Balyoz davasından yargılanan Org. Ergin Saygun, 5-7 Mart 2003
tarihli Plan Semineri notlarını, Tayyip Erdoğan'ın, toplantıdan kısa bir
süre sonra Aytaç Yalman'a verdiğini ileri sürdü. (Bana göre, Yalman,
belgeleri Genelkurmay Başkanı Özkök'e, Özkök, Erdoğan'a, Erdoğan da
Yalman'a iletmiştir. Çünkü dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı olan Yalman,
o tarihte kilit bir rol oynuyordu.)

Jandarma İstihbarat Daire Başkanı Levent Ersöz'e ait olduğu belirtilen
bir konuşma, 4 Mart 2010'da internete düştü. Bu konuşmada Ersöz, "
Orgeneral
Yalman, 2003-2004 yılında komutanların hepsini vaktiyle satan adamdır.
19 Mart 2003'te, Hilmi Özkök'e komutanların hepsini gammazladı" diyordu.

Eski
Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in günlüklerinde, Aytaç
Yalman'ın, Hilmi Özkök'le aralarında cereyan eden bir konuşma yer
alıyor: Genelkurmay Başkanı Özkök, Yalman'a "
Cuma akşamı sizleri aradığımda (bütün kuvvet komutanlarını kastediyor)
benden habersiz olarak toplanmış durumda buldum. Üzüldüm" diye sitem edince, Yalman, Özkök'e soruyor: "
Geçen yıl size en fazla desteği kim verdi?" Özkök, "
Tabii ki sen verdin ve sana çok müteşekkirim" diyor. Yalman, "
O halde nasıl olur da bizim hakkımızda böyle düşünebilirsiniz?" cümlesiyle tartışmayı sonlandırıyor.
Daha sonra Aytaç Yalman, Hilmi Özkök'le aralarında geçen konuşmaya bir açıklık getiriyor ve Özden Örnek'e diyor ki: "Geçen yıl eğer ben ona karşı Çetin Doğan'la birlikte olsaydım, onu paramparça edeceklerdi."

15 Kasım 2003'te, iki Musevi sinagoguna karşı bombalı saldırı gerçekleşti. Bombaların İkitelli'deki
Gökkuşağı deterjan fabrikasında
imal edildiği ortaya çıktı. İşin tuhafı, 5-7 Mart 2003'teki Plan
Semineri sırasında Tuğgeneral Süha Tanyeri'nin tuttuğu ileri sürülen el
yazısı notlarda, "
Gökkuşağı-deterjan" ibaresi geçiyordu. Tanyeri,
nasıl oluyor da, bu bombaların Gökkuşağı deterjan fabrikasında imal
edileceğini 8 ay önceden biliyordu?

Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, bu örgüt konusunda bilgisi olup olmadığını MİT'e sormuştu. MİT "
Bilgimiz var. Bu bilgiyi 19 Kasım 2003'te Başbakan'a da sunduk"
cevabını vermişti. 15 Kasım 2003'te 2 sinagog bombalanıyor, 19 Kasım
2003'te MİT, Başbakan'a bir değerlendirme notu veriyor. Başbakan'ın, 2
Aralık 2003'te yaptığı grup konuşmasında,
vakti saati geldiğinde demokrasi çerçevesinde birileriyle hesaplaşacağını söylemesi, "
Bunun belgesi, bilgisi, delileri, her şeyi elimizdedir" demesi de, MİT'in aktardığı malumat çerçevesinde yorumlanabilir.

3
Aralık 2003'te, Yüksek Askeri Şûra öncesi, Genelkurmay Başkanlığı'nda
komutanlar toplanıyor. Hemen icraata geçilmesini ve Özkök'ün hükümete
muhtıra vermesini istiyorlar. Özkök, onları yatıştırıyor. "
Bu hükümet gitmelidir ama demokratik yollardan bu işi halletmeliyiz" diyor. Özden Örnek, bilgisayarına not düşüyor: "
Tarihi
bir toplantıydı. Genelkurmay Başkanı'na onunla aynı fikirde olmadığımız
mesajı verildi. Yalnız kaldığını anladı. Eylem planına ad koyduk:
Sarıkız."
***
Balyoz Planı sahte mi değil mi diye yürütülen tartışmalar tâli bir öneme
sahip. Buna mukabil, somut olaylar, AK Parti iktidara geldiği tarihten
itibaren, önce 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın, muhtemelen Jandarma
Genel Komutanı Şener Eruygur'la işbirliği yaparak bir darbe hazırlığı
içine girdiğini, Aytaç Yalman'ın onlarla birlikte görünmekle birlikte,
hadiseyi Genelkurmay Başkanı Özkök'e intikal ettirdiğini gösteriyor.
Zaten, Çetin Doğan'a "İç tehdide ilişkin Plan Semineri yapma"
talimatını veren de Yalman. Çetin Doğan'ın Ağustos 2003'te emekliye
ayrılmasından sonra, bu defa Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ön
plana çıkıyor. Özkök, bütün faaliyetlerin farkında; yakından izliyor.
Hatta, Aytaç Yalman'ın Ergenekon davasında verdiği ifadeye göre,
Sarıkız, Ayışığı ve Yakamoz belgelerini, 2004 bahar ayında, Hilmi Özkök
kendisine gösteriyor.
Bence de Aytaç Yalman ve Hilmi Özkök ifade vermeli. Ama bu ifade, diğer
sanıkların yanında değil, gizli olmalı. Ancak o zaman gerçekten
bildiklerini açıkça söyleyebilirler.