Milli Savunma Bakanı Yılmaz, 34 vatandaşın F-16 jetlerinden çıkan bombalarla öldürüldüğü Uludere kırsalındaki hava harekâtına neden olan istihbaratını “milli kaynaklardan sağlandığını” açıklayarak “yabancı istihbarat” iddialarına son verdi
MİLLİ SAVUNMA Bakanı İsmet Yılmaz, 34 vatandaşın F-16 jetlerinden çıkan bombalarla katledildiği Uludere kırsalına gerçekleştirilen hava harekâtının istihbaratının ABD’den mi İsrail’den
mi alındığına yönelik tartışmalara, “Hava harekâtına esas teşkil eden
istihbari bilgiler milli kaynaklardan sağlanmıştır” açıklamasıyla son
verdi. Yılmaz, bölgede istihbari amaçlı bilgi toplayan İsrail yapımı Heron’ların kullanımı, planlaması ve kontrolünün de tamamen “milli” olarak yapıldığını vurguladı.
CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk’ün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a
yönelttiği soru önergesini Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Hâkim
Tuğgeneral Orhan Köprü’nün bilgi notuyla yanıtlayan Yılmaz, Uludere
bombalamasına esas teşkil eden istihbaratın kaynağını da ilk kez
açıkladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
başta olmak üzere muhalefet partilerinin istihbaratın kaynağının
ABD’den mi İsrail’den mi alındığına yönelik sorularına hükümet sözcüleri
yanıt vermekten kaçınıyordu. Yılmaz, yanıtında şunları kaydetti:
“28 Aralık 2011’de Irak’ın
kuzeyinde icra edilen hava harekâtına esas teşkil eden istihbari
bilgiler milli kaynaklardan sağlanmıştır. Gözcü (Heron) insansız hava
araçları, TSK envanterinde bulunmakta; planlama, kullanım ve kontrolü milli olarak yapılmaktadır. Türkiye ile ABD arasındaki Kuzey Irak’la ilgili anlık istihbarat işbirliği, ABD kuvvetlerinin Irak’tan çekilmesinden sonra da devam etmektedir.”
Kaçakçı oldukları iletilmedi
Yılmaz, köylülerin kaçakçı olduğunun bölgedeki askeri yetkililer
tarafından bilindiğinin ifade edilmesine karşın, “Terörist olarak
değerlendirilen grubun tamamı sınır ötesinde Irak topraklarında
bulunduğu sırada harekât icra edilmiş, bu süreçte ilgili makamlara
grubun kaçakçı olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ulaşmamıştır” dedi.
Askeri yasak bölge değil
Yılmaz, “Ülke sınırları dahilinde kara sınır hattı boyunca ve lüzum
görülen kıyılarda 30 ila 600 metre derinlikteki sahalarda birinci derece
kara askeri yasak bölge tesis edilir. Türkiye-Irak sınırında birinci
derece askeri yasak bölge sınırları 600 metredir. Ancak söz konusu olay
Türkiye toprakları dahilinde gerçekleşmediğinden anılan bölgede askeri
yasak bölge uygulamalarından bahsetmenin mümkün olmadığı
değerlendirilmektedir” ifadelerini kullandı.
Soruşturma hâlâ sürüyor
Yılmaz, 3 Kasım 2011’de Konya’da gerçekleşen ve iki subayın şehit düştüğü uçak kazasına ilişkin CHP Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un soru önergesine verdiği yanıtta ise, “Kazaya
yönelik teknik inceleme ve rapor hazırlıkları devam etmekte olup
hazırlanan raporlar gizli gizlilik derecesinde olduğundan sadece ilgili
makamlara gönderilmektedir. 1. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Savcılığı
tarafından olayla ilgili olarak yürütülen soruşturma devam etmektedir”
ifadelerini kullandı.
Uludereliler Ankara’ya yola çıktı
Uludere’de 34 köylünün öldürülmesi olayında gözlerin çevrildiği Genelkurmay Başkanlığı’ndan TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na ulaşan raporda, “Harekâtın sınır dışı
kurallarına uygun olarak yapıldığı” bilgisine yer verilip, “vur” emrini
veren makamın açıklanmaması aileleri harekete geçirdi. Çocuklarını
kaybeden kadın ve erkeklerden oluşan 52 kişilik grup, bugün Ankara’ya
gelecek. Grup, Meclis’te siyasi parti grupları ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nu ziyaret edecek ve BDP grup toplantısında konuşma yapacak.
Aileler, izin verilmesi durumunda Ak Parti ve CHP gruplarını da ziyaret edecek. Grup toplantısı sonrasında siyasi parti gruplarını ziyaret edecek olan aileler, saat
14.00’te İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na giderek komisyon
başkanından soruşturma konusunda bilgi alacak. Aileler, saat 17.00’de
ise insan hakları ve sivil toplum kuruluşlarınca oluşturulan “Uludere
Platformu” ile bir araya gelecek.
Grubun içinde yer alan Mehmet Encü, Milliyet’e Ankara’ya sonuç almak
için gittiklerini belirterek, “Genelkurmay’ın raporunu kınıyoruz. Biz bu
olayın üstünü örttürmeyeceğiz. Kendi çocuklarımız için her şeyimizi
seferber edeceğiz. Sonuna kadar hakkımızı arayacağız. İnsan Hakları Alt
Komisyonu’ndan bize ‘15 güne kadar raporumuzu açıklayacağız’ bilgisi
verildi. O raporda olayla ilgili tatmin edici sonuç çıkmazsa elimizden
geleni, yani bu toprakları terkedip Barzani’ye sığınacağız” dedi.