3 Ağustos 2011 Çarşamba

Şûra’yı kaldırın gitsin! / Nail Güreli


Askeri Şûra öncesi ordu doruk kademesinin istifalarla boşalması soldan sağa, aşağıdan yukarıya ve de adı konmamış her cenahta, meşreplerine göre farklı biçimlerde yorumlandı. Nerdeyse söylenecek söz kalmadı. Vaziyetten vazife çıkarmak moda ya, biz de bir çift laf edelim bari.
İzninizle önce ordu üzerine yorumlardan kısa bir derleme yapalım.

Protokole göre, elbet önce Cumhurbaşkanı Gül geliyor. Gül’ün olup bitenleri “olağanüstü” ve “normal” karşılayan sözlerinin Milliyet’te yayımlandığı gün, Güngör Uras köşesinde, Bülent Ortaçgil’in “Normal” şarkısını Jehan Barbur’dan keyifle dinlediğini anlatıyordu. Okumuşsunuzdur; kısaca, her şeyi normal bulan insanları anlatan bir şarkı.
Gül’ün normali, Ortaçgil’in normalini çağrıştırdı. Sanki eski kimliklerinin havasında bir değerlendirme gibi geldi.
Şu bizim medyadaki normalcilerin havası da ilginç mi ilginç.
Tutturmuşlar bir sivilleşmedir, gırla gidiyor. Uysa da uymasa da misali, her vesileyle “askerin sivil otoriteye tabi olduğunu” yineliyorlar.
Aksini söyleyen var mı?

Dokuz yıldır tek başınıza iktidardasınız. Tayyip Erdoğan’ın 23 Nisan’da bir günlük çocuk başbakana söylediği gibi: “Astığınız astık, kestiğiniz kestik!”
Orduda general kalmadı, çoğunluk Silivri’de; ama Erdoğan’ı kesmiyor.
Ne keser dersiniz?
Bu arada Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) sıradışı yorumu kayda değer:
İkinci Cumhuriyet ordusunu kuruyor.
Araştırmacı gazetecilerin yazdığına göre, ordudaki bu düzenleme iktidar çevrelerinde bir yıl önce (yani yine askeri şûra döneminde) planlanmaya başlanmış. Demek oluyor ki, siyaset ordu ile de halvet olmuş.
Bu noktada naçizane bir teklifimiz var.
Askeri Şurâ tarihini 30 Ağustos zaferiyle bütünleşmiş bir döneme rastlatmayın; tarihe ayıp oluyor.
Mayıs diyeceğiz, ama olmaz, onda da 19 Mayıs var.
Ekim deseniz, Cumhuriyet Bayramı kafalara dank ediyor.
En iyisi, siz şu askeri şûrayı kaldırın gitsin!