatorlar yerine, aynı beceriye sahip olmayan ikinci sınıf Heronları İsrail'den temin et!!!
Ölmüşüz de ağlayanımız yok!