6 Mayıs 2011 Cuma

GÖRÜNTÜ YASAK: HEDEF ''KAN'' / Rauf Atilla Polat

''Daha erken bekliyorduk'' diyordu sözün sahibi.
Olayı tek başına değil, bir bütün içinde değerlendirmeli. CIA başkan'ın ülkemize gelişi 3 ana başlık için geçerliydi.

Suriye,PKK ve İsrail.
Ayrıca sormak lazım ''Ladin'in daha önceden öldürüldüğünü ve açıklama yapılacağını Türk yetkililere bildirmiş miydi CIA başkanı...''
Neden şimdi demeden...

Hatırlıyormusun diğer Karadeniz saldırısından sonrada PKK'lılar bulunamamıştı...Tıpkı İskenderun'daki gibi...
Koskoca Türk İstihbaratı'nın gücü mü yok? Ya da dünya karşısında bizi bu kadar aciz duruma düşürerek mesaj mı verilmek istendi?
Ne gariptir ki, Evren'in yargılanacağı haber oluyor, Ladin öldürülüyor, Suriye karışıklık içinde ve seçimler geliyor ve Anadolu'nun göbeğinde hedefte Türk POLİSİ..

Peş peşe askere değil de polise saldırmaktaki amacın arkasında ne vardı acaba...diyordu...
Polis tokatlanıyor, şapkası alınıyor- PKK yandaşı vekiller tarafından hakaret ediliyor, güneydoğuda hainlerin saldırısına uğruyor ama askere dokunulmuyor... Neden?
Aslında olaylar göründüğü kadar karmaşık değil... diyordu sözün sahibi...

İsrail her zaman ki gibi devrede diyordu...
Yakalanan ajanın anlattıkları CIA başkanının kulağına çalındığı gibi ABD -Türkiye işbirliği de aslında devreye girmiş durumda. İsrail bu seçimlerin ardından aynı iktidarın tekrar gelmesini IRAK ve Ortadoğu politikası açısından istemiyor.

Eğer yeni Anayasa yapılır ve Kürt sorununda büyük bir adım atılırsa Kuzey Irak ve ona bağlı olarak da, Irak ve Ortadoğu'da yavaş yavaş İsrail'in etkisi azalacak...
Bu da 2015'e yakın İsrail ve Türkiye'nin karşı karşıya gelmesi demektir ki -Obama'nın RTE ile aynı düşüncede olması- İsrail'e ters bir durum oluşturuyor...

Şuan da ABD'deki küçük ama güçlü bir lobinin İsrail'i tercih edip Türkiye'yi dışlayan politikasına karşı. İkisini beraber idare etmeliyiz diyor. İsrail ise AKP iktidarın istemediğini söylüyor ve bunun için kaos ve kan diyor.
Buna bir nebze de olsa ABD engel olmak istese de NEO'lara söz geçiremiyorlar. Suriye ve Güneydoğu'yu birlikte karıştırma isteği Suriye'deki PKK'lıların kaos için kullanıldığı gerçeği de göz önünde tutulursa saldırının ne olduğu azda olsa anlaşılacaktır diyor ve devam ediyordu...

CIA başkanı ile yapılan pazarlıkta da bu var... Biz şimdilik İsrail'in kaos planını desteklemiyoruz, Suriye problemini de sizinle çözmek istiyoruz. Ancak ABD'deki İsrail lobisi daha etkin ve şuan da onlara karşı yaptırım uygulayamıyoruz diyerek Türk yetkililerİ uyardı ve bu konuda yanınızdayız mesajı verdi...
Aslında bu CIA'ya güvenmek veya işbirliği değil. Zira CIA tam olarak Obama'ya itaat eden bir yapı değil. Şuan da Beyaz Saray'da SARI BAŞ ile güvercinlerin kavgası var. ABD'de işler yolunda değil. Çin ile savaş tehlikesi yaklaşıyor...

Sözün sahibi - sende biliyorsun ki - '' bunların biri komalık biri de dünya genelindeki bütün gücünü kaybedeceği gerçeğine doğru sürükleniyor'' dedikten sonra; Aslında şanslı bir konumdayız ki Türkiye'deki Silivri'nin beceriksizliği had safhada.

Suikast mi diyorum...Hem evet hem hayır derken iç ses gidiyor ve....
Evet, sözün sahibi bunları ifade ettikten sonra suikast meselesine açıklık getirecekti ama olmadı...

Malum ortalıkta RTE'ye suikast düzenlendiği iması dolaşıyor...
Gerçek mi?

