İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ‘Balyoz darbe planı’ davasıyla ilgili gerekçeli kararına hukukçulardan destek geldi.
Balyoz’un
bir darbe girişi olduğunun delillerle ortaya konulduğuna dikkat çeken
hukukçular, “Balyoz’un harp oyunu değil, bir darbe planı olduğu
kanıtlanmıştır.” diyor.
Yusuf Çağlayan (Emekli askerî hâkim): Mahkemenin gerekçeli kararına baktığımızda ince işçilikle çalıştıklarını görüyoruz. Genelkurmay’daki belgelerle Balyoz darbe planlarının karşılaştırılmasında, Balyoz’un bir oyun değil, darbe olduğu kanıtlanmıştır. Belgeler, hükümeti devirme suçunun eylemsel hareketlerinin başladığını göstermekte. Bu da planın sadece kâğıt üzerinde seminerden ibaret olmadığının ispatı. Yani Balyoz’da hazırlık aşaması geçmiş ve eylem sürecine geçilmiştir.
Ahmet Gündel (Emekli Yargıtay cumhuriyet savcısı): Sanık ve müdafileri, Balyoz CD’lerinin sahte olduğunu sık sık vurgulamıştı. Yeniden bilirkişi incelemeleri yapılmasını istemişlerdi. Ancak davaya konu belgelerin Genelkurmay’ın arşivindeki belgeler olduğu ortaya çıktı. Mahkemenin kararına bakılınca bu belgelere dayandırılarak iddialar çürütülmüştür. Gerekçeli kararda Balyoz darbe planının doğru olduğu, böyle bir planlamanın yapıldığı anlaşılıyor.
Sacit Kayasu (Eski savcı): Artık Yargıtay incelemesine kadar delillerin tartışılması söz konusu değil. Sanıkların itirazları elde kalır oldu. Gerekçeli kararda belirtildiği gibi Balyoz darbe planında 12 Eylül’den esinlenilmiştir. Darbeler bir gelenektir. Mahkemenin tespitleri son derece doğru.
Reşat Petek (Emekli savcı): Mahkeme, sanıkların savunma hakkının kısıtlanmadığını, aksine gerilim ve protestolar sebebiyle mahkemenin engellendiğini açıkladı. AİHM kararlarına dayanak gösterilerek savunma hakkının kısıtlanmadığı, adil bir yargılamanın yapıldığı aktarıldı. Mahkeme, Balyoz darbe planında icraya başlandığını belirtiyor. Burada milli mutabakat hükümeti üyeleri dahi belirlenmiştir. Çetin Doğan’ın ameliyat olması ve devamında da emekli edilmesiyle elinde olmayan sebeplerle darbe planının başarıya ulaşamadığı vurgulanmıştır.
Cahit Özkan (Müdahil avukat): Meşru hükümetin cebren ve anti-demokratik yollarla idareden uzaklaştırma amacının sadece seminer boyutunda kalmadığı, icra eylemlerine geçildiği incelenen deliller arasında yer alıyor. Türkiye’nin demokratikleşme yolunda en önemli engeli bu dava sürecinde geçtiğini düşünüyorum. Bu karar, hukuk tarihine geçecek incelikte hazırlanmıştır.
Yusuf Çağlayan (Emekli askerî hâkim): Mahkemenin gerekçeli kararına baktığımızda ince işçilikle çalıştıklarını görüyoruz. Genelkurmay’daki belgelerle Balyoz darbe planlarının karşılaştırılmasında, Balyoz’un bir oyun değil, darbe olduğu kanıtlanmıştır. Belgeler, hükümeti devirme suçunun eylemsel hareketlerinin başladığını göstermekte. Bu da planın sadece kâğıt üzerinde seminerden ibaret olmadığının ispatı. Yani Balyoz’da hazırlık aşaması geçmiş ve eylem sürecine geçilmiştir.
Ahmet Gündel (Emekli Yargıtay cumhuriyet savcısı): Sanık ve müdafileri, Balyoz CD’lerinin sahte olduğunu sık sık vurgulamıştı. Yeniden bilirkişi incelemeleri yapılmasını istemişlerdi. Ancak davaya konu belgelerin Genelkurmay’ın arşivindeki belgeler olduğu ortaya çıktı. Mahkemenin kararına bakılınca bu belgelere dayandırılarak iddialar çürütülmüştür. Gerekçeli kararda Balyoz darbe planının doğru olduğu, böyle bir planlamanın yapıldığı anlaşılıyor.
Sacit Kayasu (Eski savcı): Artık Yargıtay incelemesine kadar delillerin tartışılması söz konusu değil. Sanıkların itirazları elde kalır oldu. Gerekçeli kararda belirtildiği gibi Balyoz darbe planında 12 Eylül’den esinlenilmiştir. Darbeler bir gelenektir. Mahkemenin tespitleri son derece doğru.
Reşat Petek (Emekli savcı): Mahkeme, sanıkların savunma hakkının kısıtlanmadığını, aksine gerilim ve protestolar sebebiyle mahkemenin engellendiğini açıkladı. AİHM kararlarına dayanak gösterilerek savunma hakkının kısıtlanmadığı, adil bir yargılamanın yapıldığı aktarıldı. Mahkeme, Balyoz darbe planında icraya başlandığını belirtiyor. Burada milli mutabakat hükümeti üyeleri dahi belirlenmiştir. Çetin Doğan’ın ameliyat olması ve devamında da emekli edilmesiyle elinde olmayan sebeplerle darbe planının başarıya ulaşamadığı vurgulanmıştır.
Cahit Özkan (Müdahil avukat): Meşru hükümetin cebren ve anti-demokratik yollarla idareden uzaklaştırma amacının sadece seminer boyutunda kalmadığı, icra eylemlerine geçildiği incelenen deliller arasında yer alıyor. Türkiye’nin demokratikleşme yolunda en önemli engeli bu dava sürecinde geçtiğini düşünüyorum. Bu karar, hukuk tarihine geçecek incelikte hazırlanmıştır.