Geçen perşembe bu köşede, 14 fakültesiyle yüzlerce kadro ihtiyacı
içinde olan Ankara Üniversitesi’nin, 2 fakülteye 16 kadro için ilan
verdiğini belirtmiş, 16 kadrodan 13’ünün İlahiyat Fakültesi’ne tahsis
edildiğine dikkat çekmiştim. Erişkin Psikiyatri kliniğine verilen diğer 3
kadronun ise, “aranan özellikleri”yle adeta Genelkurmay Başkanı’nın
kızını tarif ettiğine dair eleştirilere yer vermiştim.
Rektörlükten değil, kadro alanlardan açıklamalar geldi.
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal, “Bunlar yeni kadro değil, fakülte içinde bulunan, yıllardır talep ettiğimiz kadrolardır. Hükümetin bir kıyağı veya rektörün ayrımcılığı söz konusu değil” diyor.
Genelkurmay Başkanı’nın kızı, A.Ü. Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim dalından Doç. Dr. Erguvan Tuğba Özel Kızıl ise 2011’de doçentlik unvanını aldığı halde halen (8 yıldır) araştırma görevlisi kadrosunda çalıştığını, kadro ilanının normal, hatta gecikmiş bir süreç olduğunu belirtiyor, yazımda yargısız infaz yaptığımı söylüyor.
Elbette kadro da, eleştiri de haklarıdır. Fakat ben üniversitelerde kadro ihtiyacının farkında olarak “Neden kadro verildi” dememiştim; sadece bir fakültesinde 140 akademisyenin kadro beklediği bir üniversitede, rektörün bu iki birime öncelik tanımasıyla “önceliklerin değişmesine” dikkat çekmiştim.
Bilginize...