O algıya göre değişir...
Zira burada üçlü bir birliktelik söz konusu. İsrail - PKK ve Silivri'nin Güneydoğu masası...
RTE'ye direkt suikast bundan daha önce de denendi.

Hatırlayacaksanız MGK'daki suikasta yazdıktan sonra Başbakanlık'tan yalanlama gelmişti. Ancak o hakikatini bilenler bilmektedir.
Şimdi yazacağımız suikastlar de büyük ihtimalle yine yalanlanacaktır.
Malum İlker Başbuğ ve Erdoğan geçen yıl Hakkari'de sınıra bir gezi düzenlemişti. Gezideki komutan'ın ismi de darbe planında geçiyordu..
Kadere bakın ki, MGK suikastı denemesinden sonra RTE'ye ikinci suikast girişimi de burada olacaktı...Taktik yine aynı taktik. ''Zehirleme''...

Eğer uzak diyarlardan telefon gelmeseydi ve RTE önüne gelen o yemeği yemiş olsaydı büyük ihtimal kurtulması mümkün olmayacaktı. Nasıl ki Ecevit'e yedirilen yemeklerin içerisinde ciddi bir tehlike söz konusuydu, benzer yöntem Hakkari'de de uygulanacaktı...
Evet, RTE'yi MGK'daki suikast girişiminden kurtaran irade yine hamlesini yapmış Hakkari'deki vazifesini de yerine getirmişti....

Farklı bir suikast girişimini daha burada detaylı olarak anlatmak isteriz ama yalanlamanın gelip gelmeyeceğine göre hareket etmenin daha faydalı olması düşüncesindeyiz.

Aslında burada önemli olan Erdoğan'ın öldürülmesi meselesi değil. Zira düşünülen bu planlar N.Ş.A'da Başbakan'a karşı yapılan bir hamle de değil. Erdoğan'ın zatında onu orada tutan iradeye karşı bir düşmanlık söz konusu...(Zira RTE olmasa da onun yerine dolduracak bir çok isim var)

RTE'yi gayri meşru yollardan indirmeye yönelik yapılan her hamleye karşı o irade devreye giriyor ve buna izin vermiyor. Onun haberi olmadan engellenen bir çok suikast girişiminden sadece ikisiydi yukarıda yazdıklarımız...Gerçi RTE her önlenen bu iyi niyet hamlelerinden sonra inkar etse de ''neden ben bilmiyorum da onlar biliyor'' serzenişi olsa da buradaki mesele son görevini yapacağını ana kadardır...

Son olarak saldırının asliyeti meselesine gelince. Bu saldırıların olacağı zaten 2 ay öncesinden biliniyordu...Malum İstanbul'daki birader ve ustaların toplantısı...(PKK'nın kanatçısı AYSEL diyor ki 'kötü şeyler olacak...' (Malum KARARLAR)

Tabii şunu da unutmamakta fayda var.
Misal; geçen bahsettiğimiz yakalanan İsrail ajanının ilişkide olduğu askeri yetkililer..Mesela onlardan biri Diyarbakır'a yakın bir ilde görev yapan insansız hava uçakları ile ilgilenen Subay İ.K.

Bu adam şuan da Türk devletine ihanet etmektedir. Aldığı birçok bilgiyi İsrail'e direkt olarak veren ve o İsrail ajanı ile de ilişkide olduğu iddia edilen bu subay'ın ihanetleri neredeyse bütün komutanlıklar tarafından bilinen bir durum..Ancak ne Hakkari'de ne de o ilde bu türden ihanetçilere karşı herhangi bir yaptırım söz konusu değil.

Bunun gibi benzer örnekleri çoğaltmak mümkün...

Ayrıca buradan 2.başkan sayın Orgeneral A. Güner'e sormak isterim;
Acaba neden K.K Harekât Merkezinden GÖRÜNTÜLENEBİLEN Heron görüntülerinin TAKİBATINI YASAKLATTI? Niçin karargahta sözü geçmiyor? Neden bir yaptırımı yok???

Neden neden neden...
Ankara'dan o görüntüler izletilebilseydi o polisimiz şehit edilebilir miydi? Sınırdaki geçişler oradaki vatan evlatlarının uyarısına rağmen hala daha devam eder meydi?

Kısacası içte bu kadar yara oldukça ve baştakiler hak erlerini anlamadıkça, bizler ''O'' zaman gelene kadar daha çok ızdırapla ahu-efgan edecek, Üstad'ın ifadesiyle 'ciğerimizden kalemimize kan çekecek' '' YA SABIR'' zikrini dilimize daim kılacağız....