15 Ocak 2013 Salı

Balyoz'da gerekçe ve tatminsizler / Gültekin Avcı


23 Eylül'de Balyoz'da kısa karar açıklanınca, "Balyoz'da kısa kararın ardından 1-2" başlığıyla iki yazı yazıp durum değerlendirmesi yapmıştım.
Mahkeme karar gerekçesini açıkladı.

1- Astlara verilen cezalarla ilgili polemikler yapılmıştı.

Ben ne demiştim?

"Alt rütbeliler için beraat kararı bekliyordum, hayal kırıklığına uğradım" yorumu yapanların ceza hukukundan nasibi olmasa gerektir.

Hakaret ederek savunma yapılmaz

Kanunsuz emir ifa edilmez.

Emri alan kişiler çoban değil, harbiye eğitimi almış subaylar.

Üst asta "git şu gazetecinin evini yak" dese, bu emir yerine getirilir mi?"

Mahkeme ne diyor gerekçede?

"Kanunların suç olarak kabul ettiği konularda amirin emrinin yerine getirilmesinin astı sorumluluktan kurtaramayacağı açıktır. Bu nedenle sanıkların emir gereği seminere katıldıkları yönündeki savunmalarına itibar edilemez."

Rutin gerekçedir ve doğrudur.

Sanıkları çok seviyorsunuz diye Ceza hukukunda on yılların silsile-sorumluluk ve illiyet prensibi değişmez.

2- Sanık ve avukatları "savunma hakkımız kısıtlandı" diye feryadı figan ettiler.

Ben şunu yazdım:

"...Sanık avukatları yaklaşık 2 ay duruşmaları boykot eylemi yaptı. Böyle bir savunma yolu ceza usulümüzde yok. Olsaydı bunun için hukuk fakültesi bitirmeye gerek kalmazdı.

Savunma, sokak tavrı veya miting edasına değil, hukuken geçerli argüman ve dinamiklere dayanır."
Mahkeme ne dedi gerekçede:

""Kendi mağduriyetlerine kısmen ya da tamamen kendi hareketleriyle neden olan sanıklar, bu durumdan kendi lehlerine sonuç çıkararak haklarının ihlal edildiğini iddia edemezler."
Savunma hakkını her fırsatta mahkemeye hakaret etmek için kullanıp da "savunma hakkım kısıtlandı" diye bağıramazsın.

3- Kendilerince mahkemeye sunulan "belgeler sahte" diyen bilirkişi raporuna değer verilmedi diye ortalığı yıktılar.

Ben şunu yazdım:

"Karşıtlık arz eden bilirkişi raporları varsa, mahkeme hangisine itibar edeceğini kendisi tayin eder ve bunun sebeplerini gerekçesinde belirtir.

Ayrıca bilirkişi raporları mahkemeyi bağlamaz."

Mahkeme ne dedi?

'Raporlar mahkemeyi bağlamaz.'

Orijinal belgeler yeterliydi

4-"Dijital belgeler sahte" dediler.

Ben şunu yazdım:

"Karargâh'tan mahkemeye gönderilen cevapta, 26 belgenin ıslak imzalı orijinal hali veya onaylı suretlerinin bulunduğu belirtildi...

Kaldı ki Balyoz belgelerinin bir kısmının orijinal olmadığı veya sahte olduğu iddiası kabul edilse bile, orijinal, gerçek bilgi ve belgelerin gösterdiği hukuki gerçek göz ardı edilemezdi..."

Mahkeme ne dedi?

"Teslim edilen yazılı belgeler ile asıllarının Genelkurmay Başkanlığı tarafından askeri birimlerde asılları bulunmaktadır.

Taranmış belgelerin dijitaller içerisinde yer alması, delillerin doğruluğu konusunda sanıkların aksi yöndeki savunmalarını bertaraf ederek mahkemede tam bir kanaat oluşturmuştur."

Özellikle Genelkurmay'ın mahkemeye gönderdiği "taranmış belgeler doğrudur" yazısı dijital gerekçenin belkemiğiydi.

11,16 ve 17 no'lu CD'ler sahte diyorsunuz ama sizin doğrudur deyip kabul ettiğiniz diğer CD'ler bu CD'leri ve içeriğini doğruluyor dedi mahkeme.

Bu da müvekkillerine soruşturmadan itibaren "neyi kabul edip neyi reddedeceklerini öğretme" hususunda Balyoz avukatlarının gülünç duruma düştüğünü, müvekkillerini ters köşeye yatırdıklarını gösteriyor.

Avukatlık TV'lerde şov yapmaya benzemez.

En fazla katıldığın programların ceza hukukuna yabancı moderatörlerini ve ideolojik yandaşlarını ikna edersin.

Ama artistliğe mahal bırakmayan mahkemeler fiyakanı bozar, mumunu alemin gözü önünde söndürür.

Buyurun buradan yakın.