4 Ağustos 2011 Perşembe

Savaş uçakları irtica fotoğrafı çeker mi? / Sedat Ergin


HAVA Kuvvetleri Komutanlığı emrindeki savaş uçakları, irticai faaliyetler için istihbarat amaçlı kullanılabilir mi?

Örneğin F-16’lar bir tarikat şeyhinin yaşadığı bir çiftliğin havadan fotoğraflarının çekilmesi için kullanılabilir mi? Önümüzdeki dönemde Balyoz davası ile birleştirilmesi beklenen ikinci Balyoz iddianamesinin Türk kamuoyunun gündemine getirdiği kritik sorulardan bazıları bu şekilde beliriyor.
HALA KIZIYLA TOKALAŞMAK ZİNA MIDIR?
Yeni iddianamenin delilleri, önemli ölçüde 21 Şubat 2011 tarihinde Eskişehir’de emekli hava istihbarat subayı Hakan Büyük’ün evinde yapılan aramada bulunan bir flash disk’ten çıkan belgelere dayanıyor.
Bu delilleri iki kategoriye ayırabilmek mümkün. Birinci grupta, büyük bir bölümü ıslak imza içeren ve sahiciliği konusunda pek kuşku doğurmayan belgeler yer alıyor. Bunların neredeyse tümü 2000’li yılların başlarında ve ortalarında Hava Kuvvetleri’nin Eskişehir’deki Birinci Taktik Kuvvet Komutanlığı istihbarat şubesinin özellikle irticai faaliyetler konusunda yürüttüğü faaliyetleri gösteriyor. Hakan Büyük, 2003-2006 yılları arasında bu şubede görev yapmıştı.
İkinci kategoride ise savcıların doğrudan bir darbe organizasyonunun hazırlığı olarak gördüğü belgeler var. Ancak bu belgeleri ilk gruptakilerden ayıran bir özellik hiçbirinde ıslak imza bulunmaması. Bu belgeler üzerinden suçlanan, tutuklanan sanıklar da bunların sahte olduğunu ileri sürüyor.
Bugünkü yazımızda birinci gruptaki delilleri irdelemek istiyoruz. Bu belgeler, orduda istihbarat şubelerinin “iç tehdide” dönük olarak nasıl çalıştığını göstermesi bakımından ilginç bilgiler sunuyor.
Bu belgeler arasında personel eşlerinin kılık kıyafetleri hakkında tutulan raporlar da var, askeri lojmanların yanındaki bir camide bayram namazında imamın “Hala kızı, teyze kızıyla tokalaşmak zina yerine geçer” şeklinde vaaz verdiğini duyuran istihbarat raporu da...
FOTOĞRAFLARI UYGUN SORTİLERDE ÇEKİN
Ek klasörlerdeki belgeler arasında Adıyaman Menzil Grubu şeyhlerinden Fevzettin Erol’un 2002 yılında Sivrihisar’da Aşağıkepen Köyü civarında aldığı çiftlikle ilgili istihbarat çalışmalarına da rastlamak mümkün.
Bu belgeler, söz konusu çiftlikteki fiziki gelişmelerin izlenebilmesi için Eskişehir’deki hava üssünden kalkan savaş uçaklarıyla “uygun eğitim sortilerinde” havadan fotoğrafların çekildiğini de ortaya koyuyor. Bu konudaki yazışmalarda fotoğrafların 25x25 cm ebadında olması, “mukayeseli kıymetlendirme” yapılabilmesi için uçuşların belli aralıklarla yapılması isteniyor. Belgeler arasında çiftliğin havadan çekilmiş fotoğrafları da var. Bir belgede, 22 Mayıs 2003 ile 3 Ekim 2003 tarihli fotoğraflar kıyaslama için yan yana konmuş.
Burada 8 numaralı sanık Orgeneral Bilgin Balanlı adına 2007 yılında yalnızca imzaya açılmış olan, ancak ıslak imza taşımayan Bilvanis Çifliği’yle ilgili bir belge özellikle dikkat çekiyor. Balanlı, o tarihte Eskişehir’de 1’inci Taktik Kuvvet Komutanı olarak görev yapmaktaydı. Bu belgede, “Hava fotoğrafları incelenerek emir verildiğinde havadan yere taarruzlar icra etmek üzere ayrıntılı hedef analiz çalışması yapılacaktır” deniliyor.

BALANLI NE DİYOR?Orgeneral Balanlı, Savcılık ifadesinde kendisinin böyle bir belge hazırlamadığını, belgenin gerçek olmadığını söylüyor, bununla birlikte çiftlikle ilgili keşif uçuşlarının yapıldığını bildiğini de saklamıyor.
Balanlı, Bilvanis Çiftliği ile ilgili olarak gazete haberleri çıktıktan sonra 2003 yılında Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri olarak görev yapmış olan emekli Hava Kuvvetleri Komutanı (Orgeneral Cumhur Asparuk) ile konuşarak bu konuda ondan bilgi aldığını anlatıyor.
Balanlı, komutanın kendisine verdiği bilgiye dayanarak şunları söylüyor:
“Bana görev yaptığı süre içinde MGK’da Bilvanis Çiftliği ile ilgili görüşme yapıldığını, bu görüşme sonrası Hava Kuvvetleri’ne talimat verildiğini ve istihbarat çalışmalarına yardımcı olmasının istendiğini ifade etti. 2003 yılından sonra bu çiftliğe Hava Kuvvetleri’nin Eskişehir’deki ilgili birimleri tarafından keşif amaçlı uçuşlar yapılmış.”Balanlı, bu hususu ayrıca 2008 veya 2009 yılında önüne gelen bilgi notu içeren rapordan da öğrendiğini anlatıyor. Balanlı’ya göre, kendi görev döneminde bu çiftlikle ilgili herhangi bir yazışma ve keşif faaliyeti yapılmamış.
Neresinden bakarsanız bakın, “iç tehdit” için savaş uçağı kaldırıp havadan fotoğraf çekmek pek makul bir askeri faaliyet olarak gözükmüyor.