4 Ocak 2013 Cuma

Ertuğrul’u öldüren silah çavuşa zimmetli çıktı!

İntihar denilen asker ölümüne iki tutuklama

İntihar denilen asker ölümüne iki tutuklama

KKTC’de askerlik yaptığı birlikte başından girip çenesinden çıkan kurşunla hayatını kaybeden ancak intihar ettiği iddia edilen 20 yaşındaki er Ertuğrul Dokuyucu’nun şüpheli ölümünü gündeme getiren VATAN’ın haberinden sonra, askeri mahkeme iki kişiyi tutukladı. Tutuklananlardan biri Dokuyucu’ya kötü muamele yaptığı öne sürülen asteğmen A.A., diğeri ise olayda kullanılan G-3’ün sahibi çavuş S.U.

Lefkoşa Derboyu’nda Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 3. piyade taburu 10’uncu bölükte, askerlik görevini er olarak sürdüren 8 aylık asker Ertuğrul Dokuyucu’nun (20) 4 Kasım 2012 tarihinde intihar ederek yaşamına son verdiği açıklandı. Ertuğrul’un ailesi ise oğullarının cinayete kurban gittiğini öne sürdü. Çünkü intihar ettiği iddia edilen Dokuyucu’nun çenesinden çıkan kurşun başından girmişti. G-3 tüfeği ile bir askerin kendisini kafasının üst tarafından vurmasının imkansız olduğunu söyleyen baba Tayyip Dokuyucu, şöyle konuştu:

‘’Her şey açık bir şekilde ortada. Oğlumu hususi biri başının üst tarafından vurmuş. Bölüğündeki A.A. isimli asteğmenden sürekli yakınıyordu. Bir akşam bölüğünden bizi aradığında, ‘Asteğmen A.A., geceleri beni yatağımdan kaldırıyor. Ağaca, taşa tekmil verdiriyor. Yerde süründürüp başımı çiğniyor. Bazı geceler traktörün deposuna mazot doldurtup bana tarla sürdürüyor. Kucağıma el bombası dolduruyor. Bölükten tabura kadar götürmemi istiyor. Artık dayanamıyorum’ demişti. İtihar ettiği iddia edilen gün de Ertuğrul bölükten telefonla bizi aradı. ‘Asteğmen yine beni dövdü’ deyip ağladı. Bölük komutanı Yüzbaşı Hüseyin Kansu’yu aradım. ‘Asteğmen yine oğlumu dövmüş, hemen oraya geliyorum’ dedim. ‘Gelme, ben hallederim’ diye karşılık verince oraya gitmekten vazgeçtim. Keşke gitseydim.

‘İşkence izleri vardı’

Morgda oğlumun cansız bedenine baktığımda başının orta yerinde kurşun kalem kalınlığında bir delik vardı. Çenesinin altı ise paramparçaydı. Parçalanmış çene altından ot çıkardım. Morgta oğlumun resmini çekmek istedim, polis izin vermedi. Gömleğinin düğmelerini çözmek istedim. Ona da izin vermediler. Ama avukatımız oğlumun vücudunu görmüş. Vücudunda da işkence izleri varmış. Sonradan bir tahkikat memuru, ‘Darp izi vardı, bunun için vücudunu görmenize izin verilmedi’ diye bana itirafta bulundu. Kurşun girdiği yerde sadece bir delik açar, çıktığı yeri ise parçalar. Birisi oğlumun kafasına silahı dayayıp ateş etmiştir. Kurşun da çeneden çıkmıştır. Koskoca silahı başının üstünde tutacak ve kendini vuracak! Böyle bir intihar görüldü mü hiç? Ama bölükteki Başçavuş Derviş Çapkıner, ‘Diz çöktü, silahı çenesine dayadı ve kendini vurdu’ diyor. Nerden biliyor diz çöktüğünü? Hele tetiği Ertuğrul’un çektiğini nereden görmüş? Sorular yığınla. Oğlumun otopsi raporunu bile bize vermediler.”

Oğlunun cinayete kurban gittiğini ve olayın aydınlatılması gerektiğini tekrarlayan Tayyip Dokuyucu, şehit sayılan oğluna askeri tören yapılmasına izin vermedi. Dokuyucu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e bir mektup yazarak oğlunun mezarının yeniden açılarak ikinci bir otopsi yapılması için yardım istedi.

‘Silah çavuşa kayıtlı’

Er Ertuğrul Dokuyucu’nun şüpheli ölümünü VATAN gündeme getirdi. Haberden kısa bir süre sonra da askeri mahkemeden iki kişiye tutuklama geldi. Tutuklanan zanlılardan birisi Dokuyucu’ya sürekli kötü muamele yaptığı öne sürülen asteğmen A. A., diğer zanlı ise o saatte nöbeti olan ve Dokuyucu’nun ölümüyle sonuçlanan olayda kullanılan G-3 tüfeğinin sahibi çavuş S.U olduğu öğrenildi.

Kantar davasında 7 sanık var

Girne’de askerlik yaparken işlediği öne sürülen bir suç yüzünden 18 Temmuz 2011’de “disko”ya atılan Er Uğur Kantar kısa süre sonra koma halinde hastaneye kaldırıldı. Kantar, tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak 12 Ekim 2011’de yaşamını yitirdi. Kantar’ın işkenceyle öldürüldüğü ortaya çıkınca olaya karışan askerler askeri mahkemede yargılanmaya başlamıştı. Uğur Kantar ile ilgili iki ayrı dava devam ediyor. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi ve Elazığ Ağır Ceza Mahkemesi ’nde süren davalarda 2’si tutuklu 7 kişi yargılanıyor.